Çok beğendiğiniz bir ayakkabıyı aldınız. Alabildiğiniz tek çiftti. Eve geldiğinizde biraz küçük geldiği hissine kapıldınız. Bir numara büyük alma şansınız yok…
En yakın arkadaşınızla telefonda tartıştınız. Telefonu karşılıklı sertçe kapattınız. Sonra?
Köpeğiniz salamlı sandvicinizi kaşla göz arasında aşırdı…
Bir günlüğüne büyücü olsanız…
Gündelik can sıkıntılarının yarattığı mutsuzluk durumlarında…
İş yerinden bir arkadaşınız deniz fobisinden bahsediyor, bu nedenle yazları çok sıkıntı çektiğinden dert yanıyor.
‘Hayati karar’ ilk anda aklınıza ne getiriyor?
Halanız düşüp kalça kemiğini kırmış, hastanede; ameliyat olacak…
‘Gülme komşuna, gelir başına’ deyişi. Sizce?
İnsanlıktan bir duyguyu ortadan kaldırmak mümkün olsaydı, hangisi olsun isterdiniz?
Tanımadığınız birinin (sözgelimi markette) hoş olmayan davranışına karşı en iyi tutum ne olabilir?
Şimdi, burada, siz Descartes’sınız. “Düşünüyorum…” Tamamlayın.
Kuleye hapsedilmiş, saçları upuzun Rapunzel kurtarıcısını beklemeden nasıl kurtulur?
Tahammülünüz yok. Neye?