Gıdada her şeyin çiftlikten olanı makbul. Öyle ya, normal bildiğimiz yumurtayı bile samana ve tavuk pisliğine bulayınca daha pahalı satmak olası. Peki internette okuduğunuz haberin çiftlikten gelmesi fikri kulağa nasıl geliyor? Çiftlikten desem, insansız yani el değmeden üretildi desem nasıl yaklaşırsınız?
Content Farm olgusu
Bu yazıda bahsetmek istediğim çiftlik türü, içerik çiftlikleri (content farm). Yeni bir olgu değil elbette. Tarihi Google AdSense’in yaygınlaştığı 2005 yılına kadar geri götürülebilir. 10 Haber, 4 Mayıs 2023 tarihli bir haberinde okurunu içerik çiftlikleriyle tanıştırmış ve News Guard’ın raporuna göre 49 sitenin yapay zekâ tarafından oluşturulan içeriğe güvendiğini aktarmış.
Mutlaka rastlamışsınızdır. Genel olarak düşük kaliteli metinlerle; “bilmem ne bitkisi, bilmem neye iyi gelir mi, kahve lekesini nasıl çıkarırsınız, filanca ünlü yıllar sonra babasıyla karşılaşınca ne yaptı, uzun yaşamanın sırrı kereviz sapında, bir zamanlar erkeklerin başını döndüren o ünlü bakın ne hale geldi, elde kalan mobilyalar yok fiyatına satılıyor, prostatı önlemek için nelerden kaçınmalısınız, bel bölgesindeki fazlalıkları yerinizden kalkmadan eritin, araç sahiplerini sevindiren haber” gibi başlıklı haberlerle oluşturulan haber sitesi görünümlü ama tam da bir haber sitesi olmayan sitelere içerik çiftliği diyebiliriz.
Ön sayfasını, 365 gün boyunca “emekliye zam müjdesi” haberleriyle dolduran kimi gazetelerle karıştırmayın. Henüz onlara özel bir isim verilmedi. Yani neyse ki emekliye zam haberlerini çoğunlukla hâlâ gerçek insanlar uyduruyor.
Önceden bu çiftlik siteler, oradan buradan toplanan uydurulan içeriklerle ama insan eliyle doldurulur ve çeşitli SEO teknikleri kullanılarak arama motorlarına serpiştirilirdi.
Google bunlarla mücadele için sık sık algoritmalarını değiştirip epey yol alsa da hiçbir zaman tam anlamıyla da bitiremedi.
Günde ortalama 1,200 makale
Şimdi olayın şekli değişti. Çünkü haber içerikleri tamamen yapay zekâ tarafından üretiliyor ve bu yeniden muazzam bir hız ve yoğunluk kazandıkları anlamına geliyor.
Öyle ki News Guard’ın bir raporuna göre bir haber ve yaşam tarzı sitesi, 9 Haziran 2023 ile 15 Haziran 2023 arasındaki hafta boyunca günde ortalama 1.200 olmak üzere yaklaşık 8.600 makale yayınlamış.
İnsan eliyle oluşturulan hiçbir site böyle bir rakama ulaşamaz, zaten hiçbir okur da böyle bir haber selinin altından kalkamaz. Zaten bu sitelerin ne doğruluk ne kalite ne de okur memnuniyeti gibi bir hedefleri var. Tek dertleri arama motorlarından trafik çekip reklam göstermek ve gelirini hesapta görmek. Hiç öyle okur sadakati beklentileri de yok. Her birimizi sadece bir kez kandırıp tıklatsalar bile bu trafik onlara yıllarca yeterli olur.
380 site, 13 dil
Şimdi bu raporu güncelleme ve içerik çiftliği olgusunu tüm taraflar için biraz daha yakından inceleme zamanı. Çünkü News Guard’ın yeni raporunda içeriği yapay zekâ tarafından oluşturulan güvenilmez haber ve bilgi sitelerinin sayısı 380’e çıkmış (tespit edilebilen).
Arapça, Çince, Çekçe, Felemenkçe, İngilizce, Fransızca, Endonezyaca, İtalyanca, Korece, Portekizce, Tagalogca, Tayca, ve Türkçe olmak üzere 13 dilde faaliyet gösterdikleri tespit edilmiş.
Evet, Türkçe de var. Raporun detay kısmı kullanıcılara açık olmadığı için hangi siteler olduğunu göremiyoruz. Zaten hangi sitelerin öyle olduğunu bilmenin bir önemi de yok. Her gün farklı bir isimle karşımıza çıkabilirler.
Bu yüzden bizi içerik çiftliklerinden sadece dijital medya okuryazarlığı koruyabilir. Örneğin, ilk aşamada sadece okuduğumuz, bilgi edindiğimiz sitenin künyesinde yer alan isimleri, haberin ya da makalenin kim tarafından yazıldığını merak etmek bile fark yaratır.
Yapay zeka haber üretince ne olur?
Şimdi diyebilirsiniz ki bu içerik çiftlikleri zaten kalitesiz içerik yayınlıyordu yapay zekâ üretince belki kalitesizden vasata doğru bir değişim olur.
Doğru, insanlar bazen çıtayı öyle bir düşürüyor ki robotu tercih edeceğimiz durumlar olabilir.
Ancak ChatGPT tarzı yapay zekâ araçları eğer insan kontrolünde olmazsa literatüre halüsinasyon (Tansu Çiller’in en sevdiği kelime) diye geçen bir uydurma evreleri var.
Örneğin; “Ümit Alan kimdir?” diye soruyorum bir dizi doğru şey sıraladıktan sonra bir anda romanlarımdan filan söz etmeye başlıyor (bir inceleme kitabım var ama roman yazmadım).
Bir bilginin birazının doğru birazının yanlış olması tamamen yanlış olmasından çok daha tehlikeli. Ancak aradaki böyle halüsinasyonlar doğruları tamamen önemsiz hale getiriveriyor.
O yüzden günde 1200 haber üretebildiği tespit edilen bu siteler, insanlar tarafından kontrol edilemeyeceği için çöp ve yalan bilgiyle dolacak.
Belki insanlar hedef gösterilecek ve itibarsızlaştırılacak, sonra doğrusu belki ortaya çıkacak ama ilk haberi okuyan çoğu insanın bundan haberi olmayacak. Büyük tehlike.
Reklamverene kötü haber
News Guard’ın yukarıda aktardığım raporunun reklam verenlere de bir kötü haberi var. Bu tip siteleri reklamlarıyla besleyen 141 büyük marka tespit edilmiş.
Yani siz şu hedef kitlede şu kadar milyon kişiye erişimimiz oldu gibi büyüleyici slaytlarla rahatlarken, bütçenizin bir kısmıyla robotların yalan yanlış içerik ürettiği siteleri besliyor olabilirsiniz.
O çöp içeriğin arasında markanızın kaybedeceği itibar da ayrı bir tartışma konusu. Sinan Aral’ın Furya Makinesi, Sosyal Medya Seçimlerimizi, Ekonomimizi ve Sağlığımızı Nasıl Etkiliyor? (Tellekt Yayınları 2022, Çev: Sevgi Halime Özdemir) kitabında örnek olarak aktardığı üzere P&G’nin 2019 yılında çevrimiçi pazarlama bütçesini 200 milyon dolar azaltıp aynı dönemde satışlarını %8 artırması bir tesadüf olmasa gerek.
Ne yapmak gerekiyor?
Tüm bunlar aslında tek bir gerçeği işaret ediyor. Eğer haberciliği sadece çevrimiçi reklamla finanse etmek isterseniz, rakibiniz böyle çiftlikler oluyor ve onların elindeki yapay zekâ ve yalan yanlış içerik kozuna karşı organik haberlerinizle çok yetersiz kalıyorsunuz.
Bu bilgi kirliliği içerisinden sağ çıkabilmek için artık okur ve izleyicinin de tıpkı bir zamanlar gazete satın alarak yaptığı gibi (dijitalde bunun karşılığı abonelik) haberciliği desteklemesi, sadece reklama muhtaç bırakmaması gerekiyor. Okur desteklemediği zaman haberciliği destekleyenler çeşitleniyor ve işler karışıyor.
Bu sorun internetin yaygınlaşmasından bu tarafa var. Ancak yapay zekâ ile birlikte bu yeni bir boyut kazandı. Zaten hiçbir şekilde yeterli olmayan dijital reklam gelirinin büyük kısmı da bu tarafa akmaya başlayabilir.
Diğer yandan Instagram’ın denemeyi düşündüğü yapay zekâ tarafından üretilen içeriği özel bir etiketle işaretleme gibi özelliklerin artık yasal bir zorunluluk olması şart.
Hani nasıl fermente olmayan ürünlere “ısıl işlem görmüş sucuk benzeri ürün” diye etiketliyoruz, yapay zekânın ürettiği içerikleri de “insan aklı değmemiş haber benzeri içerik” diye etiketleyebiliriz.
İçerikle haber arasında fark var haliyle. Dahi anlamındaki de’yi ayrı yazmayanları bile affedebilirim ama habere içerik diyeni affetmem, kırıcı olabilirim.