Bir milyar euroya mal olan Euclid görevi, evrenin en hayrete düşüren ama etkileyici iki unsurunu araştıracak: Karanlık enerji ve karanlık madde. Karanlık enerji, evrenin genişlemesini hızlandırdığı 1998 yılında keşfedilen gizemli güce denilirken, evrenin kütlesinin yüzde 80’ini içeren ve galaksileri bir arada tutan kozmik yapıştırıcı olarak düşündüğümüz maddeye karanlık madde diyoruz.
Hem karanlık enerjiyi hem de karanlık maddeyi gözlemleyemiyoruz çünkü adeta görünmez haldeler. Gökbilimciler bu unsurların varlığını ancak yıldız ve galaksilerin davranışları üzerindeki etkilerini ölçerek ortaya çıkarabildi. Edinburgh Üniversitesi’nden astrofizikçi Prof. Andy Taylor, “Bu karanlık unsurların doğası gizem olarak kalırsa ‘Biz evreni anlıyoruz’ diyemeyiz. Euclid işte bu yüzden çok önemli” diyor.
Euclid’in geçen yıl Rus Soyuz roketiyle uzaya fırlatılması planlanıyordu. Ancak Rusya’nın Ukrayna işgalinden sonra Avrupa Uzay Ajansı, Rus uzay ajansı Roscosmos ile işbirliğini sona erdirerek, Elon Musk’ın Space X şirketiyle anlaşma imzaladı. Buna göre Euclid, 1 Temmuz’da Falcon 9 roketiyle uzaya fırlatılacak.
2 ton ağırlığındaki uzay teleskobunun Güneş Sistemi’ni geçerek Dünya’dan 150 milyon km uzakta ikinci Lagrange noktası olarak bilinen yere ulaşmasının bir ay süreceği tahmin ediliyor. Araç burada uzayın derinliklerini inceleyecek. Yani Euclid bir anlamda uzaydaki James Webb teleskopuna da kardeş olacak; çünkü James Webb teleskopu da, Güneş ile Dünyanın ortak yörünge noktası olan Lagrange noktasında.
Sussex Üniversitesi’nden gökbilimci Stephen Wilkins, “Euclid, Hubble Uzay Teleskobu’nun çözümleme gücüne sahip olsa da gece gökyüzünün üçte birini inceleyebilecek. Böylelikle bize göklerin oldukça ayrıntılı bir haritasını verecek” dedi.
Euclid, karanlık maddeyi incelememizde engel teşkil eden sorunları aşmak için yerçekimsel mercekleme olarak bilinen bir fenomenden faydalanacak. Bilim insanları, Euclid’in çevresindeki her şeye aşırı hassas bir yapısının olmasının; ışık yaymayan, yansıtmayan ve emmeyen parçacıklardan oluştuğu için doğrudan göremediğimiz karanlık maddenin sırlarını açığa çıkarmada çok önemli bir rol oynayacağını söylüyor.
Peki bu nasıl mümkün olacak? Bunun için Euclid galaksilerin milyonlarca görüntüsünü çekecek. Bazı fırsatlarda bu uzak cisimlerden gelen ışıklar Dünya’ya doğru yolculuklarında ister istemez karanlık maddenin içinden geçecek. İşte bu gerçekleştiğinde yerçekimi etkisi ışığın yolunu uzatıp saptıracak. Biz buna kütleçekimsel merceklenme diyoruz ve ürettiği çarpık görüntüler, onları tetikleyen karanlık maddenin doğası hakkında bize önemli bilgiler sağlayacak.
Gökbilimciler karanlık enerjiyi ise daha farklı bir şekilde inceleyecek. Wilkins, “Evrenin daha derinlerine inerek, zamanda daha geriye gideceğiz. Evrenin farklı dönemlerde ne kadar büyük göründüğünü inceleyeceğiz. Bu şekilde evrenimizin boyutunun zaman içinde nasıl değiştiğini ve genişleme hızındaki değişikliklerin ne zaman meydana geldiğini anlayabiliriz” dedi.
Bu görevin sonunda evrenin son 10 milyar yılda nasıl genişlediğine ve karanlık enerjinin gerçek doğasını çözmeye yardımcı olacak sırları ortaya çıkaracak bir kronoloji oluşturulması planlanıyor.