Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin enkazları kaldırılmaya devam ediyor. Depremin ilk gününden beri arama kurtarma faaliyetlerinin gecikmesi, yardımların ulaştırılmasında yaşanan aksamalar, geçici barınma alanlarındaki sorunlar gündemden düşmedi. Depremin üzerinden iki aydan uzun bir süre geçmesine rağmen bu kez de molozlar için belirlenen döküm alanları tartışılıyor.
Hatay’ın Samandağ ilçesindeki depremzedeler 3 Nisan’dan beri yaşam alanlarına moloz dökülmesini protesto ediyor. Protestolar sırasında 6 Nisan’da 20 depremzede gözaltına alınmıştı. Vatandaşlar eski yapılarda yalıtım malzemesi olarak kullanılan asbest tehlikesine dikkat çekerek, molozların çadır ve tarım alanlarının yakınına dökülmemesini talep ediyor. Asbestin insan sağlığına zararı uzun süredir biliniyor. Uzmanlar asbest kullanılan yapıların enkazlarının profesyonel ekipler tarafından kaldırılması gerektiğini söylüyor.
Samandağ’daki moloz tartışması dün, Türkiye’nin en uzun kumsalı ve kuş cennetinin bulunduğu bölgeye moloz dökülmesiyle yeni bir boyut kazandı. Yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yapan Mileyha Sulak Alanı, molozlardan yükselen toz bulutlarıyla griye büründü.
Kumsalın yanı başında oluşan molozdan dağın oluşturabileceği çevresel tahribat henüz bilinmiyor ama görüntüler iç açıcı görünmüyor.
Samandağ Çevre Koruma ve Turizm Derneği Başkanı Mişel Atik, “Buradaki moloz tozlarında bizi en çok endişelendiren bir endüstriyel hammadde olan asbest. Asbest 2010 yılında yasaklandı. Yapılarda izolasyonda kullanılıyor. Bazen güneşlik olarak bazen de çok eski 30 yıllık binaların havalandırmaları üzerinde kaplama olarak kullanılıyor. Bu yıkılan binalar yerle bir oldu. Bu asbestler bu molozlara, bu taşlara karıştı. Sadece asbest değil birçok kimyasal madde, zehirli madde bunun içerisinde yerleşimle iç içe dökülüyor” diye konuştu.