Marmara Denizi’nin son dönemde sıcaklık artışıyla birlikte yaşadığı bir sorun var: Denizanası. Gözle görülür şekilde artan denizanaları Sarayburnu açıklarından Bakırköy açıklarına kadar kilometrelerce uzunlukta bir şerit oluşturuyor. Uzmanlar bu artışın Marmara’nın korkulu rüyası müsilajı, diğer adıyla deniz salyasını tetikleyeceğini belirtiyor. Konuyla ilgili ayrıntılı haberimizi bu linke tıklayarak okuyabilirsiniz.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar denizanalarıyla beslenen canlıların endüstriyel balıkçılıkla avlanmasının da bu artışta bir gerekçe olabileceğini söylüyor ve “Küresel ısınmaya bağlı olarak iklim değişikliği, daha tropik bölgelerde yaşayan türlerin akıntılarla Marmara Denizi’ne gelmesine imkan sağlıyor” diyor.
“İleri biyolojik arıtma olmayınca suyun kalitesini ve ekosistemin dengesini bozacak unsurları suya vermiş oluyorsunuz. Bu da denizanaları popülasyonu için bir fırsattır. Kıyı tahribatının durdurulması gerekiyor” diyen Prof. Dr. Okyar park ve yol yapmak için kıyı ekosisteminin tahrip edilerek doldurulmasının denizanası larvalarının üremesi için alan oluşturduğunu söylüyor.
Marmara Denizi’nde 2021 yılında yaşanan müsilaj nedeniyle ekolojik bir felaket yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Okyar “Her an yeniden yaşayabiliriz çünkü müsilajı oluşturan organizmalar Marmara Denizi’nde mevcut. Uygun şartlar meydana geldiğinde musilaj tekrara görülebilir. Biz bakanlığımız ile olan ortak çalışmamız ile denizanalarının musilajı tetikleyip tetiklemediğine baktık. Denizanaları müsilajın oluşmasında katalizör rolü var. Denizanalarının toplu ölümleri ile birlikte müsilajı destekleyecek şartlar meydana geliyor. Hemen dibimizde lağım çukuru gibi bir ortam olabilir. Marmara Denizi için hiçbir zaman umutsuz değilim, çünkü kendini yenileyebilen bir deniz” diyor.