Gastronomik olarak insanlar ikiye ayrılır; acıya bayılanlar ve acı yiyemeyenler. Yeni bir araştırma acı yiyemeyenlerin, daha acı bir şeyi ağzına bile atmazdan önce beyinlerindeki ağrı merkezinin harekete geçtiğini gösterdi.

Aynı yemeği, biberi, sosu yiyen iki kişiden biri yandım diyerek önündeki suya, ekmeğe davranırken diğeri tadına bakıp ‘Sen buna acı mı diyorsun’ dercesine yemeye devam edebilir. Bazı coğrafi bölgeler acı sevmesiyle bilinse de aslında memleketinizin neresi olduğundan bağımsız değişir acıya mesafe. Her ailede ya çok acı yemesiyle ünlü, bununla övünen birileri ya da ailenin geri kalanı her türlü acı yemeğin tadını çıkarırken en ufak acıdan ağzının yandığını söylediği için ailenin ‘yüz karası’ muamelesi görenler vardır.

Peki acı konusunda bu kadar uçlarda dolaşan tepkiler vermemizin nedeni ne olabilir? Yeni bir araştırmaya göre bunun kaynağı beklentilerin duyusal deneyimleri şekillendirmesi olabilir. Başka bir deyişle, beklentiniz bu olduğu için acı yemeğe karşı da dayanıksız olabilirsiniz.

PLOS Biology dergisinde yayınlanan çalışmada Çinli araştırmacılar acı yiyecekleri seven 24 ve sevmeyen 22 kişinin beynini görüntüledi. Bu esnada katılımcılara mavi renkte iki biber gösterilirken çok acı ve hafif acı sos yedirildi, ardından su içirildi.  Biberler sosların acılık seviyesine dair bir bilgi vermiyordu.

Daha sonra test aynı acı soslarla tekrarlandı. Ancak bu kez katılımcılara en acı sos ağızlarına sıkıldığında iki kırmızı biber, daha hafif sos verildiğinde bir kırmızı ve bir mavi biber ve su verildiğinde iki mavi biber gösterildi.

Acı seven insanların beyninde zevkle ilişkili olan bölümlerin aktive olduğu görüldü, çoğu durumda acı ne kadar fazlaysa alınan zevkin o kadar daha yoğun olduğu görüldü.

Ancak acı sevmeyen insanların beyinleri için aynı şey geçerli değildi. Her iki testte de ağızlarına acı sos sıkıldığında beyinlerinde acı merkezleri harekete geçti. Fakat deneyin ikinci ayağında, yani katılımcılar en acı sosu yiyeceklerini bildiğinde acı deneyiminin büyük ölçüde arttığı görüldü.

Araştırmanın baş yazarı Şangay’daki East China Normal Üniversites’inden Yi Luo uyarıcı aynı olmasına rağmen olumsuz beklentilerin beynin ağrı tepkisini ne kadar güçlü şekilde artırdığına şaşırdığını söylüyor.  Luo’ya göre bu beklentimizin acı deneyimini nasıl yoğunlaştırabileceğinin göstergesi.

Elbette yiyeceklerden aldığımız tatlar ve deneyimleme şeklimiz yalnızca beklentilerle ilgili değil. Biyolojik farklardan da kaynaklanıyor. Örneğin azı insanların genetik nedenlerle kişnişi sevmemesi ve sabun tadı olduğunu söylemesi gibi Uzmanlar tat almanın kişiden kişiye çok değişebildiğini, neredeyse parmak izi kadar benzersiz olduğunu söylüyor.

İstanbul’da bir modern Thai mutfağı örneği: Acı tatlı ekşi yemek ve bolca anason