Kuzey Suriye'deki özerk PKK/YPG yönetiminin lideri Mazlum Abdi ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara anlaşma imzaladı. Suriyeli Kürtler 'Anayasal vatandaş' olacak; özerk yönetim sona erecek, her şey merkezi yönetime geçecek; silahlı YPG dağılacak, isteyenler Suriye ordusuna katılabilecek.
Suriye’de iç savaşın 2011’de başlaması sonrası Irak’taki PKK’nın müdahalesiyle Kuzey Suriye’de kurulan ve adına ‘Rojava devrimi’ denen Kürt özerk yönetimi dün bir imzayla sona erdi. Çekirdeğini ve vurucu gücünü büyük ölçüde PKK tarafından bölgede oluşturulan YPG adlı silahlı grubun oluşturduğu, zaman içinde Suriye topraklarının üçte bire yakın bölümünü kontrol eder hale gelen ve ‘Suriye Demokratik Güçleri’ (SDG) adını kullanan oluşumun askeri lideri Mazlum Abdi (Kobani) ile Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmet Şara dün bu özerk yönetimin sona ermesini, YPG askeri güçlerinin dağıtılmasını ve Suriyeli Kürtlerin “eşit vatandaşlık” temelinde merkezi Suriye yönetiminin bir parçası haline gelmesini kabul eden bir anlaşmaya imza attı. Böylece Suriye’nin birliği konusunda çok büyük bir adım atılmış, ülke sıcak çatışma riskinden kurtulmuş oldu.
Suriye resmi haber ajansı SANA dün hem yapılan 8 maddelik anlaşmaya dair bir haber hem de anlaşma imza törenine ilişkin fotoğrafları dünyayla paylaştı. Mazlum Abdi’nin de anlaşma imza törenine sivil kıyafetlerle gelmesi, kravat takmasa bile takım elbise giymesi dikkat çekti.
Sana’nın haberine göre SDG ile Suriye merkezi hükümeti arasındaki anlaşmanın maddeleri şöyle:
– Tüm Suriyelilerin dini veya etnik kökenine bakılmaksızın liyakate dayalı temsiliyet ve siyasi katılım hakkının güvence altına alınması,
– Kürt toplumunun Suriye’nin ayrılmaz bir parçası olarak tanınması ve anayasal haklarının garanti altına alınması,
– Suriye topraklarının tamamında ateşkes sağlanması,
– Kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır kapıları, havaalanları ve petrol ile gaz sahaları da dahil olmak üzere devlet yönetimi altında birleştirilmesi,
– Tüm yerinden edilmiş Suriyelilerin devlet koruması altında kendi memleketlerine dönüşünün sağlanması,
– Suriye’nin Esad yönetiminin kalıntılarına ve ülkenin güvenliğiyle birliğine yönelik tüm tehditlere karşı mücadelesinin desteklenmesi,
– Bölünme çağrılarına, nefret söylemine ve çatışma çıkarmaya yönelik girişimlerin reddedilmesi,
– Anlaşmanın yıl sonuna kadar uygulanmasını sağlamak amacıyla uygulama komitelerinin çalışmalara başlaması.
Mazlum Abdi’nin X hesabından yaptığı açıklamada anlaşmanın “Yeni Suriye’nin inşası için gerçek bir fırsat sunduğu”nu söyledi. Abdi Suriye halkının adalet ve istikrar beklentisini yansıtan bir geçiş sürecinin garanti edilmesi için “SDG’nin önemli bir dönemde Suriye yönetimiyle birlikte çalıştığını” belirtti.
Bu anlaşmayla ülkede SDG kontrolü altındaki petrol ve gaz sahalarının kontrolü devlete geçecek. SDG’nin kontrolünde birçoğu kapalı sınır kapıları ve IŞİD savaşçılarının tutulduğu cezaevleri de yer alıyor. Yapılan anlaşmayla SDG “Suriye’nin güvenliği ve birliğine yönelik her türlü tehditle mücadelede” hükümeti desteklemeyi kabul etti.
SDG’nin bazı kaynaklara göre 40.000 ila 60.000 savaşçısı olduğu ve bunların 20.000 ila 30.000’inin YPG’ye ait olduğu tahmin ediliyor.
Türkiye SDG’nin omurgasını oluşturan Halk Savunma Birlikleri’ni (YPG) ve bağlı olduğu, Suriye’nin kuzeyinde geniş bir alanı yöneten Demokratik Birlik Partisi’ni (PYD) PKK’nın uzantısı olarak görüyor ve “terör örgütü” olarak nitelendiriyor.
Katar yönetimi SDG ile yeni Suriye yönetimi arasındaki anlaşmayı memnuniyetle karşıladı.
Dışişleri açıklamasında anlaşmanın “sivil barışı sağlamlaştırma, güvenlik ve istikrarı artırma, hukukun üstünlüğüne dayalı bir devlet inşa etme yolunda önemli bir adım olarak görüldüğü” vurgulandı.
Katar yönetimi, güç kullanımının devlet tekelinde olmasının Suriye’nin istikrarı açısından gerekli olduğu vurgusunu yapıyor.
Suriyeli Kürtler Suriye iç savaşının başlamasının ardından PKK’nın devreye girip diğer Kürt siyasi örgütlerini yok etmesi ve sindirmesi sonrası PKK’nın bir alt oluşumu olan siyasi kanat PYD ve yine çekirdeğini PKK’nın oluşturduğu YPG adı verilen silahlı örgüt aracılığıyla 2012 yılında özerklik ilan etti. 2018 yılında da Rojava olarak bilinen bölgede Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi kuruldu.
Türkiye’nin buy örgüte şiddetli itirazları üzerine devreye giren ve 2014 sonundan beri YPG’ye askeri malzeme yardımı yapan ABD, burayı yöneten örgütlerden isimlerini değiştirmelerini istedi ve örgüt Kürtler dışında Arapları da kapsayacak şekilde 2015’ten itibaren SDG adını aldı. Ama örgütü PKK’nın üst düzey yöneticilerinden olan, geçmişte Abdullah Öcalan’ın özel sekreterliğini yapmış Mazlum Kobani (Bazen de Mazlum Abdi) kod isimli kişi yürütüyordu.
SDG’nin ana gövdesini PKK öncülüğünde kurulan Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) silahlı kanadı Halk Savunma Birlikleri (YPG) ile Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) oluşturuyor. YPG’nin kontrolündeki cezaevlerinde sayıları 10 bini bulan IŞİD üyeleri tutuluyor. Ancak önceki gün Ürdün’de yapılan zirvede aralarında Türkiye’nin de yar aldığı beş bölge ülkesi IŞİD’e karşı ortak mücadele etme konusunda anlaştı.
Fırat’ın doğusunu oluşturan bölgede ayrıca önemli petrol ve gaz rezervleri de yer alıyor. Suriye, 2018 yılı verilerine göre 2.5 milyar varil petrol rezervine sahip. Petrol sahalarının büyük bölümü Suriye’nin doğusunda, Irak sınırı ile kuzeydoğuda Haseke yakınlarındaki Deyr ez Zor vilayetinde bulunuyor.