Japonya’daki savaş karşıtları bu yılın başlarında ülkenin en büyük robot üreticilerinden birini Gazze’deki savaştan kazanç sağlamakla suçlamış ve İsrail’in savunma sanayisine yardım ederek kendi şirket politikasını ihlal etmekle itham etmişti. Dünyanın diğer bir ucunda, Japonya’da aktivistleri ayaklandıran bu robot şirketi FANUC Corporation’dı.
Boykot, Tecrit ve Yaptırımlar (BDS) protestocuları bu yaz şirketin genel merkezinin önünde düzenledikleri protestolarda FANUC’tan İsrail ordusuna destek veren tüm savunma şirketleriyle bağlantılarını kesmesini istedi. Protesto organizatörlerinden Taizo İmano haziran ayında “FANUC’u soykırıma, savaş suçlarına ve insanlığa karşı işlenen suçlara artık ortak olmamaya çağırıyoruz” dedi.
Dünyanın en büyük robot şirketlerinden
Merkezi Yamanashi eyaletinde olan FANUC geçen yıl yaklaşık altı milyar dolar satış yaparak dünyanın en büyük robot şirketlerinden biri oldu. Şirketin ürettiği robotik kollar ve otomasyon sistemleri otomotiv montaj tesislerinin her alanında kullanılıyor. Ayrıca bu sistemler havacılık ve uzay imalatında gerekli hassasiyetli kaynak ve lazer işlerini yapabiliyor. Plastik, ambalaj ve diğer sektörlerde de kullanımları yaygınlaşmış durumda.
Kitlerini Kuzey Amerika ve Avrupa’daki savunma sanayilere ihraç eden şirketin robotları 10 yılı aşkın süredir F-35 üretim sürecinin de bir parçası. Daha önce M1A2 Abrams tankının üretiminde de General Electric ile birlikte çalışan şirket Birleşik Krallık’ın 155 mm top mermilerini çok daha hızlı ve verimli bir şekilde üretmelerini de sağlıyor.
İşte İmano ve BDS eylemcileri FANUC’un İsrail’e de buna benzer bir yardım yaptığını düşünüyor ve “soykırım yapmayı sürdüren bir ülkeye bu tür ürünlerin satılmasının uluslararası yasaların ve yükümlülüklerin ihlali” anlamına geldiğini vurguluyor. FANUC sözcüsü mart ayında HuffPost’un Japonca baskısına”İsrail’e bir şeyler sattığımızda gerekli işlemleri gerçekleştiriyoruz” demiş, teknolojinin kullanım amacı doğrudan askeriyse şirketin “satış yapmama” kararı alacağını söylemişti. Ancak aktivistler sivil ve askeri teknolojiler arasındaki çizginin son yıllarda epey bulanıklaştığını ve bu tür teknolojilerin bir, iki ay ya da 15 yıl sonra nasıl kullanılacağını öngörmenin zor olabileceğini söylüyor.
Çift kullanımlı teknolojiler kontrole tabi
FANUC’un ürettiği teknoloji de biraz önce saydığımız sebeplerden dolayı sivil ve askeri kullanıma açık. Bu da “çift kullanımlı” olduğu anlamına geliyor. Ülkenin Döviz ve Dış Ticaret Yasası genelde bu çift kullanımlı teknolojilerin satışlarının ne amaçlı olduğunun kontrol edilmesini ve izlenmesini sağlamak üzerine kurulu. Ama satış dost bir ülkeye yapılacaksa bu kontrollerden muaf tutulabiliyor. Örneğin çift kullanımlı teknolojilerin Japonya’nın müttefikleri olan ABD ve Avrupa’ya satışı nispeten kolay. Bu ülkeler Japon ihracat yasası kapsamında “güvenilir ülkeler” olarak kabul edildikleri için bu ülkelerdeki şirketler genelde silahlarını üretmek için Japonya’nın çift kullanımlı teknolojilerini kullanıyor ve bu teknolojileri kullanarak ürettikleri silahları satacakları ülkeler konusunda özgür oluyorlar.
BDS aktivistlerini sinirlendiren de bu: FANUC’un İsrail’e gelişmiş silahlar satan General Dynamics ve Lockheed Martin gibi Amerikan savunma sanayinin önde gelen şirketleriyle ticari ilişkilerinin sonlandırılmasını istiyor. Aktivistler, söylediklerinin aksine FANUC’un İsrailli savunma şirketleriyle iş yaptığını savunuyor. Buna göre şirket ürettiği robotları sattığı gibi, Elbit Systems gibi İsrailli savunma şirketlerine bakım ve denetim hizmeti de veriyor. FANUC ise iddiaları reddediyor: “İsrail’e bir mal sattığımızda Japonya’nın Döviz ve Dış Ticaret Yasası uyarınca gerekli işlem taramasını yapıyor, kullanıcının hangi amaçlarla bu ticareti gerçekleştirdiğine bakıyor, askeri bir amaç varsa satış yapmıyoruz.”
Şirket yalanlıyor ama…
Beş yıllık satış kayıtlarını incelediğini söyleyen şirket Elbit Systems, IAI, BSEL, Rosenshine Plast ve AMI gibi İsrailli şirketlere askeri amaçlı herhangi bir ürün satmadıklarını söyledi ve Avrupalı iştiraklerinin de böyle bir işe girişmediklerini anlattı. Buna örnek olarak da askeri donanım üreten İsrailli bir şirkete robotik kollarından birini “sivil tıbbi amaçlarla kullanılacağını teyit ettikten sonra” sattıkları örneğini verdi. Ancak İsrail’de aracılar vasıtasıyla satış yaptıklarında “nihai müşterilerinin kim olduğunu” her zaman tespit edemediklerini de kabul ediyorlar.
Oysa FANUC teknolojilerinin İsrail savunma sanayine girdiğini gösteren çok sayıda kanıt var. İsrail Savunma Kuvvetleri’nin önde gelen yerli tedarikçileriden Elbit Systems’in iş ilanlarında kriterlerden biri “FANUC teknolojilerini bilmek.” Ayrıca İsrail ordusu, F-35 savaş uçağı için gövde parçalarını üretme sözleşmesini kazanan Elbit Cyclone fabrikasında mühimmat taşıyan FANUC robotik kolunu gösteren bir video yayınladı.
Burada sorunlardan biri de FANUC’un ürettiği ürünlerden hangilerinin robotik kategorisinde olduğu. Çünkü Döviz ve Dış Ticaret Yasası’na uygun incelemenin yapılabilmesi için ürünlerin çift kullanımlı teknoloji olarak sınıflandırılması gerekiyor. Japonya’nın kontrol listesinde su altı robotları ve malzeme işleme için kullanılanlar robotik kategorisinde yer alırken, robotik kollar ve sayısal kontrol cihazları herhangi bir kategoriye girmiyor.
Hadi diyelim ki Japon hükümeti bu satışlara göz yumdu. Bu durumda aktivistler FANUC’un kendi politikalarını ihlal ettiğini söylüyor. Çünkü şirket 2019 yılında insan haklarını önceleyen bir politika benimsedi ve o politikada “İşletmemizin insan haklarını olumsuz etkileyen bir duruma karıştığını fark edersek bunu düzeltmek için çaba göstereceğiz” ifadeleri yer alıyor.