Elon Musk, bazı şartları sağlayan Twitter kullanıcılarıyla reklam gelirini paylaşacağını geçen Şubat ayında duyurmuştu. Hatta Haziran ayında attığı bir tweetle de hatırlatmıştı. Bu hafta çıkan haberlerde yeni olan detay, o tarihten bu yana biriken bakiyenin bazı kullanıcıların hesaplarına yatmış olması. Doğrusu bu gelişme, rakip uygulama Threads’in gündemi kapladığı haftalar için güzel bir gündem değiştirme vesilesi olabilirdi ama beklenen heyecanı yaratmadı.
Bu bir ‘dijital emek’ konusu mu?
Öteden beri ‘dijital emek’ konusuyla özellikle ilgilendiğim, yazılar yazdığım, podcast kaydettiğim, pek çok yayında çeşitli nedenlerle konuyu buraya getirdiğim için bu haber beni özellikle heyecanlandırabilirdi. Fakat beni de heyecanlandırmadı.
Çünkü Twitter’ın yapacağı türden ödemeler, kitlelerin sosyal medya platformlarını var eden dijital emekleriyle ilgili değil, platforma katılımı artıracak çok kısıtlı bir ‘yıldız’ kullanıcı grubuyla ilgili. Bu da kitleleri gelir elde etme hayaliyle bir yarışın içine sokarak daha fazla sömürü imkânı sağlamak demek. Diğer taraftan, influencer (etkileyici) olma hevesiyle büyüyen kuşaklar için de yeni bir fırsat anlamına geliyor elbette. Ama nasıl bir fırsat?
Kimler ödeme alacak?
Kimlerin bu ödemeleri alma şansı elde edeceğine bir bakalım.
Öncelikle Twitter Blue abonesi olmanız şart. ‘Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez’ diyebilirsiniz ama sonrası biraz çetrefilli.
Son üç ayın her birinde en az 5 milyon tweet görüntülenme sayısına ulaşmış olmanız gerekiyor. Ayrıca ödemeleri banka hesabınıza aktarmak için Stripe uygulamasına ihtiyaç var ama Stripe da tıpkı Paypal gibi Türkiye’de kullanılamayan bir ödeme uygulaması. Dolayısıyla henüz Türkiye’den katılan kullanıcılar için bu ödemenin yasal bir altyapısı dahi yok.
Daha çok tartışma, daha çok gelir
Bu bürokratik sorunlar çözüldü diyelim. Sistem nasıl işliyor?
Öncelikle Twitter’ın genel akışta gösterdiği reklamdan kullanıcılarına pay vermesi gibi bir durum söz konusu değil.
Siz bir tweet atacaksınız, o tweete yanıtlar gelecek, yani tweetinizin altında bir konuşma başlayacak ve o konuşmanın arasında gösterilecek reklamlar için size ödeme yapılacak.
Şimdi gözümüze çok fazla yanıt alan tweetleri ve kullanıcıları getirelim. Bir tarafta masum ve eğlenceli tartışmalar var. Örneğin; başat özelliklerinin yanı sıra çok iyi bir Twitter kullanıcısı olduğunu düşündüğüm Vedat Milor’un (bu aralar BlueSky deniyor) ‘menemen soğanlı mı yoksa soğansız mı olur?’ tartışması. Bu gibi tartışmaların çok yanıt alacağı aşikâr.
Böyle bir konuşma içinde gösterilen reklamlardan Milor’un bir pay alacak olması gayet makul ve mantıklı olur. Ancak madalyonun bir de diğer yüzü var.
Kimler kazandı?
Madalyonun diğer yüzünü ABD’de bu programla ilgili ilk ödeme yapılan isimlerden anlıyoruz.
Bu isimlerden biri ilk etapta 20 bin dolarlık ödeme alan Andrew Tate.
Adı insan kaçakçılığı, tecavüz gibi suçlamalara karışan (ev hapsi cezasına çarptırıldı) ama daha çok sosyal medyada başlattığı tartışmalara bilinen eski kickboksçu. Aşılarla ilgili yanlış bilgilendirmeden nefret söylemine ve şiddeti teşvik etmeye kadar pek çok nedenle; Instagram, Facebook ve TikTok’ta hesapları kalıcı olarak yasaklanmış, Youtube’ta kanalı askıya alınmış bir isim. Tüm bunlara rağmen, Twitter’da yaptıkları için ödüllendiriliyor çünkü paylaşımları çok fazla yanıt alıyor.
Elon Musk’ın Twitter’ı satın almasının ardından, eski ABD Başkanı Donald Trump dahil, daha önce çeşitli nedenlerle yasaklanmış pek çok hesabı geri çağırmasına paralel bir durum bu. İsim saymaya gerek yok, Türkiye’de böyle bir durumda hangi figürlerin kazanacağının tahminini size bırakıyorum.
Ödeme yaygınlaşırsa ne olur?
O halde ödeme uygulaması yaygınlaşırsa, platformdaki öfke ve kışkırtıcılığın artacağını rahatlıkla öngörebiliriz.
Kaldı ki, algoritmanın öfkeli akışı sevdiğini, insanların öfkelendikleri zaman daha fazla paylaşım yapmaya ve yanıt vermeye teşne olduğunu biliyoruz. Hatta sosyal medyada kendilerine hakaret ettirecek içerik üretip tazminat davası açarak hayatını kazananları ve böyle bir sektörün oluştuğunu da biliyoruz.
O yüzden Twitter’ın tweete verilen yanıtlar üzerinden ödeme yapmasının yaygınlaşması, sırf tartışma çıkarıp bol yanıt almak için atılacak tweetlerin de yaygınlaşması anlamına gelir.
Bu durumda tepki gösterdiğimiz kullanıcılar, sadece etkileşim değil, tepkilerimiz sayesinde doğrudan para da kazanır duruma geliyor.
Kabul edersiniz ki tuhaf bir durumla karşı karşıyayız.
Bunun, ‘cevap verip para kazandırmayayım şuna’ diye kısmi bir bilinçlenmeye yol açması ihtimali de var tabii.
Ancak trollerin de durumu aşağı yukarı böyle olmasına rağmen, bu konuda bir ilerleme kaydedilemiyor.
Hatta bütün sosyal medya platformları, trollere laf yetiştirip onları var eden bilinçsiz kullanıcılarla dolup taşıyor.
Paradoks ne?
Her şeye rağmen burada bir paradoks var. Hiçbir düzgün reklamveren böyle tartışmaların içinde görüntülenmek istemez. Düşünsenize ırkçılık, nefret söylemi veya şiddete teşvik eden düzeysiz bir tartışmanın orta yerinde markanızın adı görülüyor. Bu kolay alınabilecek bir risk değil.
Nitekim Twitter’ın reklam gelirlerinde, Elon Musk’ın satın alımı ve platformun neredeyse bütün iç denetim mekanizmalarını yok etmesinden sonra büyük bir düşüş olduğu da biliniyor.
Her ne kadar Musk, reklamverenlerin geri döndüğünü iddia etse de New York Times’ın ulaştığı rakamlara göre Twitter’ın reklam gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre %59 düşmüş durumda.
Bu program sürdürülebilir mi?
Yazıda saydığım nedenleri de düşününce, bu ödeme programının sürdürülebilirliği zor görünüyor.
İlk etapta vaat edilen 5 milyon dolarlık ödeme paketi yerine getiriliyor olsa da gelecekte ne olacağı, bu uygulamanın hangi ülkede ne kadar yaygınlaşacağı bilinmez.
Twitter, genel şartları sağlayan tüm kullanıcılara bu sistemi açarsa, yukarıda anlattığımız Andrew Tate gibi örnekler, öfke ve şiddet kaçınılmaz olacaktır.
Ancak belli kalite kriterlerine göre, her ülkeden belli isim veya kuruluşlar ödeme programına adil olarak seçilirse, belki işler değişebilir.
Musk’ın muğlak ifade özgürlüğü tanımı çerçevesinde, bu kalitenin izlerini hiç göremiyoruz tabii. Ancak olur da bu ihtimal gerçekleşirse, yani kaliteli içerik desteklenirse; haber siteleri, gazeteciler ve daha önce platformla pek işi olmayan etkileyiciler (influencerlar) için de oyun değişebilir.
Bununla birlikte, Twitter’ın eski çalışanlarına tazminatlarını ödemeyi reddettiği iddia edilirken ve hatta ödenmemiş kira nedeniyle bir binası için tahliye kararı verildiği bilinirken, bu konuda fazla ümide kapılmayalım derim.