Biyoteknoloji şirketi Colossal Biosciences, laboratuvar ortamında fil kök hücresi yarattılar. Bu da nesli tükenmiş yünlü mamutları geri getirmeye bir adım daha yaklaştığımız anlamına geliyor.

Biyoteknoloji şirketi Colossal Biosciences, yünlü mamutları yeniden dünyaya kazandırmak istiyor. Daha doğrusu yünlü mamutları değil de, onlarda bulunan saç ve diğer özelliklere sahip olacak, genetiğiyle oynanmış Asya filleri yaratmak amaçları. 2021’de bu gayeyle çıktıkları yolda henüz tundralarda mamut benzeri canlıların dolaşmasını sağlamış sayılmazlar.

Şirketin amacına ulaşabilmesi için birtakım zorlukları aşması gerekiyor. Mesela doğru genetik ayarlamaları yapmaları gerekiyor, sonra da üzerinde oynanmış hücreleri mamut olarak büyütmek ve bu hayvanların gelişebileceği bir alan yaratmak. Anlayacağınız uzun ve nereye çıkacağı belirsiz bir yol var. Ama şirketin araştırmacıları çarşamba günü ilginç bir duyuru geçti: Potansiyel olarak vücuttaki herhangi bir dokuya dönüşebilecek fil kök hücreleri yarattılar.

Bu ne demek oluyor peki? Böylelikle laboratuvarda fil spermi ve yumurtası yaratmanın, canlı fillerden sık sık doku örnekleri almaya gerek kalmadan gen düzenlemelerini test edebilmenin önü açılıyor. Çalışma henüz bir hakemli dergide yayınlanmadı ama araştırmanın bulguları Biorxiv’de yayınlanacak.

Vahşi doğada sadece 30 bin ila 50 bin civarında Asya fili var. Dolayısıyla bu hayvanlara ve tabii ki sperm ve yumurtalarına ulaşmak o kadar kolay bir iş değil. Ne var ki Colossal’ın çalışmalarını sürdürebilmek için bu hücrelere ihtiyacı var. Harvard’da genetikçi olan ve Colossal’ın eş kurucuları arasında yer alan George Church, “Bu kadar az sayıda doğurgan dişi fil varken üremelerine müdahale etmek istemiyoruz. Bu işi onlara bulaşmadan yapmak istiyoruz” diyor.

Bir filin göbek kordonundan üretilen fil kök hücresi. Fotoğraf: Colossal Biosciences

Bu hücrelerin bir faydası da Asya fillerini korumanın önüne açabilecek olmaları. Asya fillerinin önde gelen ölüm nedenlerinden biri fil endotelyotropik herpes (EEHV) virüsü. Kök hücreler sayesinde araştırmacılar bu konuya daha etraflıca düşebilir.

Colossal’ın yarattığı hücrelere indüklenmiş pluripotent kök hücreler deniyor. Bu hücreler embriyoda bulunan kök hücrelere çok benziyor. Embriyonik kök hücreler, organizmaları oluşturan çok çeşitli hücre tiplerine yol açma kabiliyetine sahip. Ancak çoğu hücre, organizma geliştikçe bu kabiliyetini kaybeder. Mesela insan derisi kendi kendine kasa ya da bağırsaktaki hücrelere dönüşemez.

2006 yılında Japon bilim insanı Şinya Yamanaka, olgun hücreleri yeniden pluripotent hale getirmenin mümkün olduğunu gözler önüne sermişti. Yamanaka’nın araştırması fare hücreleri üzerineydi ama sonra bilim insanları aynı şeyi insanlar, atlar, domuzlar, sığırlar, maymunlar ve vahşi doğada yalnızca iki tane kalmış kuzey beyaz gergedanları dahil birçok türde başarılı şekilde gerçekleştirdi.

Ne var ki Asya fili hücrelerini yeniden pluripotent hale getirmenin diğer türlere göre daha zor olduğunu söylüyor. Bilim insanları diğer türlerde de yapıldığı gibi fil hücrelerini farklı kimyasallara maruz bırakarak üzerinde oynadı ve hücrelerin çalışma şeklini değiştirmek için belli genleri etkinleştiren proteinleri ekleyerek işlemi gerçekleştirdi. Bu süreç, farelerde 5 ila 10 gün gerektirirken insanlarda üç hafta sürüyor. Asya fillerinde ise iki ay…

Girişim yünlü mamut-fil karışımı bir canlıyı dirilterek ne yapmayı planlıyor? Yünlü mamutlar nesli tükenmeden önce kar örtüsünü çiğneyerek permafrostun erimesini yavaşlatıyordu. Şu anda da en kritik sorunlardan biri permafrostların eriyip binlerce yıl önce tarihe gömülen hastalıkları yeniden gün yüzüne çıkarma ihtimali. Ama bunun için bilim insanlarının kaç tane Asya filine ihtiyacı olduğu belirsiz.

Nesli binlerce yıl önce tükenen mamutun DNA’sından köfte yaptılar