Yarın akşam sandıktan kim çıkarsa çıksın, pazartesi gününden itibaren Türkiye’yi çok zor bir dönem bekliyor.
Bu zorlukların en acili pazartesi sabahı para piyasalarında yaşanacak olanlar. Seçim sayesinde ekonomide yaşatılan yalancı bahar cuma akşamı itibarıyla sona erdi, pazartesiden itibaren kavurucu bir yaza veya buz gibi bir kışa gireceğiz.
Beklenen, her şart altında doların fiyatı üzerindeki ağır hükümet baskısının hafiflemesi, yani TL’nin değer kaybetmesi. Nitekim dün doların resmi kuru ilk kez 20 liranın üzerini gördü.
Ancak meseleye kısa vadeli bakmayın. Para piyasasında kısa vadede ciddi dalgalanma olabilir ama esas belirleyici olan orta vadede başımıza gelecekler. İdare edilmesi gereken çok ciddi bir bütçe açığımız var. Bu açık bu seviyedeyken hükümetin mevcut faiz politikasıyla onu finanse edebilmesi söz konusu olamaz. Mevcut vergilerle de bu finansmanı sağlayamayız.
O yüzden orta vadede Hazine borçlanma faizleri kaçınılmaz biçimde artacak, Meclis’ten belki tek seferlik belki kalıcı çok sayıda yeni vergi yasası geçecek, pek çok alanda vergi oranları artacak, hükümet ister istemez tüketimi ve ithalatı kısmanın yollarını arayacak, bu arada enflasyon çok yükselecek.
Bizi bir hayli karamsar bir gelecek bekliyor.