Adalet Bakanı Yılmaz Tunç 40 yıla varan cezayla yargılanan Engin Polat’ın tahliyesiyle ilgili “Tutuksuz yargılanması suçsuz olduğu anlamına gelmez. Bırakalım yargı işini yapsın” dedi.
Sosyal medya fenomeni ve güzellik merkezleri sahibi Dilan Polat’ın eşi Engin Polat ve beraberinde tutuklu yargılanan üç şüpheli, mahkemenin ara kararı ile tahliye edildi. 28 sanığın yargılandığı davada tutuklu yargılanan kimse kalmadı. Sanıklar ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme’, ‘suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama’ ve ‘Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a muhalefet’ suçlarından yargılanıyor. Davada sanıkların 40 yıla kadar hapsi isteniyor.
Muhalefet, iktidara karşı en ufak bir eleştiri de bile ‘sert’ davranan yargının bu davadaki tavrını eleştirmişti.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç bu eleştirilere şöyle yanıt verdi: “Yaklaşık 1 yıllık soruşturma söz konusu oldu. Görülmekte olan bir davayla ilgili konuşmak uygun değildir. Buradaki konuya hakim olan elbette ki o dosyaya bakan hakim ve savcılardır. Kimin serbest bırakılıp kimin tutuklanacağına ceza kanunlarımız çerçevesinde karar verecek olanlar hakimlerimizdir. Bir kişinin tutuklu yargılanması onun suçlu olduğu anlamına gelmediği gibi tutuksuz yargılanması da suçsuz olduğu anlamına gelmez. Bırakalım yargı işini yapsın. Tabii bunu fırsat bilip yargı üzerinde ağır eleştirilerde bulunanlar var. Burada yargı mensuplarımız kılı kırk yararak bir çalışma yürütüyor. Elbette ki hatalı kararlar olursa bu kararların düzeltilme mekanizmaları da yine yargı sistemimiz içerisinde var.”
Tunç, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ‘yargıyı etkilemeye çalışmak’ ve ‘parmak sallamakla’ suçlamıştı. Bakan, CHP lideri Özgür Özel’in İmamoğlu’na desteğine tepki gösterdi: “Türkiye Cumhuriyeti devletinin hukuk devleti olduğunu hep ifade ediyoruz. Görülmekte olan bir davayla ilgili olarak siz eğer yargılama yapanlara yönelik birtakım sözler sarf ederseniz o zaman tehlikeli bir durum ortaya çıkar. Burada sayın Özgür Özel, özellikle kendi belediye başkanının yargıya yönelik parmak sallamasına ve ona verdiği cevap olarak onun yanında olduğunu ifade etmesi bir talihsizliktir. Bu konuda kendi belediye başkanını yargıya müdahale etmemesi konusunda bir genel başkan olarak ‘bırakın yargı görevini yapsın, en doğru sonuca ulaşsın’ demeliydi. Siz parmak sallayıp yargıyı tehdit ederek şu sonucu vermezseniz şöyle olur, kaos çıkar şeklindeki durumlar eski Türkiye manzaralarıdır. Geçmişte yargıyı arka bahçe yapanlar bugün ortaya çıkıp biz başkanımızın yanındayız, yargıya parmak salladığı noktada da ona destek oluyoruz derseniz o zaman sorumlu bir harekette bulunmamış olursunuz. Bunu yapmaman gerekirdi, yargıya parmak sallanmaz şeklinde bir tavsiyede bulunacakken onun yanında olduğunu ifade etmesi Özgür Özel için bir şanssızlık olduğunu ifade etmek durumundayız” dedi.
Bakan Tunç, Harp Okulu mezuniyeti sırasında ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganı atıp yemin eden askerlerle ilgili ise şunları dedi: “Askerlerimizin kanunen yaptığı yemin bellidir. Bu yemin edilip tören bittikten sonra yürürlükten kaldırılan farklı bir yemin bir grup teğmen tarafından tekrar edildi. Bu durum tabi kamuoyunda tartışmalara neden oldu. Özellikle ordumuzun yıpratılmaması gerekir, ordumuz peygamber ocağı, çok badirelerden geçti. Ordumuz bizim gözbebeğimiz. Bu tür durum ve davranışların doğru olmadığını Sayın Cumhurbaşkanımız bugün de ifade ettiler. Kanunen yapmak zorunda olduğunuz bir yemini yaptıktan sonra tekrar yürürlükte olmayan başka bir yemini farklı bir gösteri halinde yapmaya kalkışırsanız bunun askeri disiplin açısından bir sorun olduğunu söylemiştim. Elbette ki bunun arka planının araştırılması ve soruşturulması hassasiyetimizi de söyledik. Cumhurbaşkanımız da bugün ordunun yıpratılmaması ama bu tür disiplinsiz hareketlerin de kabul edilmeyeceğine yönelik açıklamalarını gerçekleştirdi. Bu minvalde gerekli inceleme ve soruşturmalar yapılır.”