Koç Holding’e bağlı Demir Export maden şirketi, Sivas’ın Kangal ilçesinde bulunan Pınargözü, Eğricek ve Elkondu köylerinde 1950’lerden bu yana demir madenciliği yapıyor. Bölgede çıkan altın madenini de devletten satın alan şirket, 2013’ten bu yana da siyanürle altın arıyor.
Köylüler, siyanürle altın madenciliği yapılmasına karşı uzun bir mücadele verdi. Fakat bu mücadeleleri başarıya ulaşmadı.
Köy sakinlerinden Hüsnü Engin, şirketin 1950’lerde köy ağasıyla yaptığı ittifakın şimdi muhtarlar aracılığıyla sürdüğünü anlatırken “Burada hükümdarlık kurmuş durumdalar” diyor.
Şirketin altın arama sürecinde köyün su kaynaklarını kuruttuğunu 10Haber’e anlatan Engin, su yataklarının maden havuzuna çevrildiğini belirtiyor.
Köylülerin su ihtiyacına şirketin çözüm bulacağı sözü de tam anlamıyla fiyaskoyla sonuçlanıyor. Sağlık Bakanlığı yetkililerinin 2013’te köyün suyunda yaptığı incelemede, normalde olması gerekenden yedi kat fazla arsenik tespit ediliyor.
Olayın üstüne köylüler suç duyurusunda bulunuyor ama muhtar ve azaları, mahkemeye “Suyu biz istedik” diyor. Mahkeme, şirket yetkileri ve muhtarı ‘kasten veya özensiz davranmak suretiyle tüketilecek şeylere zehir katma veya bozma’ suçundan 2014’te yargılamaya başlıyor, 2021’de herkesin beraatine karar veriyor. Oysa şikayetçi köylüler 6 ay boyunca musluklarından arsenikli su aktığını söylüyor.
Danıştay ÇED raporunu iptal etti
Şirketin halihazırda kullandığı ocak sayısını arttırma isteği ise köylülerin tekrardan tepki göstermesine neden oluyor. Köylüler, şirketin genişleme talebinin durdurulması için hazırlanan ÇED raporuna itiraz ediyor. Yerel mahkemeler, köylülerin itirazını reddediyor fakat Danıştay, 21 Haziran 2021’de, şirketin ikinci ocak talebi için verilen olumlu ÇED raporunda yazan incelemelerin doğru verilerle desteklenmediği ve maden sahasının doğaya zarar verebileceğini belirterek red kararı veriyor.
Koç Holding’i ‘Cumhuriyet kadar güçlü’ olarak tanımlayan köylüler, hukuk mücadelelerinden kazanım etmiş olsalar da şirketin üçüncü ocak için 23 Ağustos’ta yapacağı ÇED toplantısını bekliyorlar. Siyanürle aranan altının, köylerini etkilediğini söyleyen köylüler, şirketin ‘duracağı’ konusunda endişeli.
Şirketin bir havzadaki çalışmaları durdurulsa da tepki gösterilmediği sürece birçok köyü etkileyeceğini düşünüyorlar.
Ayrıca şirket 15 bin dönümlük başka bir alanı da madencilik faaliyeti yapmak için kamulaştırma başvurusunda bulundu. Bu başvurulardan biri reddedildi. Köylüler, şirketin kamulaştırmadan vazgeçeceğini düşünüyor, kulaktan kulağa “Köylüyle anlaşarak çözeceğiz” dedikoduları dolaşıyor.