Azerbaycan’da deneyimleyebileceğiniz en sıra dışı şeylerden biri sıcak ham petrol banyosu yapma fırsatı olabilir. Bu tedavinin iyileştirici yanının olduğu, ağrıyı, acıları dindirdiği ve cilt sorunlarını ortadan kaldırdığı söylenir. Azerbaycan gibi petrol zengini bir ülke için de ham petrol banyosu lükse kaçacak bir şey değil.
Fosil yakıtlar Rusya, Gürcistan, Ermenistan ve İran ile sınırı olan Azerbaycan için kilit öneme sahip bir kaynak. Birleşmiş Milletler’e (BM) göre Azerbaycan ekonomisi, gelirinin yaklaşık yüzde 60’ını petrol ve doğalgazdan sağlıyor. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bir keresinde ülkenin petrol rezervlerini “Tanrı’nın armağanı” olarak nitelemişti.
İşte dünyanın en büyük iklim zirvesi COP29, ham petrole böylesine bağımlı bir ülkede bugün itibariyle başlıyor.
İki hafta sürecek ama ev sahibi şaibeli
Dünyanın dört bir yanından dünya liderleri, ülke temsilcileri çevreci gruplar ve iş insanları, COP olarak bilinen ve BM’ye bağlı iklim zirvesi için Bakü’de olacak. İki hafta sürmesi planlanan zirvede amaç fosil yakıtlardan uzaklaşmak ve küresel ısınmayı durdurmak için gereken parayı nasıl bulacakları.
Aslında geçen yıl Birleşmiş Milletler’de düzenlenen iklim zirvesiyle birçok benzerlikler taşıyor bu yılki COP da. Örneğin zirvenin başkanı Muhtar Babayev, devlete bağlı petrol şirketi SOCAR’ın kıdemli çalışanlarından. Zirvenin organizatörleri de Azerbaycan’ın fosil yakıtlara bağlılığının endişe kaynağı olmaması gerektiğini söylüyor.
COP29’un baş müzakerecisi Samir Bejanov “Yaklaşımımız ve çıkış noktamız, iklim kriziyle mücadelede hep birlikte olduğumuz, küresel iklim hareketine katkıda bulunmadaki kararlılığımızdı. COP29’a ev sahipliği yapma teklifimizin ardında da bu mantık yatıyordu” diyor. “Biz bir petrol ve doğalgaz üreticisiyiz, bu doğru” diye sözlerini sürdüren Bejanov “Tarihimizden utanmıyoruz ve yenilenebilir enerji açısından neler yaptığımıza bakarsanız Azerbaycan’ın yenilenebilir enerji projelerine milyarlar yatırma planı olduğunu görürsünüz” diye konuşuyor.
Azerbaycan rüzgar santralleri ve güneş parkları inşa ederek 2030 yılına kadar enerjisinin yüzde 30’unu yenilenebilir kaynaklardan elde etmeyi amaçlıyor.
Ancak mevcut durumu eleştirenler, Azerbaycan’ın Avrupa’ya gaz ihracatını artırmayı istediğinin altını çiziyor. Özellikle de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle gaz açığını başka ülkelerden kapatmak isteyen bir Avrupa söz konusuyken Azerbaycan’ın fosil yakıtları ne kadar terk etmek isteyeceği tartışmaya açık.
İlk değil, son olmadığı gibi
Biraz önce de dediğimiz gibi bu, fosil yakıt üreten bir ülkenin COP zirvesine ilk kez ev sahipliği yapışı değil. Geçen yılki zirve BAE’de düzenlendi, gelecek yılki etkinliğin de Petrol İhraç Eden Ülkeler (OPEC) örgütünün en yeni üyesi Brezilya’da yapılması planlanıyor.
Azerbaycan, Brezilya ve BAE, 2035 yılına kadar petrol ve gaz üretimini yüzde 32 oranında artırmayı planlayan ülkeler. Dolayısıyla özellikle çevreci gruplar bir iklim zirvesine ev sahipliği yapılacaksa bunun, fosil yakıt kullanımını daha da artırmayı planlayan ülkelerde olmaması gerektiğini savunuyor.
BM’den uyarı niteliğinde rapor
Bu yılki zirve, BM Çevre Programı’nın Paris Anlaşması’nda hedeflenen “küresel ısınmayı 1,5 derece sınırında tutma” sözünün birkaç yıl içinde tutulamayacak noktaya geleceğini söylemesinin ardından gerçekleşiyor. Rapora göre fosil yakıt kullanımı bu şekilde sürerse 2100 yılına kadar sıcaklıklar 3,1 derece yükselebilir.
İklim değişikliğinin etkileri dünya genelinde kendini daha çok hissettirmeye başladı zaten. Örneğin İspanya’da meydana gelen “asrın felaketi”nde 220’den fazla insan canını kaybetti. Dünyanın başka yerlerinde orman yangınları, kuraklıklar ve fırtınalar da hem daha sık hem de çok daha şiddetli bir şekilde yüzünü gösteriyor.
COP’ta ele alınacak konulardan biri de ülkelerin iklim değişikliğine ve 1,5 derece hedefine uyumlu olarak nasıl bir ulusal katkı beyanlarının (NDC) olduğu. NDC’lerin genel hatları için son başvuru tarihi şubat ayı olmakla birlikte Azerbaycan gibi bazı ülkeler kendi tekliflerini zirve sırasında sunacak.
Geçen yılki katılımı göremeyebilir
Bu yıl katılımın geçen senekine göre çok daha düşük olması bekleniyor. Çünkü bazı şirketler daha küçük delegeler göndermeyi ya da hiç delege göndermemeyi tercih ediyor. Oysa Dubai’deki zirveye 80 binden fazla kişi katılmıştı. Bakü’de bu sayının yarısından daha azının katılması bekleniyor. Bunun sebebi de kısmen lokasyonundan kaynaklanıyor.
JPMorgan, Morgan Stanley ve Goldman Sachs gibi büyük bankaların çoğu, enerji dönüşümü finansmanına adanmış bir zirve olmasına rağmen üst düzey yöneticilerini bu tür etkinliklere göndermemeyi tercih ediyor. Yine de petrol ve gaz endüstrisinin zirvede olması bekleniyor. Mesela Exxon Mobil’in CEO’su zirveye katılmayı planlıyor. Azerbaycan’da faaliyet gösteren İngiliz petrol devi BP’nin de Bakü yönetimine desteğini göstermesi bekleniyor.
Azerbaycan’ın Batı’ya rağmen iyi ilişkiler kurmayı sürdürdüğü Rusya’nın da hem devlet hem de iş dünyasından zirveye yüksek katılım göstermesi bekleniyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yaz aylarında Bakü’yü ziyaret etmişti. ABD de zirveye temsilci gönderecek kuşkusuz ancak Donald Trump’ın yeni devlet başkanı seçilmesi gönderilen temsilcinin faaliyetlerini gölgeye düşürüyor. Malum, ABD bir önceki Trump döneminde Paris Anlaşması’ndan çıkmıştı.