Yapay zeka bütün büyük teknoloji şirketlerinin ağzını sulandıran bir alan. Henüz bu işten hatırı sayılır bir meblağ kazanamadılar ama pek çok şirket artık piyasaya sürdüğü araçlarda bu teknolojiye yer veriyor. Tabii yapay zekayı geliştirebilmek o kadar basit değil. Bir kere verileri çıkarmak, depolamak ve sonrasında büyük dil modelini besleyebilmek için elektrik enerjisi gerekiyor. Bunu mevcut kaynaklarla sürdürebilmek mümkün değil, bu şekilde kısa sürede enerji sorunu çekmeye başlarız. Mesela GPT-3 gibi dil modellerinin eğitiminde 1300 megawatt saat elektrik harcanıyor. Bu da yaklaşık 130 hanenin yıllık elektrik tüketimine tekabül ediyor. GPT-4 gibi daha gelişmiş modellerin elektrik ihtiyacı haliyle daha fazla.
İşte bu yüzden şirketler nükleer enerjiye yönelmiş durumda. Bunlardan biri Meta. Ancak Financial Times’ın haberine göre Meta’nın ABD’de nükleer enerjiyle çalışan yapay zeka veri merkezi kurma planları proje için ayrılan arazide nadir bir arı türünün keşfedilmesi nedeniyle kısmen engellendi. Oysa Meta’nın sahibi Mark Zuckerberg yapay zekasına zararlı gaz salımı olmadan elektrik sağlayacak nükleer enerji santrali operatörüyle anlaşma yapmayı planlıyordu.
Ancak potansiyel anlaşma hem çevre hem de düzenleyici kurumlar bakımından birçok zorlukla karşı karşıya. Bilgi sahibi kaynaklara göre Zuckerberg geçen hafta Meta’nın tüm çalışanlarının katıldığı bir toplantıda veri merkezinin inşa edileceği arazinin çevresinde nadir bir arı türü keşfedildiği için projenin karmaşık bir hal aldığını açıkladı. ABD genelinde pek çok arı türü şu anda ya risk altında ya da nesli tehlike altında olarak kabul ediliyor. Meta’nın projesindeki gerilemeden hangi türün sorumlu olduğu bilinmiyor.
Yine de Meta vazgeçmiş değil, karbonsuz enerji için başka anlaşmaların peşinde koşmaya devam edecek. En azından konuyla ilgili bilgi sahibi kaynaklara göre durum bu. Çünkü Meta konu hakkında yorum yapmıyor.
Şirketlerin nükleer santral yarışı
Biraz önce de dediğimiz gibi büyük teknoloji şirketleri kendi veri merkezlerinin enerjisini sağlayabilmek için nükleer enerjiye yönelmiş durumda. Ancak bu santrallerin maliyetleri hiç de düşük sayılmaz. Ayrıca inşa edilmeleri zaman alıyor. Ayrıca çevrecilerin en çok dert ettiği mesele, nükleer enerji sonrası ortaya çıkan zehirli radyoaktif atıkların birikme riski. Bunların nasıl depolanacağına dair net bir planın olmaması hem çevrenin hem de insanların zarar vereceği endişesini doğuruyor.
Microsoft eylül ayında Pensilvanya’daki Three Mile Island’da bulunan ve uzun zamandır çalışmayan nükleer santrali yeniden canlandıracağını açıkladı. Amazon da mart ayında yine Pensilvanya’da bulunan Susquehanna Steam Electric nükleer santralinin yanına bir veri merkezi kurmak için 650 milyon dolar harcadı. Google ise geçen ay ABD’li start-up Kairos Power’den altı ila yedi küçük modüler nükleer reaktör istediğini açıkladı.
Financial Times’a konuşan kaynaklar Zuckerberg’in planı takır takır işleseydi Meta’nın nükleer enerjiyle çalışan yapay zekaya sahip ilk büyük teknoloji şirketi olurdu diyor. Ayrıca veri merkezlerine güç sağlayan en büyük nükleer santrale sahip olacaktı. Bu hayalin gerçek olmaması ve ABD’nin şirketlere nükleer enerji seçeneği sunamayacak durumda olması Zuckerberg’i hayal kırıklığına uğratmış.
ABD Nükleer Düzenleme Komisyonu 28 eyalette 55 nükleer enerji santralinde 91 ticari reaktörün faaliyette olduğunu ve bunların toplamda ülke enerjisinin yaklaşık beşte birini tedarik ettiğini söylüyor.