Kraliyet Müzik Akademisi'nden üstün başarıyla mezun olan genç besteci Emre Şener bu yıl New York'taki The Juilliard School'un kompozisyon master programına dünyadan kabul edilen üç öğrenciden biri oldu.
Genç Besteci Emre Şener 200 yıllık Royal Academy of Music’in (Kraliyet Müzik Akademisi) tarihinde benzeri görülmemiş bir başarıya imza attı ve finallerde sunduğu portfolyosundan 100 tam puan alarak okulun bestecilik bölümünden mezun oldu.
Şener Kraliyet Müzik Akademisi mezunları arasından her yıl bir öğrenciye verilen prestijli Üstün Öğrenci Dekan Ödülü’ne de layık görüldü. Genç besteci mezuniyet töreninde ödülünü Kraliyet Müzik Akademisi’nin Onursal Başkanı olan Gloucester Düşesi’nin elinden aldı.
Emre Şener eğitimine yüzde 90 bursla kabul edildiği dünyanın en iyi konservatuvarı olarak kabul edilen The Juilliard School New York’ta devam edecek.
Emre Şener bu yıl The Juilliard School’un kompozisyon master programına dünyadan kabul edilen üç öğrenciden biri. The Juilliard School’un mezunları bugüne kadar 105 Grammy Ödülü, 62 Tony Ödülü, 47 Emmy Ödülü ve 24 Oscar Ödülü kazanırken mezunları ve öğretim üyeleri arasında 16’dan fazla Pulitzer Ödülü ve 12 Ulusal Sanat Madalyası sahibi var.
Emre Şener daha önce Andante dergisine verdiği söyleşide “Ben şeflik yapan ve farklı şekillerde performanslarda yer alan bir besteciyim. Bir şef olmamın sebebi güçlü bir müzikal vizyonumun olması ve bunu paylaşmak istemem. Tabii ki her güçlü müzikal vizyonu olan şef olacak diye bir şey yok, şef olmak kendi gereksinimleri, kendi eğitimi olan, diğer tüm müzikal mesleklerden bambaşka bir meslek. Özellikle çağdaş müziği yorumlamak zor olabiliyor, günümüz bestecileri tarihte hiç görülmemiş çeşitlikte müzik yazıyor ve bir müzik topluluğu için bu çeşitliliğe müzik endüstrisinin talep ettiği hızda adapte olmak bazen gerçekten imkânsız. İşte bu noktada hem yararlı olabilecek hem de hoşuma giden bir rol üstlenebileceğimi fark ettim. Ancak rolümü müzik endüstrisinin standartlarına göre değil, kendi standartlarıma göre üstleniyorum.
Bir ayağımın geleneksel repertuvarda, bir ayağımın da çağdaş müzikte olması çalıştığım çeşitli müzik gruplarıyla, programlarla ve hitap ettiğim seyircilerle olan iletişimimi çeşitli yollarda güçlendiriyor. Çağdaş müzik alışık olunmayan bir müzikal anlayışı beraber getiriyor ve getirmeli de. Bunu herkesin anlayacağı bir dilde sunmak ise bir şef veya bestecinin enstrümancılar ve seyirciyle güçlü bir bağ kurması için çok önemli. Ama şeflik hakkında daha fazla şey söylemek istemiyorum, bu konuda hâlâ öğrenecek çok şeyim var” demişti.