İstanbul'da hava kirliliği yılın ilk yedi ayında 2023'ün aynı dönemine göre artış gösterdi. En önemli etken trafik, sonuçları ise sıcaklık rekorları olarak bize geri dönüyor.

Hava kirliliği en önemli halk sağlığı sorunlarından biri. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre hava kirliliğine maruz kalmayla en güçlü şekilde ilişkilendirilen hastalıklar arasında felç, iskemik kalp hastalığı (kalp ve beyin gibi organlarda kan akışının zayıflaması, kesilmesi), kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), akciğer kanseri, zatürre yer alıyor. Ayrıca hava kirliliğine maruz kalmanın olumsuz gebelik sonuçları (yani düşük doğum ağırlığı gibi), akciğer dışındaki kanserler, diyabet, bilişsel bozukluk ve nörolojik hastalıklar açısından artan riskle bağlantılı olduğuna dair kanıtlar var.

Yüzde 14 arttı

AA’nın hava kalite ölçüm istasyonlarından derlediği veriler ise endişe verici. Buna göre İstanbul’da hava kirliliğini gösteren azot dioksidin ortalaması 1 Ocak-31 Temmuz 2023’te 35,55 mikrogram/metreküp ölçüldü. Bu yıl bu rakam 40,61 mikrogram/metreküp olarak kayıtlara geçti. İstanbul’da azot dioksit kaynaklı hava kirliliği bu yıl 1 Ocak-31 Temmuz tarihlerinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14 arttı.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros hava kirliliğinde trafiğin, sanayi tesislerindeki faaliyetlerin, ısınma kaynaklı kirleticilerin, meteorolojik etkenlerin önemli olduğunu belirterek özellikle İstanbul’da havanın kirlenmesinde en önemli etkenin trafik olduğunu ifade ediyor.

Toros İstanbul’da hava kirliliği değerleriyle ilgili çalışma yaptıklarını aktararak, “1 Ocak-31 Temmuz 2023 ile 1 Ocak-31 Temmuz 2024, yani son 2 yılın ilk yedi aylık verilerini incelediğimizde İstanbul genelindeki daha çok araç kaynaklı hava kirliliği olan azot dioksit değerlerinin 2024’te 2023’e göre yüzde 14 arttığını görüyoruz” dedi.

İstanbul’da her gün yeni araçların trafiğe çıkmasıyla bu sayının giderek arttığını vurgulayan Toros çözüm olarak toplu taşımayı işaret ediyor: “Araç sayısı arttıkça hem İstanbul trafiğinin sıkışıklığı artıyor hem de araçlar dur kalk yaptıkça daha fazla emisyon salıyor, daha fazla atmosfer kirleniyor. İstanbul’un havasının temiz olması için dur kalk olayı ve İstanbul’daki araç sayısının azaltılması gerekiyor. Toplu taşımanın daha fazla kullanılması gerekiyor.”

‘Temmuz sıcaklıkları 3,6 derece daha yüksek’

Prof. Dr. Toros atmosfere salınan kirleticilerin küresel anlamda herkesi etkilediğini dile getirerek şöyle devam ediyor: “22 Temmuz’da dünya sıcaklık rekoru kırıldı. Ondan önceki temmuz ayında yine sıcaklık rekorları kırıldı. Ülkemizde haziran ayında daha önceki yılların sıcaklık verileri karşılaştırıldığında, sıcaklıkların 3,6 derece daha yüksek olduğunu görüyoruz. Tüm bunların arka planında havanın kirliliği yatıyor, yani bizlerin, insanların yaptığı faaliyetler yatıyor. Daha fazla araç kullanmamız, daha fazla üretim yapmamız, kaynakları verimsiz kullanmamız atmosferin kirlenmesine yol açıyor. Atmosferin kirlenmesi de solunum yolu rahatsızlıkları, kalp damar rahatsızlıkları hatta beyine varan rahatsızlıklara yol açıyor.”

Çalışmada diğer kirleticilere baktıklarını vurgulayan Toros parçacık madde oranının azaldığını, kükürtdioksit, ozon, karbonmonoksit miktarının ise arttığını sözlerine ekledi.

Araştırma: Hava kirliliği tüp bebekte başarı oranını yüzde 38 azaltıyor