Japonya’da Kyoto Üniversitesi’de astronom olan Ko Arimatsu, birkaç hafta önce ilgi çekici bir mail aldı. Ülkesindeki amatör bir astronom, Jüpiter’in atmosferinde parlak bir ışıltı yakalamıştı.
Arka bahçe ekipmanlarıyla dış Güneş Sistemi’nin incelenmesine yönelik bir gözlem programı yürüten Dr. Arimatsu, bu dev gaz gezegeninde şimdiye kadar kaydedilen en parlak ışıltılardan biri olan 28 Ağustos olayıyla ilgili ülkedeki gökyüzü gözlemcilerinden altı ihbar daha geldiğini bildirdi.
Bu tür parlamalar, Güneş Sistemi’nin sınırlarından gelerek Jüpiter’in atmosferine çarpan asteroit ve kuyruklu yıldızlardan kaynaklanıyor. NYT’ye demeç veren Arimatsu, “Bu cisimlerin doğrudan gözlemlenmesi, gelişmiş teleskoplarla bile neredeyse imkansızdır. Ancak Jüpiter’in yerçekimi, sonunda gezegene çarpan bu nesneleri cezbediyor, dolayısıyla onları doğrudan incelemek için eşsiz ve paha biçilemez bir araç haline geliyor” dedi.
Bu parlamaları tespit etmek, Güneş Sistemi’nin tarihini anlamak için büyük önem taşıyor. Leicester Üniversitesi’nde gezegenbilimci olan Leigh Fletcher, “Bu parlamalar, Güneş Sistemi’mizin ilk günlerinde meydana gelen şiddetli süreçlere bir bakış sunuyor. Gezegensel evrimi eylem halindeyken görmek gibi bir şey” dedi.
Günümüzde asteroit ya da kuyruklu yıldızların çok güçlü bir şekilde Jüpiter’e çarpması nadir rastlanan bir şey olsa da zaman zaman gerçekleşebiliyor. Mesela 1994’te bir kuyruklu yıldız o kadar şiddetli bir şekilde Jüpiter’e çarptı ki ardında gözle görünür bir enkaz alanı bıraktı. Gökbilimciler 2009 yılında başka bir büyük çarpışmaya daha şahit oldu.
Jüpiter’in bu çarpışmalarını çoğunlukla amatör gökbilimciler fark ediyor. Dr. Arimatsu, 2010’dan beri Jüpiter’de görülen dokuz parlamanın sekizinin amatörler tarafından rapor edildiğini belirtiyor. Bu amatör gökbilimciler, gökyüzünün bir bölümünün yüksek kare hızında videosunun çekildiği şanslı görüntüleme tekniğini kullanıyor.
Fletcher, bu karelerin, profesyonel astronomların Jüpiter’in atmosferi, meteorolojisi ve fırtınaları hakkında çıkarımda bulunabilecekleri bir ‘veri hazinesi’ olduğunu söylüyor. Arimatsu’nun ilk analizlerine göre geçen ayki parlama, uzmanların Sibirya’daki 800 milkarelik ormanı yok eden 1908 Tunguska patlamasıyla karşılaştırılabilir bir etkiye sahip olduğunu söylüyor.
Bunun son on yılda gözlemlenen en yüksek enerjili ikinci parlama olduğunu belirten Arimatsu, ilkinin 2021’de iki megaton TNT’ye eşdeğer bir enerjiyle parladığını söyledi. Tabii son çarpışmanın geride gözle görülür bir enkaz alanı bırakması beklenmiyor.