Boğaziçi Arnavutköy Derneği 1992'de mahalleyi güzelleştirmek için kuruldu. Ancak semt yıllar içinde öyle beklenmedik şekilde dönüştü ki üyeler kendilerini politik bir mücadelenin içinde buldu. Şimdi mahalle Beşiktaş Belediyesine karşı direnişte.

Ortaköy’le Bebek arasındaki Arnavutköy adı üstünde bir Boğaz köyü, tarihi evleri, esnafı, ibadethaneleriyle küçük bir semtti. Son yıllarda İstanbul’un en popüler eğlence merkezlerinden biri haline geldi.

Boğaziçi Arnavutköy Derneği bu değişimden çok önce 1992’de yaşadığı yeri güzelleştirmek gibi mütavazı bir amaçla kuruldu. Kurucuları arasında bugün hayatta olmayan Prof. Dr. Türkan Saylan ve mimar Günhan Danışman gibi değerli isimler vardı.

Zaman içinde semtin değişen sorunlarıyla birlikte dernek de kendine yeni bir misyon edindi. Bugün başta yerel yönetimler olmak üzere her türlü yetkili makama başvurarak semti korumaya çalışıyor.

Mahalleli Arnavutköy’ü kimden ve neden korumak istiyor?

Sorunun cevabı Arnavutköy’de kısa bir tur atan herkesin evlerin pencelerinde ya da duvarlarda görebileceği bir afişte yazılı: “Verme. Artık Arnavutköy’e iş yeri ruhsatı verme.” Dernek, mahalleyi Beşiktaş Belediyesi’nden korumaya çalışıyor anlayacağınız.

Gayrettepe’deki yangının hatırlattığı

Dernek sözcülerinden Prof. Dr. İpek İlkkaracan bugün geldikleri noktayı anlatmadan önce Gayrettepe’de Masquerade gece klübündeki tadilat sırasında ölen 29 kişiyi hatırlatıyor:

“O feci olay durumun ciddiyetini bir kez daha  hatırlattı. Arnavutköy’de her gün bir yenisi açılan eğlence mekanlarına o kadar çok insan geliyor ki sokak aralarına çifter çifter park eden araçlar yüzünden acil bir durumda ambulans ya da itfaiyenin oralara girmesi çok zor hale geliyor.”

Arnavutköy Caddesi’nin iki tarafı kafe, restoran ve barlarla dolu

İlkkaracan’a göre iş yerlerinin yarattığı huzursuzluk hatta tehlike bununla sınırlı değil. Otomobilleri park etmekle görevli valeler yalnızca trafik terörü yaratmakla kalmıyor kendi aralarında da çatışıyor. Can güvenliği deyince 23 Aralık 2022 gecesi iskelesi çökünce onlarca kişinin denize düştüğü Danış lokantasını hatırlamamak da mümkün değil.

Bir başka sorun büyük talep yüzünden hem konut hem de iş yeri fiyatlarının ölçüsüzce artması, yıllardır mahallede olan kırtasiye dükkanı, ayakkabı tamircisi ve döşemecinin dükkanlarını arka arkaya kapatmak zorunda kalması.

İpek İlkkaracan belediyenin ‘Haklısınız ama şartları yerine getiren herkese ruhsat vermek zorundayız’ diyerek sorumluluktan kaçtığını söylüyor:

“Belediye sadece onay veren yetkisiz bir kurum değil ki. Madem haklı olduğumuzu düşünüyor, bizimle birlikte  samimiyetle çözüm aramalı, merkezi yönetime baskı yapmalı, konuyu gündemde tutmalı. Hatta iş öyle bir noktaya geldi ki belediye ‘Biz ruhsat veririz ama Arnavutköylüler Derneği istemiyor’ diyerek bizi işyeri sahipleriyle karşı karşıya getiriyor. Halbuki semtteki olumsuz gidişat işyerlerinin de aleyhine.”

Belediye ile ‘nihayet’ görüşme

İpek İlkkaracan, son yıllarda sorunları konuşmak için Beşiktaş Belediyesi’nden defalarca randevu istediklerini ancak başkana ulaşamadıklarını söylüyor. Ta ki 31 Mart’taki yerel seçimlere kadar:

“Belediye başkanı bu kez başkan adayı olarak semte geldi ve sorunları beraberce çözeceğimiz konusunda sözlü olarak güvence verdi. Tüm belediye başkan adaylarına sorduğumuz dört soruyu kendisine de yönelttik ve cevapları yazılı olarak aldık. Bugüne kadarki tecrübelerimiz olumlu değil ama bundan sonrası için tersini ummak istiyoruz.”

Burası bir semt, pazarlanacak bir emlak projesi değil

Uzun süredir derneğin içinde olan bir başka isim mimar Ahmet Ergelen Arnavutköy’ün de içinde olduğu Boğaz hattının Boğaziçi Kanunuyla korunduğunu vurguluyor:

“Benimsediğimiz iki sloganımız var: ‘Tarihi ve kültürel mirasa sahip çıkmaya kararlıyız’ diyoruz.  Çünkü Arnavutköy pazarlanmaya çalışılan bir emlak projesi ya da Galataport gibi bir yeme içme / alışveriş alanı değil. Burası insanların yaşadığı bir semt. O yüzden bir diğer sloganımız da semtimizi koruma konusundaki kararlılığımızı gösteriyor. ‘Bu semt halkı tarafından koruma altına alınmıştır’ diyoruz.”