İki ayrı hükümetin varlığını sürdürdüğü Libya, son dönemlerin en büyük sınavını 11 Eylül'de yaşadığı sel felaketiyle veriyor. Halk bilhassa Derne kentini vuran faciada 11 bin 300 kişinin ölümünden Halife Hafter'in desteklediği doğu hükümetini sorumlu tutarak sokağa döküldü ve 'İstifa' naraları attı.

Libya’da 11 Eylül’de Daniel fırtınasının etkili olmasının üzerine Derne yakınlarındaki iki barajın patlaması da eklenince kent yerle yeksan oldu, 11 bin 300 kişi hayatını kaybetti. Felaketten sağ çıkmayı başaran yüzlerce Libyalı, sorumluların görevden alınmasını talep etti.

Protestocular pazartesi günü kentin El Sehabe Camii önünde düzenledikleri gösteride Halife Hafter tarafından desteklenen doğudaki hükümeti hedef aldı. Bazı Libyalılar, Derne’nin simgesi olan altın kubbenin önündeki çatıda oturma eylemi yaptı.

Doğu hükümetinin lideri Akile Salih’i hedef alan protestocular, “Seni istemiyoruz Akile! Tüm Libyalılar kardeştir” sloganları atarak, 10 yılı aşkın bir süredir siyasi istikrarını sağlayamayan ve iki hükümete bölünmüş ülkede ulusal birlik çağrısı yaptı.

Arap Baharı’na kadar barajların onarımını Türk şirket üstlenmişti

Ülke, biri doğuda diğeri ise batıda olmak üzere iki düşman yönetimin iktidar mücadelesine yıllardır sahne oluyor. Doğudaki Bingazi hükümeti Halife Hafter ve Libya Ulusal Ordusu (LNA) tarafından desteklenirken, batıdaki Ulusal Birlik hükümeti Batı tarafından destek görüyor. Türkiye’nin arası da Batı’daki yönetimle iyi.

Fotoğraf: AA

Sel felaketinin bu kadar büyük bir sarsıntı yaratması esasen barajların patlamasından kaynaklanıyor. Mühendisler daha önce barajların patlama riskinden bahsederek, siperlerin acilen güçlendirilmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulunmuş.

2022’de akademik bir dergide yayınlanan raporda, 1959’da yaşanan bir sele eşdeğer bir su taşkının tekrarlaması halinde ‘iki barajdan birinin yıkılabileceği, bunun da vadi sakinlerini ve Derne şehrini yüksek sel riski nedeniyle savunmasız hale getireceği’ uyarısında bulunulmuş.

Esasen 2010 yılında bir Türk şirketi barajlarda onarım çalışmalarına başlamıştı. Ancak Libya Başsavcısı Sadık el Sur’a göre aylar sonra Arap Baharı ayaklanmalarının patlak vermesiyle çalışmalar durdu.

Sel felaketi doğu bölgesini vurduğu için halk facianın büyüklüğünden doğu hükümetini sorumlu tutuyor. Pazartesi akşamı ilerleyen saatlerde öfkeli protestocular, Derne Belediye Başkanı Albülmenam el Kaithi’nin evini ateşe verdiler. Doğu hükümetinin Bakanı Hichem Abu Chkiouat, Kaithi’nin görevden alındığını bildirdi.

Uyarılar yetersiz kaldı

Bölge sakinleri ve gözlemciler, yetkililerin fırtınadan önce bölge sakinlerine gerekli uyarıları yapmış olması halinde can kaybının önlenebileceğini söyledi. Dünya Meteoroloji Örgütü ise geçen haftaki açıklamasında Libya Meteoroloji Ajansı’nın şiddetli yağmur ve selle ilgili olarak erken uyarıda bulunmasına rağmen ‘eskiyen barajların’ yaratacağı riskin gözardı edildiğini söyledi. Ajans, Libya’daki meteoroloji kurumunun becerilerinin ‘gözlem sistemlerindeki büyük boşluklar’ ve bilgi teknolojisi nedeniyle sınırlı olduğunu belirtti.

Hem Derne sakini hem de meteoroloji uzmanı olan Atiye El Hasadi, yapılan tek uyarının selden 24 saat önce Derne sakinlerine şehri boşaltmaları konusunda olduğunu söyledi.

Arap Baharı’nı anımsattı

Fotoğraf: AA

Protestoya katılan öğrencilerden Said Mansur El Cezire’ye verdiği demeçte, “Binlerce değerli insanımızı kaybetmemize neden olan barajların patlamasıyla ilgili acil soruşturma talep ediyoruz” dedi. 39 yaşındaki Taha Miftah ise, protestonun ‘hükümetin krizi yönetmede başarısız olduğu’ yönünde bir mesaj verdiğini söyleyerek, özellikle parlamentonun suçlu olduğunu belirtti. Miftah ayrıca felaketle ilgili uluslararası soruşturma başlatılması ve ‘yeniden inşa çalışmalarının uluslararası gözetim altında gerçekleştirilmesi’ çağrısında bulundu.

Akile’nin perşembe gecesi televizyonda yaptığı konuşmada felaketin boyutunun hükümetin kötü yönetimi ya da ihmalinden kaynaklanmadığı yönünde açıklamalar yapması birçok Libyalıyı kızdırdı. Libya’da Adaleti Arayan Avukatlar grubunun yöneticisi Elham Suudi NYT’ye verdiği demeçte, “Tam olarak ne olduğuna odaklanılmalı, daha sonra kimin sorumlu tutulması gerektiğine karar verilmeli. Ancak bu eylem, Libyalı yetkililer tarafından yapılamaz çünkü ya bunu yapmak istemiyorlar ya da yapamıyorlar” dedi. Suudi’nin belirttiğine göre söz konusu grup uluslararası soruşturmaya ihtiyaç duyulduğunu göstermek için belge topladıklarını söyledi.

Suudi ayrıca ölümlere duyulan öfkenin Libyalıları bir kez da 2011’deki Arap Baharı zamanlarına götürdüğünü ve halkın yeniden tek yürek olduğunu söyledi. O ayaklanmada ülkenin otoriter yöneticisi Muammer Kaddafi devrilmişti. Suudi, “Bunun değişim anı olduğunu hissediyoruz. Umarım bu korkunç felaketin mirası da bu olur” dedi.

Tabii 2011’deki devrim ateşi, Libyalıların beklentilerini karşılayamadı. Kaddafi’nin devrilmesiyle Libya için çatışma, işsizlik ve acılarla dolu bir dönem başladı. Bir yandan silahlı milisler güç kazanırken öbür yanda sürekli değişen hükümetler başa geçti.

Libya’daki görüntüye can dayanmaz: Sahilde 400 ceset bulundu