PKK Öcalan'ın 27 şubattaki fesih çağrısından 70 gün sonra duyurdu: "5-7 mayısta iki ayrı yerde kongremizi yaptık, tarihî kararlarımızı yakında açıklayacağız." DEM Parti de 8 maddelik açıklama yaptı, siyasetten ve Tayyip Erdoğan'dan demokratikleşmeye hız kazandırmalarını istedi.
Türkiye, tarihi günler yaşıyor. Bundan 52 yıl önce Abdullah Öcalan ve arkadaşları tarafından kurulan Kürdistan İşçi Partisi-Partiya Karkeren Kürdistane (PKK) kongresini topladığını ve “Önder Apo’nun çağrısı temelinde PKK çalışmalarına ilişkin tarihi öneme sahip kararlar aldığını” açıkladı. PKK’nın bu duyurusunun hemen ardından Kürt siyasi hareketinin Meclis’teki temsilcisi DEM Parti de 8 maddelik bir açıklama yaptı, “PKK’nin tarihi kongre kararlarıyla birlikte elli yıllık çatışmadan barış ufkuna bir adım daha yaklaşmış oluyoruz. Bu adım, kadim topraklarımızın bağrında asırlardır özlemi çekilen barışın ve demokratik siyasetin yeniden filizlenmesinin ve gelişmesinin bir adımıdır” dedi. PKK’dan beklenen kendini feshettiğini ve silahlarını bırakacağını açıklamasıydı. Henüz bu resmen duyurulmadı ama “PKK 12. Kongresi’nin sonuçlarına ve alınan kararlara ilişkin geniş ve ayrıntılı bilgi ve belgeler, iki farklı alandaki sonuçlar birleştirildikten sonra çok yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılacaktır” dendi. DEM Parti’nin açıklamasının dili de PKK’nın kendini feshetme ve silah bırakma kararı aldığını ima ediyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekimde Meclis’te partisinin grup konuşmasında “Abdullah Öcalan gelsin Meclis’te konuşup örgütünü feshettiğini açıklasın, sonra da umut hakkı gibi uygulamalar konuşulsun” diyerek başlattığı süreçte gözler PKK’nın silah bırakma kongresine çevrilmişti. 1 Mart’ta yaptığı açıklamayla Öcalan’ın çağrısına uyacağını bildiren PKK 9 Mayısta yaptığı açıklamayla kongresini topladığını duyurdu.
PKK’dan yapılan açıklama aynen şöyle:
“PKK 12. Kongresi, 5-7 Mayıs tarihleri arasında Medya Savunma Alanlarında başarıyla yapıldı. Kongre, bütün çalışma alanlarını temsil eden delegelerle iki farklı alanda birbirine paralel olarak gerçekleştirildi.
PKK 12. Kongresi, Önder Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine toplandı ve başta Önder Apo’yu özlem ve saygıyla selamlayarak, Önder Abdullah Öcalan’ın kongreye sunduğu perspektif ve önerileri okuyup değerlendirdi. Ayrıca PKK Merkez Komitesi’nin kısa raporu da kongrede okunup tartışıldı.
Bu çerçevede PKK 12. Kongresi, Önder Apo’nun çağrısı temelinde PKK çalışmalarına ilişkin tarihi öneme sahip kararlar aldı.
Mayıs Şehitler Ayında gerçekleşen 12. PKK Kongresi, 52 yıllık tarihi mücadelenin tüm kahraman şehitlerini saygı, sevgi ve minnetle andı. Yurtsever halkımızı ve tüm demokratik sosyalist güçleri, başta şehitlerimiz olmak üzere 52 yıllık büyük mücadelenin ortaya çıkardığı tüm ulusal ve demokratik değerleri doğru sahiplenmeye, yaşamaya ve yaşatmaya çağırdı.
PKK 12. Kongresi, hazırlanmasında en çok emeği geçenlerden biri olan şehit Sırrı Süreyya Önder’i de saygı ve minnetle andı. 12 yıldır Önder Apo’ya yoldaşlık yapan bu değerli insanın barış ve demokratik toplum amaçlarını başarıya ulaştırmak için herkesi elbirliğiyle çalışmaya çağırdı.
PKK 12. Kongresi’nin sonuçlarına ve alınan kararlara ilişkin geniş ve ayrıntılı bilgi ve belgeler, iki farklı alandaki sonuçlar birleştirildikten sonra çok yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılacaktır.
Bunlar temelinde, ilk büyük şehidimiz Haki Karer yoldaş şahsında tüm kahraman şehitlerimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyor, yurtsever halkımızı ve demokratik dostlarımızı her alanda kahraman şehitlerimizi anmaya ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için mücadeleyi daha da yükseltmeye çağırıyoruz!”
PKK’dan gelen bu duyurudan dakikalar sonra DEM Parti’den de 8 maddelik bir yazılı açıklama yapıldı. O açıklama da aynen şöyle:
“Bugün Türkiye yakın tarihinin en önemli, en kritik eşiklerinden birine dair tarihi bir tanıklık içindeyiz.
1. PKK’nin tarihi kongre kararlarıyla birlikte elli yıllık çatışmadan barış ufkuna bir adım daha yaklaşmış oluyoruz. Bu adım, kadim topraklarımızın bağrında asırlardır özlemi çekilen barışın ve demokratik siyasetin yeniden filizlenmesinin ve gelişmesinin bir adımıdır.
2. Öncelikle, uzun süreli çatışmalı süreçte yaşamlarını yitiren tüm insanlarımızı derin bir hürmetle anıyoruz. Acının rengi, dili ve kimliğinin olmadığını onlarca yıllık acı tecrübe hepimize göstermiştir. Bugün Türk’ün, Kürt’ün, Çerkez’in, Arap’ın, Alevi’nin, Sünni’nin, bütün kimlik ve inançların gözyaşları aynı denizde buluşmuştur. Ortak kederimizi yüreğimizde taşıyoruz; tüm yitirdiklerimizin anısını kutsal bir emanet olarak koruyacağız ve ortak geleceğimizi inşa edeceğiz.
3. Şimdi, ortak ve eşit yaşam iradesini her şeyin önüne koyma vaktidir. Demokratik bir topluma, özgür siyasete, evrensel hukuka derinden inanma, demokratikleşme için çalışma ve adımlar atma dönemidir. Artık hiçbir genç ne dağda ne şehirde toprağa düşmesin. Bu ülkede bundan böyle inkarın ve silahların değil siyasetin, öfkenin değil demokratik ve toplumsal uzlaşının, ayrılığın değil birlikte ve eşit yaşamın sesi yükselsin.
4. Onurlu bir barış ve demokratik çözüm yolunda yeni bir sayfa açılıyor. DEM Parti olarak bu tarihi dönüm noktasından sonra, Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye’nin gerçek anlamda demokratikleşmesi için başta TBMM olmak üzere tüm demokratik siyaset kurumlarının sorumluluk almasının gerekliliğine inanıyoruz.
Şimdi demokrasinin ve adaletin sesi yükselmelidir. Toplumsal barışın inşası için Meclis’in önünde duran tarihsel görev, hiçbir siyasi hesabın gölgesinde kalamayacak kadar mukaddestir. Bu tarihî adımı kalıcı barışa dönüştürecek yasal-kurumsal zemini birlikte kurmak, şu an en temel sorumluluğumuzdur.
5. Bu tarihi anda, Türkiye’nin demokratik geleceğini kurma fırsatını başarıya ulaştırmak için yürütme erkinin de tarihi sorumluluğunu yerine getirmesi barışın güvencesi olacaktır.
6. Bu sürecin gelişmesinde tarihi bir sorumluluk üstlenen Sayın Abdullah Öcalan’a; barışın bedelini canlarıyla, evlatlarıyla, gözyaşlarıyla ödeyen Türkiye halklarına; çözüm iradesine destek sunan Sayın Devlet Bahçeli’ye ve bu iradeye sahip çıkan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a ve sürece olumlu yaklaşan ana muhalefet lideri Sayın Özgür Özel olmak üzere tüm muhalefet liderlerine teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Bu sürecin başarıya ulaşması için siyasi kurumlarımıza, sivil toplum örgütlerimize ve en önemlisi 85 milyon yurttaşımızın her birine barışı koruma, inşa etme ve geleceği bugünden kazanma görevi düşmektedir. İstiyoruz ki Türkiye’nin barışı Ortadoğu’ya umut, dünyaya ilham olsun.
7. DEM Parti olarak, Mezopotamya ve Anadolu halklarına kutsal bir söz veriyoruz: Gerçekle yüzleşmekten, adaleti tesis etmekten kaçmayacağız; kaybettiklerimizin ruhunu incitecek hiçbir adıma, süreci zedeleyecek hiçbir söyleme, barışın yolunu kesecek hiçbir eyleme asla izin vermeyeceğiz. Eşit yurttaşlığın, demokratik siyasetin ve barışın yılmaz savunucuları ve taşıyıcıları olacağız.
8. Bugün bir yandan büyük bir umudun, bir yandan da tarihin yüklediği derin bir sorumluluğun ağırlığını taşıyoruz. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu irade beyanımızı, ömrünü barışa ve halkların kardeşliğine adamış, yüreği hep ezilenlerin yanında atmış sevgili yol arkadaşımız Sırrı Süreyya Önder’i bir kez daha anarak tamamlıyoruz.
Barışın ve kardeşliğin ışığını bu topraklara mutlaka getireceğiz.”