Anayasa Mahkemesi, belediyelerin sokaklardaki sahipsiz hayvanları toplamasını ve eğer sahiplendiremiyorsa öldürmesini mümkün kılan tartışmalı yasayı Anayasaya uygun buldu, yasanın iptali istemini reddetti.
Yüksek Mahkeme, dünkü Genel Kurul gündeminde, Resmi Gazete’nin 2 Ağustos’taki sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren 7527 sayılı kanuna ilişkin CHP’nin iptal ve yürürlüğünün durdurulması istemini görüştü.
AYM, söz konusu kanunun iptali talebinin reddine karar verdi. Kararın gerekçesi daha sonra yazılacak.
CHP, kanunda yer alan 17 maddeden 16’sının iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle 15 Ağustos 2024’te AYM’ye başvurmuştu. Başvuruda, iptali istenen maddelerin hayvan hakları, kamu yararı ve yaşam hakkına aykırı düzenlendiği savunulmuştu.
Mahkeme önünde gösteri
AYM söz konusu yasayı görüşürken Türkiye Barolar Birliği ve çeşitli hayvansever örgütler Anayasa Mahkemesi’nin Ankara’daki binası önünde gösteri yaptı, yasanın iptalini istedi. Ancak saatler sonra kararın tam tersi yönde çıktığı anlaşılınca bu kez eleştiriler başladı.
Gerek barolar, gerek çok sayıda hayvansever örgüt ve CHP, Anayasa Mahkemesi kararını eleştirdi.
Sabah saatlerinden bu yana AYM önünde bekleyen hayvan hakları savunucuları kararı protesto etti. AYM’nin ana giriş kapısına geçmek isteyen kitleye polis müdahale etti, göstericilerle polisler arasında arbede yaşandı. Hayvan hakları savunucuları, bir süre AYM önünde oturma eylemi yaptı.
BBC Türkçe’ye konuşan hayvan hakları savunucuları, AYM’nin bu kararı ile birlikte sokak hayvanlarına yönelik işkencenin artacağını düşünüyor.
Avukat Tuğba Gürsoy, “AYM bugün, on binlerce hayvanın serbestçe öldürülebileceğine dair katliam yasasını onayladı. Elleri titremeden bu kararı aldılar” diyor.
Gürsoy, yasa yürürlüğe girdiğinden beri pek çok kentte sokak hayvanlarının işkence ile öldürüldüğünü belirtiyor. AYM’nin bu somut örnekleri dikkate almadığını kaydeden Gürsoy, kararın gerekçesini bir hakimden dinlemek için saatlerce beklediklerini ancak sonuç alamadıklarını söylüyor:
“10 ay boyunca bu hayvanların ne şekillerde katledildiğini hepimiz gördük. Ötanazi adı altında hayvanlara anestezi verdiler, ölüm çukurlarına attılar. Daha canlıyken, daha hayvan baygınken üstlerine toprak attılar. Barınaklarda neler yaşadık, bunların hepsini AYM’ye sunduk. Bu somut örnekler bile bu kararı değiştiremediyse, bu karar talimatla alınmış bir karardır. Bilime, hukuka ve Anayasa’ya aykırıdır.”
Doğa İnsan Hayvan Koruma ve Bilgilendirme Konfederasyonu (DİHKONFED) Başkanı Haydar Özkan da bu yasanın hayvanları kısırlaştırıp popülasyonu kontrol altına almaya değil, katliama yönelik olduğunu savunuyor:
“2 Ağustos’tan günümüze kadar, hayvanlar belediyeler ve bazı cani ruhlu vatandaşlar tarafından katledildi. AYM’nin kararına dair bir umut vardı ama AYM’nin bu kararı, bu katliamı tamamen legalleştirdi.”
“Bundan sonra belediyelerin ve cani ruhlu vatandaşların katliamı katlanarak devam edecek. Bu ne insanlığa, ne İslam’a, ne vicdana asla sığmaz.”
‘Sokaklardaki mücadele devam edecek’
Avukat Gürsoy, bu yasa değişene dek, sokaklardaki hayvanları korumaya devam edeceklerini söylüyor:
“Bu yasayı değiştireceğiz. Yasayı sokakta biz yazacağız. Bu yasanın değişeceği güne kadar, ne kadar az hayvanı teslim edebilirsek ona çabalayacağız. Tekil örneklerde gidip mücadele edeceğiz, hayvanlara yönelik nerede ne duyarsak, gidip sahip çıkacağız.”
Özkan da tüm hayvanseverlerin bir araya gelerek, sokaklardaki kitlesel mücadeleye devam edeceğini söylüyor:
“Birbirimize daha sıkı kenetlenerek, belediyelerin sokaklardaki canlarımızı öldürmelerine müsaade etmeyeceğiz.” Eylemlerimiz sürecek. Katliamları engellemek adına sadece bireysel olarak değil kitlesel olarak hareket edeceğiz. Bütün arkadaşlarımızla bir araya gelerek, planlarımızı kamuoyuna duyuracağız.”
Yasa ne getiriyor?
Hayvanları Koruma Kanunu’na göre bakıma ihtiyacı olan ya da kısırlaştırılması gereken sokak hayvanları, tedavisi tamamlandıktan sonra alındığı sokağa geri bırakılıyordu.
Sokaktaki hayvanları tedavi ya da kısırlaştırma amacı olmaksızın toplayıp yerinden etmek kanunen yasaktı.
Yeni yasa ile birlikte “topla, aşıla ve kısırlaştır, yerine bırak” metodu yürürlükten kaldırıldı.
Yasa, sokaktaki tüm köpeklerin toplanarak sahiplendirilinceye kadar barınaklarda bakılmasına hükmediyor.
Yerel yönetimlere ise bakımevi kurmaları ve mevcut şartları iyileştirmeleri için 31 Aralık 2028’e kadar süre tanıyor.
Hükümet, mevcut yasadaki “topla, aşıla, kısırlaştır, yerine bırak” ilkesi uygulanmadığı için yasanın ihtiyacı karşılamadığını gerekçe göstermişti.
Pek çok meslek örgütü, hayvan hakları savunucuları ve muhalefet ise hayvanları kitlesel bir şekilde öldürmeden bu yasayı uygulamanın imkansız olduğunu savunuyor.
2004’ten beri yürürlükte olan eski yasa, belediyelere hem bakımevi açma hem de hayvanları toplayarak düzenli kısırlaştırma yapma sorumluluğu veriyordu.
Fakat belediyelerin çoğu bu görevi yerine getirmemişti.
Hayvan hakları savunucuları, 20 yıllık bu tablo göz önüne alındığında, belediyelerin 4 milyon sokak köpeği için 2028’e kadar sağlıklı koşullar sağlayabileceğine ihtimal vermiyor.
Muhalefet de bu düzenlemenin uygulanmasının fiilen mümkün olmadığını ve köpeklerin kitlesel olarak öldürülmesiyle sonuçlanacağını söylüyor.
Kanunda sokak köpeklerinin tamamının toplanarak öldürüleceğine dair doğrudan bir hüküm yer almasa da bu şartı düzenleyen madde “belirsiz ve yoruma açık” ifadeler içermekle eleştiriliyor.
İlgili maddede, “İnsan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan” köpeklerin veteriner hekim tarafından/gözetiminde öldürülebileceği belirtiliyor.
