İlk kez 1729’da Akdeniz havzasındaki Adriyatik Denizi’nde raporlanan müsilaj, 1990’lı yıllardan bu yana Marmara Denizi’ni yavaş yavaş ele geçiriyor. Halk arasında deniz salyası olarak da bilinen bu kalın ve yapışkan madde 30 yıl önce yalnızca balıkçılar ve su altı sporu yapanlar tarafından fark ediliyordu. Ancak iklim değişikliğinin kendini iyiden iyiye gösterdiği yıllar içinde deniz yüzeyine çıkan müsilaj, artık su sıcaklığının 14-16 santigrat derecede uzun süre sabit kalması sonucu en yaygın gelişimine ulaşıyor ve denizin maviliğini beyaza çeviriyor.
Türkiye’de toplumun büyük kesimi ise müsilaj ile 2021 yılında tanıştı. Çok ses getiren bu deniz felaketi için bir bilim kurulu oluşturuldu, yapılacaklar 22 maddede sıralandı. Ancak aradan geçen 2 yılda Marmara Denizi için tehlikenin halen devam ettiği Üsküdar’da ortaya çıktı. Cumhuriyet’ten Şeyda Öztürk’ün haberine göre; Hidrobiyolog Dr. Erol Kesici, bu yılın müsilajını Üsküdar’da fotoğraflayarak denizin ısınmaya başladığına işaret ederek uyardı.
Geçen yıllarda yüzeydeki müsilaj deniz süpürgesiyle toplandı dipteki tehlike ise kendini göstermeden varlığını geliştirmeye devam etti. Dr. Kesici ise deniz salyasına müdahale etmek için yukarı çıkmasını beklemenin bilimdışı olduğunu söyledi. Deniz anasının yoğun olarak görülmesinin deniz kirliliğini gösterdiğini belirten Dr. Kesici, “Neden dip temizliği yapılmadı?” diye sordu.