Bundan 25 yıl önce bir sinirbilimci ve bir felsefeci bahse girdi. Biri, bilimin 2023 yılına kadar bilincin nasıl oluştuğunu çözeceğini iddia etti, diğeri buna karşı çıktı. Geçen hafta New York şehrinde kalabalık bir sinema salonunda yeniden bir araya geldiler, yüzleştiler.

New Scientist dergisinden Alexis Wnuk’un önceki gün yayınlanan yazısı şu sözlerle başlıyor: “New York’ta bir Cuma gecesi. Yaklaşık bin kişi bir tiyatro salonuna dolmuş, gözler sahneye dikilmiş, atmosfer elektrikli. Kalabalık burada bir stand-up gösterisini ya da konseri beklemiyor. Heyecan 25 sene önce bilim dünyasında girilen bir iddiayı kimin kazandığını öğrenmek…”

Bahsin konusu derin; bilinç nedir, nasıl oluşur, hangi beyin hücrelerinin bilinç ürettiğini bilebilir miyiz… Sinirbilimci Christof Koch ve felsefeci David Chalmers, 20 Haziran 1998’de bu konuda iddiaya girdi. Şu anda Seattle’daki Allen Beyin Bilimi Enstitüsü’nde görev yapan Koch, bilim insanlarının 25 yıl içinde bilincin beyinde nasıl oluştuğunu keşfedeceklerini iddia ediyordu. Şu anda New York Üniversitesi’nde görev yapan felsefeci David Chalmers’ın ise şüpheleri vardı, bilincin nasıl oluştuğunun bir bilmece olarak kalmaya devam edeceğini söylüyordu. İkili 25 yıl sonra tekrar buluşmak üzere anlaştı. Kaybeden kazanana bir kasa kaliteli şarap hediye edecekti. 

Daha fazla meraklandırmadan söyleyelim. İddiayı kimin kazandığı sinirbilimci Koch’un bir cümlesinde saklıydı. “Gençken her şeyin basit olduğuna inanırsınız” diyerek genç halinin biraz naif olduğunu, dolayısıyla bahsi kaybettiğini kabul etti.

Bilinç, genel olarak tek tek her bireyin tecrübelerinin toplamı olarak tanımlanıyor. Yani bütün duygularımızın, gördüklerimizin, duyduklarımızın, hissettiklerimizin toplamı bizim bilincimizi oluşturuyor. Ama tabii insanı insan yapan sırlardan biri olan bilinci ‘ruh’ olarak gören, bu ruhun Tanrı tarafından içimize üflendiğini söyleyenler de var.

Bilim, her şeyi neden-sonuç ilişkisiyle açıklamak istediğinden, bilincin beynimizde nasıl meydana geldiğini de açıklamaya çalışıyor ama henüz bir başarı elde edilmiş değil.

Sahi, bilinç nasıl oluşur?

Beyni inceleyen sinirbilimde son çeyrek asırda yaşanan gelişmeler baş döndürücü. Bilincin sırrını çözdük, çözeceğiz gibi bir hava var. Konuyla ilgili çeşitli açıklamalar zaman zaman heyecan yaratıyor ama sonrasında boşa çıkabiliyor. Bilincin beyindeki köleniyle ilgili şu anda birbiriyle çekişen iki temel teori var.

Bunlardan ilki, herhangi bir sistemin bilincinin ölçülebileceğini öne süren Bütünleşik Enformasyon Kuramı (Integrated Information Theory – IIT). Phi olarak adlandırılan bu ölçü, beynin arka kısmındaki duyusal işlem bölgeleri gibi birbirine daha yoğun bir şekilde bağlı olan beyin bölümlerinde daha yüksek.

İkincisi, beynin düşünme, dikkat ve problem çözmeden sorumlu ön bölgelerine odaklanan Ortak Nöronal İşlem Alanı Teorisi (Global Neuronal Workspace Theory – GNWT). Savunucuları bu bölgelerdeki sinyallerin dikkatimizi çekmek için yarıştığını ve bir sinyal kazandığında bunun beynin geri kalanına yayınlandığını düşünüyor. Bu iş için kurulmuş açık bilim platformu COGITATE her bir modelin temel tahminlerini test ediyor.

Bir deneyde, gönüllü insanlar farklı türde beyin taramalarından geçerken yüz, nesne, harf ve uydurma karakter görüntülerine baktılar. İlk test, görüntülerin kategori ve yönelim gibi özelliklerinin beyinlerinin neresinde işlendiğini görmekti. Burada, IIT zirveye çıktı: hem kategori hem de yönelim beynin arka bölgelerinde çözüldü.

Sırada, aktivitenin süresi vardı. IIT, bilinçli algının sürekli beyin aktivitesinden kaynaklandığını öngörürken, GNWT, biri bir uyarıcı ilk ortaya çıktığında diğeri kaybolduğunda olmak üzere iki aktivite patlaması olması gerektiğini söylüyordu. Burada da IIT kazandı. Son testte, her bir model tarafından öngörülen eşzamanlı faaliyet kalıplarına bakıldı ve GNWT, IIT’yi biraz geride bıraktı.

Yeni iddia, yine 25 yıl sonra

Sonuçta, her iki model için de kesin bir zafer söz konusu değil, ancak bu durum savunucularını caydırmıyor. Ancak açık olan bir şey var: Henüz bilincin nasıl oluştuğu bilinmiyor. Dolayısıyla Koch yenilgiyi kabul etti, altı şişe şarapla sahneye geldi.

Christof Koch inatçı, 25 sene sonrası için tekrar iddiaya girmek istedi. Yaşını hesapladılar, 2024’de 92 olacaktı. “Belki sahneye çıkarken yardıma ihtiyacım olacak ama bu sefer ben kazanacağım” dedi.

Felsefeci David Chalmers (solda) ve nörobilimci Cristof Koch geçen cuma New York’ta buluştu.

Düşünceleri konuşmaya rekor hızda çeviren yeni beyin-bilgisayar arayüzü geliştirildi