Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye’ye ilişkin önemli mesajlar vererek, SDG ile Şam yönetimi arasındaki 10 Mart mutabakatının uygulanmasının "Suriye’de istikrarsızlığa yatırım yapan odakların hesaplarını bozacağını" söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip , AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen “İnsanlık İçin Güçlü Türkiye” programında açıklamalarda bulundu.
Erdoğan insan haklarını önceleyen politikalar yürüttüklerini savundu, devamla CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i hedef aldı. Erdoğan “CHP Genel Başkanı her köşeye sıkıştığında hep şunu yapıyor; ya topu taca atıyor ya saldırganlaşıyor ya saçmalıyor” dedi. Özel’i “siyaset acemisi” olarak nitelendirdi.
Konuşmasının son bölümünde Suriye’ye yönelik mesajlar veren Erdoğan, “Türkiye ve Türk milleti olarak Suriye’nin ve Suriyeli kardeşlerimizin inşa, ihya ve toparlanma çabalarını tüm imkanlarımızla destekliyoruz. Suriye devrimi son 1 yılda en zoru geride bırakmıştır” şeklinde konuştu.
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve Şam’daki yeni hükümet arasında imzalanan 10 Mart mutabakatına ilişkin de mesajlar veren Erdoğan, “Mutabakatın suhuletle uygulanması, istikrarsız, bölünmüş ve güçsüz Suriye’ye yatırım yapan şer odaklarının hesaplarını alt üst edecektir” dedi.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“10 Aralık İnsan Hakları Günü’nüzü şimdiden tebrik ediyorum. Tüm dünyada insan hak ve onurunun savunuculuğunu misyon edindik. Kalbi bizimle atan mazlum ve mağdurlara dayanışma mesajlarımı gönderiyorum. Gazzeli ve Sudanlı kardeşlerimi selamlıyorum. Tüm mazlumları yürekten selamlıyorum. Savaşların çatışmaların bütün yükünü minik omuzlarında taşıyan çocukları ve onların vefalar anne ve babalarını kalpten selamlıyorum. ‘in izzetli mücadelesini bugün bir kez daha saygıyla selamlıyorum.
Millete ve milletin değerlerine yönelik husumeti herkesçe bilinen tek parti faşizmi ilk günden itibaren beyannamenin altını oymuştur. Kimi zaman bürokratik oligarşi kimi zaman anti demokratik güç odakları olarak kendini deşifre eden bu zihniyet milletin hafızasında derin yaralar açmış demokrasimize telafisi uzun yıllar alan zararlar vermiştir. 27 Mayıs’tan 28 Şubat’a kadar her 10 yılda bir tekrarlanan müdahalelerin arkasında bu zihniyetin silüeti vardır.
İnsan hakları cellatlarının ülkemize, milletimize, demokrasimize ve sosyal barışımıza çıkardığı faturaları halen ödüyoruz. Bunların bir kısmını son grup toplantımızda ifade ettim. Orada dile getirmediklerimizi başta mağdurlar olmak üzere milletimizin farklı kesimleri çok çok iyi biliyor. Onları da muhataplarının yüzlerine çarpmaya devam edeceğiz. Efendiler sabıkalı gençleri ile hesaplaşmak yerine işi dedeye, ataya götürseler de biz doğruları konuşmaktan çekinmeyeceğiz. 2002’den bu yana mesaimizin büyük kısmını travmaları iyileştirmeye harcadık.
CHP Genel Başkanı her köşeye sıkıştığında hep şunu yapıyor; ya topu taca atıyor ya saldırganlaşıyor ya saçmalıyor. Yine aynısını yapmış. Haddini de aşarak Sarıkamış’ta şehit düşen rahmetli dedemin bir asır önce nerede olduğunu sormuş. Gençlik kollarımızda bu siyaset acemisine hak ettiği cevabı vermiş. İstanbul halkının kaynaklarını yağmalayan suç örgütüne posta güvercinliği yapmayı marifet zanneden bu şahıs için daha fazla nefes harcamayı israf duyuyor, Allah’tan kendisine akıl vermesini niyaz ediyorum.
Bizim ne tarihimizde ne de kültür ve medeniyet kodlarımızda insan hakları konusunda mahcubiyet duyacağımız hiçbir leke yoktur. Bugün bize hak ve özgürlük dersi verenlerin hepsinden temiz bir sicile sahibiz. Tarihimizin hiçbir döneminde çiğ süt içmedik, şükür karnımız da ağrımıyor. Nerede bir zulüm varsa mazlumun yanında, zalimin karşısında dimdik duruyoruz. Ay yıldızlı al bayrağımız dünyanın dört bir yanında nazlı nazlı dalgalandıkça dost, soydaş ve kardeşlerimiz kendilerini daha bir emniyette hissediyor.
Türkiye denince akla sınırlarını korumakla kalmayıp artık barışı kuran ve diplomasiyi de şekillendiren bir ülke geliyor. Düzen inşa edici bir ülke olarak Türkiye’nin varlığı birçok bölgede yüz milyonlara güven aşılıyor.
Terörsüz Türkiye hedefinden bahsedebiliyorsak en başta kahraman şehitlerimiz sayesindedir.
Türkiye’nin Suriye ve Gazze’de yaşananlar karşısındaki vicdanlı duruşu tek başına bir insan hakları dersidir, insan hakları destanıdır. Her iki meselede de ilk günden itibaren tavrımızı çok net ortaya koyduk. Baskılara, tehditlere farklı sebeplerle zalimlerin yanından hizalanan insanlık fukaralarına prim vermedik. Elimizle dilimizle kalbimizle, zulmü durdurmanın çabası içinde olduk. Dün Suriye devriminin 1’inci yıl dönümüydü. Suriye halkının 8 Aralık Hürriyet günüydü. Devrimin birinci yılında bir kez daha her türlü zulme, vahşete, insanı insanlığından utandıran işkenceye rağmen 13.5 yıl boyunca zalime direnen kardeş Suriye halkını ülkem ve milletim adına tebrik ediyorum.
Türkiye ve Türk milleti olarak Suriye’nin ve Suriyeli kardeşlerimizin inşa, ihya ve toparlanma çabalarını tüm imkanlarımızla destekliyoruz. Suriye devrimi son 1 yılda en zoru geride bırakmıştır. İnanıyorum Suriye yönetiminin kucaklayıcı ve adaletli politikalarıyla bir daha eski kötü günlere dönüş olmayacaktır. (10 Mart) Mutabakatın suhuletle uygulanması, istikrarsız, bölünmüş ve güçsüz Suriye’ye yatırım yapan şer odaklarının hesaplarını alt üst edecektir.
Baskılara, tehditlere, farklı sebeplerle zalimlerin yanında hizalanan insanlık fukaralarına prim vermedik. Zulmü durdurmanın çabası içinde olduk. Korkunun esiri olsaydık şimdi yanı başımızda bir kan gölü vardı. Suriye devriminden önce CHP’liler bize ‘Size ne Suriye’den’ dediler.
Şimdi sıra Filistin’de de.Filistin’e de özgürlük ve barış gelecek. 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan egemen bir Filistin devleti muhakkak Allah’ın izniyle kurulacak. “