Kimera sözcüğünü hiç duymuş muydunuz? İki farklı kaynaktan gelen hücrelere sahip organizmalar yaratmaya kimera deniyor. Laboratuvarlarda daha önce sıçan ve farelerden kimeralar yapılmış olsa da biyolojik olarak karmaşık yapılarda olmaları ve daha uzun gebelikle olgunlaşma sürecinin araya girmesi nedeniyle maymunlarda buna yönelik bir çalışma yapmak tahmin edersiniz ki çok daha zor bir iş.
Peki hiç denememişler mi? Hayır denemişler. Ancak enjekte ettikleri kök hücreleri maymunun yapısına başarılı bir şekilde katmayı başaramamışlar ve sonuç olarak organizmaların ancak yüzde 5’inden azı donör hücrelerden yetiştirilebilmiş. Cell dergisinde yayınlanan yeni bir çalışma ise bilim insanlarının yüzünü güldürdü. Çünkü bu çalışma, organlarının yaklaşık yüzde 60’ından fazlasının donör kök hücresinden oluşan bir maymunun yaratıldığının kanıtı. Bu arada kök hücrelerin en yoğun görüldüğü dokular da beyin dokuları olmuş.
Doğumundan 10 gün sonra ötenazi yapılan bu küçük maymunun en tuhaf özelliği de floresan yeşili gözlerine ek olarak yüzüyle parmak uçlarının da yeşil renkte parlamasıydı. Bilim insanları kök hücreleri embriyoya enjekte etmeden önce aslen denizanalarında bulunan ve mavi ışık altında yeşil renkte parlayan yeşil floresan proteinini salgılayacak şekilde düzenlemiş. Bunu yapmalarının sebebiyse enjekte edilen kök hücrelerin ne kadarının baskın geldiğini açık bir şekilde görebilmekmiş.
Bilim insanları bu maymunu yaratabilmek için yedi günlük embriyodan kök hücre alıp bunu daha yeni başka bir embriyoya eklemiş. Bu embriyolar daha sonra dişi makaklara nakledilerek toplamda 12 gebeliğe yol açmış. Bunlardan da altısı dünyaya gelirken yalnızca biri canlı doğmuş.
Bilim insanları bir gün bu tür kimeralarla, insanlarda görülen hastalıkların ilerlemesini daha detaylı bir şekilde inceleyerek çözümler bulabileceklerini umuyorlar. Fare ve sıçanlar genetik olarak bizlere, primat kuzenlerimiz kadar benzemiyor. Halbuki maymun kimeralarla hastalıklar daha doğru bir şekilde modellenebilir. Donör kök hücrelerinin genetiği düzenlenebildiği için araştırmacılar gelecekte maymun modellerinde hastalıkların yaratabilecekleri potansiyel sonuçları test edebilir.
Bu arada kök hücreden yapılan insan embriyosu konusunda etik kaygılar olduğu gibi kimera araştırmalarında da etik kaygılardan söz edebiliriz. Hayvan hakları savunucuları bu yöntemin hayvanlarda acı hissi oluşturacağından derin endişe duyduklarını söylerken, kök hücre çalışmalarının destekçileri, hastalıkların ve tedavilerin test edilmesi için doğru modelleme yapmanın faydalarının böyle bir çabayı değerli kıldığını savunuyor.
Bu buluş her ne kadar büyük umutlar vaat etse de maymunun sağlıklı doğmadığını hatırlatmakta fayda var. Araştırmacılar solunum sorunu yaşayan bu yavruya daha 10 günlükken ötenazi yapmak zorunda kaldı. Dolayısıyla uzun süre hayatta kalabilen ve hatta yavrulayabilen ilk kimera primatına ulaşmak için kat etmemiz gereken hâlâ uzun bir yolumuz var.