Bu hafta Google DeepMind'ın geliştirdiği AlphaProof'un Matematik Olimpiyatları'nda gümüş madalyalık performans sergilemesini konuşacağız. Yapay zekanın matematik yapabilmesi neden önemli, mercek altına alalım.

28 Temmuz’dan merhaba. Bu hafta dünyaya damga vuran konular ABD Başkanı Joe Biden’ın dört ay gibi kısa bir süre kala başkanlık seçimlerinden adaylığını çekmesi, Gazze’de 39 bine yakın Filistinlinin ölümüne neden olan savaşı sürdürmeye kararlı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Amerikan Kongresi’ndeki tartışmalı konuşmasının Cumhuriyetçiler tarafından ayakta alkışlanması ve Paris’te cuma günü başlayan Yaz Olimpiyatları’ydı. Bilim dünyasındaysa ilginç kararlar alındı, yeni keşifler yapıldı.

Örneğin botanikçiler bitkilere zamanında verilen ırkçı isimlerin avına çıkarak ilk kez bir kelimenin kullanımını yasakladı. Peki neydi bu kelime ve neden şimdi bitkilerin bilimsel adından çıkarılıyor? Haberimizden okuyabilirsiniz. Bir ilginç karar da siber güvenlik şirketi Wiz’den geldi. Google’a 23 milyar dolara satılması beklenen şirket masadan kalkarak “Tek başıma hayatta kalmaya çalışacağım” dedi. Wiz’in kendini ağırdan satması çok da tuhaf değil; özellikle de CrowdStrike’ın Microsoft işletim sistemine sahip bilgisayarlara verdiği zarar 5,4 milyar dolarken ve alternatiflere şimdi her zamankinden daha çok ihtiyaç varken. Türkiye’de de teknoloji konusunda umut verici bir adım atıldı: Yüksek teknolojiye 30 milyar dolarlık dev teşvik paketi geldi. 

Şimdi gelelim ilginç keşiflere. Güneş ışığı olmadan oksijen üretilebilir mi? Eğer bu soruya cevabınız hayır ise yanıldığınızı belirtmeliyiz. Sizi patatese benzeyen metalik topaklarla tanıştıralım. Onlar derin denizlerin karanlığında oksijen üretebiliyor. Kafamızı yukarı kaldırdığımızda da ilginç keşiflerle karşılaşıyoruz. Sadece 12 ışık yılı uzağımızda Jüpiter’den altı kat daha büyük bir ötegezegen olduğunu biliyor muydunuz?

Canlılar dünyası da hareketli. Hararetli hararetli konuşup söz kesmek bize özel mi sanıyorsunuz? Şempanzelerin de bizden çok farkı yok. Bugün küçük memeliler hızlı yaşayıp genç ölmeleriyle biliniyor. Peki ya ataları çok daha uzun süre yaşıyorsa? Bir de ufak bir akıl fırtınası: Laboratuvar ortamında üretilen yapay beynin bilinç kazanma ihtimali var mı?

Peki bugün neler konuşacağız? Öne çıkan konularımız Mars’ta üç yıldır arayış halindeki Perseverance’ın sonunda turnayı gözünden vurmuş olma ihtimali ve Google DeepMind’ın geliştirdiği AlphaProof’un Matematik Olimpiyatları’nda gümüş madalya alabilecek bir performans sergilemiş olması. Geri kalan da sürpriz olsun, yolculuğumuz başlasın!

Perseverance gerçekten Mars’ta yaşam formu mu keşfetti?

Perseverance’ın Cheveya Şelalesi ile özçekimi. Fotoğraf: NASA/JPL-Caltech/MSSS

Sıkı bir sosyal medya kullanıcısıysanız “Bilim insanları Mars’ta milyonlarca yıl önce yaşamış canlı formu izlerine rastladı” şeklindeki haberleri görmüşsünüzdür. Aslında bilim insanları “kesinlikle böyle bir keşifleri olduğunu” söylemiyor.

Hikaye esasen şöyle: Mars’taki keşif aracı Perseverance, Cheyava Şelalesi adındaki kayayı incelerken bu kayada yaşama işaret edecek ipuçlarına rastladı. Milyarlarca yıl önce, Mars henüz ılık ve nemli bir havaya sahipken bir nehir yatağının parçası olan kaya, bakterilerin geride bırakmış olabileceği organik bileşenleri taşıyor.

Kayanın üstünde bunun dışında akan suyla birikmiş gibi görünen kalsiyum sülfat damarları da var. Suyun varlığı zaten yaşamın olmazsa olmazı. Perseverance’ın buldukları bununla da sınırlı değil; kayanın üstünde küçük kirli beyaz lekeler var ve bu lekeler siyah halkalarla çevrelenmiş. O siyah halkalar demir fosfat içeriyor. Bu lekeleri ortaya çıkaran reaksiyonlar pekâlâ mikropların yaşayabileceği enerjiyi de sağlamış olabilir.

Peki bilim insanları niye çok kesin konuşamıyor?

Söz konusu kayaların yakından görünümü. Fotoğraf: NASA/JPL-Caltech/MSSS

Çünkü Perseverance’ın kapasitesi sınırlı. Dolayısıyla örneklerin önce dünyaya getirilmesi gerekiyor. Böylelikle bilim insanları laboratuvarlarında son teknoloji aletleriyle bunlar üstüne çalışabilir. Zaten Perseverance’ın amacı da bir gün dünyaya getirilmesi için taş örnekleri toplamak ve o örnekler arasında Chevaya’dan toplananlar ilk sırada yer alacak gibi.

Şimdi gelelim işin kılçıklı tarafına…

Mars’tan dünyaya taş örneği taşıma planı maliyet sorunlarıyla karşı karşıya. Program zaten yıllardır geride. Bu da maliyetin 11 milyar dolar artması demek. NASA Başkanı Bill Nelson nisan ayında “2040 yılına kadar numunelerin geri dönmemesi kabul edemeyeceğimiz kadar uzun bir süre” dedi. NASA yetkilileri taş örneklerini daha erken bir tarihte daha düşük maliyetle nasıl getirebilecekleri konusunda özel şirketlerle temas halinde. Bunun için şimdiye kadar yedi şirketle sözleşme imzalandı. ABD bu işin altından kalkarsa Ay savaşlarında avantaj kazanacak.

Alpha serisi heyecanlandırmaya devam ediyor: Bu kez de Matematik Olimpiyatları

Fotoğraf: DeepMind

Google’ın İngiltere’de sahip olduğu bir ileri yapay zeka araştırma şirketi var, adı DeepMind.

Bu şirketin ‘deep learning’ yani ‘derin öğrenme’ adı verilen yönteme dayalı yapay zeka modeli AlphaGo, 2016 yılında Go oyununda Koreli dünya şampiyonunu yendiğinde de, 2017’de AlphaZero satrancı fethettiğinde de yapay zeka teknolojisinde yeni bir kapı aralandı. DeepMind’ın ‘Alpha’sı bir sonraki adımda bilimin hizmetine girdi, doğada olası bütün protein katlanma modellerini ardı ardına sıraladığı muazzam bir katalog yaptı.

Ama hala bir eksiği vardı: Yaratıcı çözümler gerektiren karmaşık matematik problemlerini, dünyada ortaokulu ve lise öğrencilerinin çözdüğü problemleri çözemiyordu.

Şimdi o kapı bu kez AlphaProof ile matematik alanında bir kez daha aralanıyor.

11-22 Temmuz tarihleri arasında Londra’daki Beth Üniversitesi’nde düzenlenen Uluslararası Matematik Olimpiyatları’nda yarışanlar sadece ortaokul ve lise öğrencileri değildi, Google DeepMind’ın geliştirdiği AlphaProof da yarıştı.

108 ülkeden 609 lise öğrencisinin katıldığı yarışmada 58 altın, 123 gümüş ve 145 bronz madalya sahibini buldu. AlphaProof altı problemden dördünü çözerek 28 puan aldı ve böylelikle gümüş madalyalık performans sergiledi.

Bu önemli bir başarıydı çünkü yapay zeka ilk kez olimpiyatlarda madalyaya layık bir performans sergiledi. Ama tek önemi bu değildi, yapay zekanın matematik alanında böyle bir başarı sergilemesi yapay genel zekaya ne kadar yaklaştığımızın, belki de içinde olduğumuzun bir göstergesi.

Bizim şu anda kullandığımız yapay zeka modelleri yaratıcılık gerektiren alanlarda insanları yanıltacak kadar iyi çıktılar verebiliyor. ChatGPT’ye çok güzel bir şiir yazdırabilir, yazmakta zorlandığınız bir yazının girişini ona hallettirebilirsiniz. Çünkü yapay zeka çok büyük veri kümeleriyle besleniyor ve siz bir şey sorduğunuzda bugüne kadar öğrendiği her şeyi harmanlayarak olabilecek en doğru cevabı veriyor. Vereceği cevap sonrasında değişebilir, nihayetinde bir şiirin tek bir doğru şekli yok.

Oysa matematik öyle değil. Tek bir doğru var ve özellikle matematiğin bir dalı olan geometride işin içine soruda olmayan, cevap verenin doğru sonuca ulaşmak için eklemesi gerekeceği çizgiler girebiliyor. Yani bir problemi çözmek için soyut düşünmek, görünür olmayan şeyleri de hesaba katmak gerekiyor. Bilim insanlarının yapay zekayı bir sonraki aşamaya taşıyabilmesi için teknolojinin analitik de düşünebilmesi şart.

AlphaProof, olimpiyatta ikisi cebir, biri geometri ve biri de sayı teorisi olmak üzere dört problemi çözerek 28 puan kazandı. Kombinasyon sorularının her ikisinde de başarısız oldu. Sisteme zaman sınırlaması konmadı. Bazı problemleri çözmesi üç gün sürdü. Öğrencilere ise her bir sınav için 4,5 saat süre tanındı. Araştırmacılar şimdilik hızdan ziyade yapay zekanın soruları çözme yetisine odaklandıklarını söylüyor. Aylar önce AlphaGeometry olimpiyatlarda çıkan geometri problemlerini çözerek altın madalyaya layık bir performans sergilemişti ki biz o zaman da bunu yazmıştık. Bu yılki olimpiyatlarda AlphaGeometry’nin ikinci sürümünü kullanan araştırmacılar, modelin bir geometri sorusunu sadece 19 saniyede çözebildiğini söylüyor. AlphaProof onun yanında çok daha genel bir model olarak öne çıkıyor. Yani çok daha çeşitli matematik sorularını çözebiliyor.

AlphaGeometry 2, olimpiyatta verilen geometri sorularından birini 19 saniyede çözdü ve ispatını da gösterdi. Fotoğraf: Google Deepmind

Bunun için de Google’ın büyük dil modeli Gemini’nin yardımı alındı. Kullanılan veri kümeleri yayınlanmış sorular ve ispatlardı. Araştırmacılar ayrıca mantığa dayalı bir akıl yürütme sistemi de geliştirdi. Yani sistem bir ispatın doğru olduğunu söylüyorsa bunu kanıtlamak için Lean denen bir yazılıma sahip. Bu yazılım sayesinde AlphaProof’un attığı adımların akıl yürütmeye uygun olup olmadığı da anlaşılabiliyor.

🔴Hazır olimpiyat konusu açılmışken öğrencilerin başarılarına da kısaca değinelim: Olimpiyat birincisi Çinli Haojia Şi oldu. Şi ayrıca olimpiyatta tam puan alan tek öğrenci. Ekip olarak birinci 192 puanla ABD olurken, Çin 190 puanla kıl payı ikinci sırada yer aldı. Türkiye yarışmadan iki altın, iki gümüş ve iki bronz madalyayla döndü.

📍Gözümüzden kaçmadı

👉NASA Mars’ta yaşamı arayadursun, Çin’in Chang’e-5 keşif aracının dört yıl önce topladığı Ay örneklerinde su izlerine rastlandı. Aslında o zamanlar Ay’ın Güneş gören yerlerinde su bulunduğunu NASA’dan öğrenmiştik. Chang’e-5’in topladığı örnekler de 2022’de bunu teyit etmişti. Ama Nature Astronomy’de yayınlanan bu araştırma, Ay yüzeyinde önceden düşündüğümüzden daha fazla su olabileceğini gösteriyor. Buna göre Ay’ın Güneş gören yerlerinde su molekülleri hidratlı tuz şeklinde kalabiliyor.

👉Devasa cüsseleri, zehirli ısırıkları ve isimlerinin yarattığı fantastik çağrışımlar, Komodo ejderlerini adeta bir efsane haline getiriyor. Bilim insanları bu efsaneyi bir üst seviyeye çıkaracak keşfe imza attı: Komodo ejderlerinin dişlerinin tırtıklı kenarları demirle kaplı. Böyle bir kaplamaya ilk kez bir hayvanda rastlandı. Bu demir kaplama dişleri aşınmaya karşı daha dirençli hale getirdiği gibi avlarını parçalayıp koparmalarına da yardımcı oluyor. Bu yeni bulgu insanların diş minesinin yenilenmesi için yeni stratejileri belirlerken kullanılabilir belki. Dişi de şöyle bırakalım:

Fotoğraf: Aaron LeBlanc,/King’s College London

👉Guy’s and St Thomas’ ve King’s College London’daki araştırmacılar, ağızda yayın olarak görülen bir bakteri türü olan fusobacterium’un bazı kanserleri öldürme yeteneğine sahip olduğunu keşfetti. Araştırmaya göre özellikle baş boyun kanserlerine sahip kişilerde bu bakterilerin olması, hastalıkla mücadelede avantaj sağlıyor. Bu avantaj canlı kanser hücrelerinin yüzde 70-99 oranında azalması.

👉OpenAI tarihin en hızlı büyüyen şirketlerinden biri. Ancak maliyeti de bir o kadar yüksek. The Information’ın analizine göre şirket bu yıl yaklaşık beş milyar dolar zarar edebilir. OpenAI’ın harcamaları konusunda bilgi sahibi bir kaynak, şirketin ChatGPT ve büyük dil modelini çalıştırmak için Microsoft sunucularına bu yıl yaklaşık dört milyar dolar harcama yolunda olduğunu söyledi. Oysa iddiaya göre şirket eğitim ve sunucu masrafları için toplamda 800 milyon dolar harcamayı planlıyordu.

👉Elektrikli otomobil üreten Tesla’nın sahibi Elon Musk, gelecek yıldan itibaren Optimus denen insansı robotları üretip kullanmaya başlayacaklarını açıkladı. Musk, robotların önce Tesla fabrikalarında kullanılacağını, 2026 yılında da piyasaya sürüleceğini söyledi. Bu hamle tam da şirketin arabalarına talebin düştüğü bir döneme denk geliyor. Malum, Çin’in ürettiği elektrikli araçlar çok daha ucuz. Çin’in baskınlığı ve Musk’ın yatırımcılarıyla yaşadığı krizler Tesla’nın bu üç aylık dönemdeki kârını 2,7 milyar dolardan 1,5 milyar doların altına düşürdü.

Musk Optimus’u piyasaya sürerek iş gücünden tasarruf etmeyi planlıyor. Eğer insanlar yerine robotları çalıştırırsa maaş derdinden kurtulacak. Her bir Optimus’un şirkete 20 bin dolardan daha ucuza mal olması bekleniyor. Optimus dans edebiliyor, eşyaları yerden kaldırabiliyor. Yani vasıfsız işlerde gayet kullanışlı. Eğer daha da geliştirilirse bir gün Star Trek’in Next Generation serisindeki Data gibi bir androide sahip olabiliriz. Asıl soru şu: Yapay zeka ve insansı robotlar birleşip belki de yeni bir yaşam formu oluşturduğunda insanlığın bu robotları kullanması köleliğin  başka bir boyut kazanması anlamına mı gelecek?

📚Yeni çıkanlar

Seçkin astrofizikçi Profesör Luciano Rezzolla bize Einstein’ın kütleçekim dünyasının kapılarını açıyor. Uzay-zaman eğriliği ve genel görelilik gibi kavramları kapsamlı olarak açıklayan yazar, kütleçekim fiziğinin kara delikler, nötron yıldızları ve kütleçekim dalgaları gibi en ilginç sonuçlarını gözler önüne seriyor. Ayrıca yazar son zamanların en etkileyici bilimsel başarılarından birisini aktarıyor: süper kütleli bir kara deliğin ilk görüntüsü. Bu sonuçların elde edilmesinde rol oynayan önemli bilim insanlarından biri tarafından kaleme alınan kitapta, görüntünün nasıl elde edildiğinin perde arkasını görecek ve bir kara deliğin yakınında madde ve ışığa neler olduğunu keşfedeceksiniz.

👉Kitabı buradan temin edebilirsiniz.

Bu kitap, sınırda kişilik bozukluğunun tanımından tarihçesine; genetik ve çevresel faktörlerden biyokimyasal temellere; çocukluk travmalarının etkilerinden duygularını düzene sokma sorunlarına kadar tüm yönlerini ele alıyor. Kitap aynı zamanda sınırda kişilik bozukluğu olan bireylerin sosyal yaşamlarını, ilişkilerini ve günlük hayatta karşılaştıkları zorlukları da detaylı bir şekilde inceliyor.

Sınırda kişilik bozukluğu olan bireyler, genellikle kendilerini boşlukta hissederler ve kim olduklarına dair net bir algıya sahip olmazlar. Bu kimlik karmaşası, hayatlarının birçok alanında tutarsız ve değişken davranışlara yol açabilir. Örneğin, bir gün kendilerini çok değerli ve yetenekli hissederken, ertesi gün tam tersi bir şekilde değersiz ve yetersiz hissedebilirler. Bu dalgalanmalar, bireyin kendisiyle ve çevresiyle olan ilişkilerini olumsuz etkiler. Kitap, bu kimlik sorunlarının nedenlerini ve bu sorunlarla başa çıkma yöntemlerini de kapsamlı bir şekilde ele alıyor.

👉Kitabı buradan temin edebilirsiniz.

Tarihin en büyük felaketlerinde insanların hayatta kalma ihtimali düşüktür ama sıfır değildir; en azından nereye gideceğinizi ve ne yapacağınızı biliyorsanız.

Cody Cassidy, Tarihten Nasıl Sağ Çıkılır? kitabının her bölümünde modern bilimi kullanarak tarihin en büyük tehditlerinden nasıl kurtulacağınızı gösteriyor. Bir T-rex’ten kaçmak için ne kadar hızlı koşmanız gerektiğinden, Kara Veba’ya yakalanmamak için şehrin hangi bölgesine gitmeniz gerektiğine kadar, bu kitap size hayatta kalmak için ayrıntılı bir savaş planı sunuyor ve dönem hakkında bilgi edinmenize yardımcı oluyor.

Tarih yeryüzündeki en tehlikeli yer olabilir, ama bu orayı ziyaret edemeyeceğiniz anlamına gelmez. Ve yanınızda taşıyacağınız bu kitap sayesinde tarihten sağ çıkmayı başarabilirsiniz.

👉Kitabı buradan temin edebilirsiniz.

🤭Sanalda güldürenler

10’ca bilim arasından: Haftada kaç kere tuvalete gidiyorsanız sağlıklısınız?