Kanser iki bin yıl önce de sorundu, bugün de öyle. Bazı kanserleri erken teşhisle yenmek mümkün olsa da bazıları çok sinsi yaklaştığı için iş işten geçene kadar fark edilmiyor bile. İşte o sinsi ilerleyen kanser türlerinden biri bağırsak kanseri. Bağırsak kanseri dünya genelinde kansere bağlı ölümlerin ikinci sebebi. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre yılda 1,9 milyondan fazla yeni vakaya, 900 binden fazla ölüme yol açıyor. Peki bu kanseri “eritip yok edecek” bir ilaç olsaydı?
Ve Pembrolizumab bağışıklık hücrelerinin yüzeyindeki bir proteini hedefine alarak kanser hücrelerini bulup yok ediyor. Klinik deneyler ameliyattan önce ilacın verildiği hastaların kanserden kurtulmasında büyük artış ortaya koydu. Deneylerin sonuçları dünyanın en büyük kanser konferansı Amerikan Klinik Onkoloji Derneği’nin (ASCO) yıllık toplantısında sunuldu.
Çalışmayı University College London, University College London Hastanesi, Christie NHS Vakfı, St James’s Üniversite Hastanesi, Southampton Üniversite Hastanesi ve Glasgow Üniversitesi yürüttü. Christie klinik onkologu Prof. Mark Saunders deney sonuçlarının “gerçekten çok heyecan verici” olduğunu söyledi.
Saunders “Ameliyat öncesi immünoterapi uygulamak bu tip kansere sahip hastalar için ‘oyun değiştirici’ olabilir. Daha iyi sonuçlar elde etmek bir yana hastaların çok daha fazla yan etkisi olan kemoterapi almasının da önüne geçilebilir. İmmünoterapi gelecekte ameliyat ihtiyacının bile yerini alabilir” diyor.
32 hastanın 32’si de kanserden kurtuldu
Merck Sharp and Dohme tarafından finanse edilen çalışmada araştırmacılar ilacı İngiltere’de beş hastanede ikinci ya da üçüncü evre bağırsak kanseri tanısı konmuş ve DNA’daki hataları düzeltmek için gerekli proteinlerin (MMR eksikliği) eksik olduğu 32 hasta üstünde denedi. İkinci ya da üçüncü evre bağırsak kanseri tanısı konmuş hastaların yaklaşık yüzde 15’i bu özel genetik yapıda.
Hastalara ameliyat öncesi kemoterapi yerine Keytruda denen pembrolizumab verildi ve sonra da bunun etkileri izlendi. Sonuçlar pembrolizumab ile tedaviden sonra hastaların yüzde 59’unda kanser belirtisi görülmediğini, kalan yüzde 41’inde de kanserli yapının yok edildiğini gösteriyor. Deneydeki tüm hastalar tedaviden sonra kanserden kurtuldu. Araştırmacılar MMR eksikliği olan hastalara standart kemoterapi verildiğinde ameliyattan sonra bunların ancak yüzde beşinde kanser belirtisi görülmediğini söylüyor. Bu da pembrolizumab’ın etkisini gözler önüne seriyor.
UCLH danışmanı ve çalışmanın da başyazarı olan tıbbi onkolog Dr. Kai Keen Şiu “İmmünoterapi tümörlerin ameliyattan önce yok olmasını sağlayabilir. Ameliyattan önce kanseri eritip yok edebilirseniz hayatta kalma şansını üç katına çıkarırsınız. Hastalar pembrolizumab’a yanıt verirse hayatta kalma şansları üç katına çıkabilir” diyor.
Mevcut sonuçlar her ne kadar olumlu olsa da çalışma tamamlanmış sayılmaz. Önümüzdeki birkaç yıl hastaların hayatta kalıp kalmadıkları ve hastalığın nüksedip etmediği değerlendirilecek. İlaç piyasaya sürüldüğünde hastalar artık yan etkileri çok fazla ve katlanılması zor bir tedavi yöntemi olan kemoterapiye ihtiyaç duymayacak.
Eğer sonuçlar bu şekilde gelmeye devam ederse belki yakında düzenleyici kurumların ilacın piyasaya sürülmesi için onay verdiği haberlerini de gireriz.