Uzmanlar, iklim değişikliğinin atmosferik meteorolojik koşulların daha kuzeye kaymasına neden olduğunu, bunun da Sahra Çölü'nde ve Antarktika'da yeşil alanlarda artışa yol açabileceğini belirtiyor.

İklim değişikliği sonucu sayısı ve şiddeti artan aşırı hava olaylarının son örneklerinden biri geçtimiz günlerde Fas’ta yaşandı. Ülkenin güneyinde Sahra Çölü’nün başladığı ve yıllık yağış ortalaması 250 milimetre olan bölge, yalnızca 24 saatte 100 milimetreden fazla yağış aldı. Aşırı yağışlar sonrası meydana gelen sel, Sahra Çölü’nde küçük göller oluşmasına neden oldu.

Aşırı hava olaylarının çarpıcı örneklerinden bir diğeri temmuz ayında Antarktika’da görüldü, kış mevsiminin yaşandığı kıtada sıcak hava dalgaları meydana geldi ve normalin 10 derece üzerinde hava sıcaklıkları kaydedildi.

İklim değişikliğinin etkisiyle Sahra Çölü’nde görülen yağış ve Antarktika’daki ısınma, ekstrem iklim koşullarının meydana geldiği her iki bölgenin bitki örtüsünde değişimler yaşanması olasılığını gündeme getiriyor.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Meteoroloji Laboratuvarı Şefi Adil Tek, iklim değişikliği nedeniyle artan atmosfer sıcaklıklarının, dünyanın kutuplardan Ekvator’a doğru, Ekvator’dan da kutuplara doğru ısı enerjisini dengelediği mekanizmada değişimlere yol açtığını söylüyor.

Tek, dünyanın iklimi ve yağış rejiminin oluşmasında birçok parametrenin etkisi olduğunu hatırlatarak “Biz yerde ısı kaynağı oluşturmasak güneşten gelen ısıyla birlikte iklim sistemi normal rutininde devam edecek ancak bizim oluşturduğumuz ısı ve atmosfere saldığımız karbondioksit, soğumayı sınırlayarak iklim değişikliğinin meydana gelmesine neden oluyor” diyor.

Meteorolojik şartları etkileyen Hadley, Ferrel ve polar olmak üzere üç küresel dolaşım hücresinin bulunduğunu anlatan Tek, hücrelerdeki oynamaların yağış desenlerini değiştirdiğine işaret ediyor: “Hadley, Sahra Çölü’nün oluşmasına neden olan mekanizmadır. Burada yüksek basınçtan dolayı yeterli yağışlar oluşmaz. Bunun kuzeyine ve güneyine doğru gittikçe Ferrel hücresi gelir. Bu sistemde 60 derece enleminde yükselen havanın bir kısmı yüksek irtifada kutuplara doğru ayrılır ve kutup hücresi olan poları oluşturur. Geri kalanı Ekvator’a doğru hareket eder ve burada 30 derece enleminde Hadley hücresinin yüksek seviyeli havasıyla çarpışır. Orada azalır ve altındaki yüksek basınç sırtlarını güçlendirir.”

Türkiye’de yağışlar ciddi oranda düşecek

Sahra’yı oluşturan yüksek basınç alanının daha kuzeye kaymaya ve Akdeniz üzerine doğru gelmeye başladığına dikkati çeken Tek, ilerleyen yıllarda bu kayma dolayısıyla Türkiye’de de yağışların ciddi oranda düşeceği uyarısında bulunuyor.

Tek, sıcak havanın buzullarda erimelere ve Sibirya’nın Antarktika’ya yakın bölümlerinde ağaçlanmaya varan yeşil alanların oluşmasına yol açtığını anlatarak “Antarktika ve Sahra Çölü’ne uzun vadeli etkilerinin takip edilmesi gerekiyor. Bizim de ülke olarak stratejik planlarımızı buna göre yapmamız gerekiyor” diyor.

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Araştırmacısı Dr. Tufan Turp, son zamanlarda Sahra Çölü’nün, iklim değişikliğinin etkisiyle her zamankinden daha yeşil bir hal aldığını söylüyor.

Ekstrem iklim koşullarının hakim olduğu Antarktika’daki sıcaklık artışına da değinen Dr. Turp,  olası etkilerini şöyle değerlendiriyor:  “Kıyı bölgeleri daha ılıman olmakla birlikte iç kesimlerinde sıcaklık sıfırın altında 80 dereceleri bulabiliyor. Özellikle kıyı kesimlerde rüzgar hızları oldukça yüksek. Antarktika son derece kurak bir bölgedir, aslında dünyanın en büyük soğuk çölü kabul edilir. Yağışın büyük kısmı kar şeklinde düşer ancak Antarktika’nın soğuk ve kuru havası nedeniyle bu kar çok nadiren erir. Son zamanlarda iklim değişikliği ile birlikte burada da aşırı sıcaklıklar ve buna bağlı olarak kar kütlesinde azalma gözlemleniyor. Dünya ısınmaya devam ettikçe Antarktika’nın da ısınacağı ve yeşillenme sürecinin hızlanacağı öngörülüyor.”

Serap değil gerçek; Sahra Çölü’nü su bastı