Suriye'de 13 yıldır süren ama özellikle son 10 günde alevlenen iç savaşın kaybedeni Esad oldu. Esad'ı devirmekte en büyük rolü HTŞ üstlendi. Peki bir zamanlar El Kaide bağlantısı olan liderleri Ebu Muhammed El Colani hakkında neler biliyoruz?

20’li yaşlarının sonlarında tarihe radikal İslamcı militan olarak girişini yapan Ahmed El Şara, 13 yıldır süren Suriye iç savaşını bitirerek Şam’ı ele geçiren Heyet Tahrir El Şam’ın (HTŞ) lideri haline geldi. Aslında biz onu gerçek adıyla değil, Ebu Muhammed El Colani (Cevlani) olarak tanıyoruz. Zamanında Irak’ta ABD’ye karşı savaşan Colani, 2011’de Irak’tan Suriye’ye altı adamıyla döndüğünde çantasında 50 bin dolar vardı. Suriye’ye gelişindeki amacı El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra Cephesi’ni kurmaktı.

Altı adamla çıktığı yolda zaman içinde binlerce silahlı militanı yöneten bir lider haline geldi. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın yönetimini tehdit eden isyanın baş aktörlerinden biri oldu. Colani hakkında bildiklerimiz neler?

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da doğan Colani, İsrail’in işgali altındaki Golan Tepeleri’nden olan Suriyeli bir ailenin çocuğuydu. Riyad’da doğsa da çocukluğunu Şam’da geçirmişti. 2021’de PBS’e konuşan Colani, kendisini savaşmaya iten şeyin 2000’lerin başında Filistinlilerin İsraillilere karşı ayaklandığı İkinci İntifada olduğunu söyledi. İntifadanın başlamasından üç yıl sonra, 2003’te, ABD’nin Irak’ı işgali üstüne Irak’a giderek cihatçı olarak savaştı.

Suriye’deki iç savaş başladığında Colani’nin Suriye’yi çok iyi tanıması Irak’taki komutanlarının dikkatini çekti. Nihayetinde El Kaide Suriye’deki nüfuzunu da artırmak istiyordu. Bunun için en uygun ismin Colani olduğuna karar verdiler. Gerçek kimliğini gizli tutmayı tercih eden Colani, yıllar geçtikçe etki alanını da artırmış oldu. Televizyonda yayınlanan mülakatlarında hiçbir zaman doğrudan kameraya bakmıyor, herkesin kendini görebileceği yerlerde de yüzünü örtmeyi tercih ediyordu.

El Kaide’den kopuşu ve radikal değişimi

2016 yılında kameralar karşısına geçerek El Kaide’den ayrıldığını ve diğer yerel gruplarla sadece Suriye’ye odaklanacaklarını söyledi. Hedefleri de belliydi: Esad’ı devirmek. Böylece El Nusra Cephesi bugün bildiğimiz Heyet Tahrir El Şam olarak değiştirildi. O dönemde Colani “Bu yeni oluşumun dış taraflarla bağlantısı yoktur” diyerek radikal İslamcı geçmişiyle arasına mesafe koydu.

Bu ayrılış stratejikti. Amaç ABD ve Rusya gibi küresel güçlerin Suriye iç savaşına müdahale ederken örgüte saldırısını El Kaide ve IŞİD’le bağlantılı olduğu gerekçesiyle meşru kılmasını önlemekti. İşte Colani’nin klasik Batı karşıtı cihatçı imajından uzaklaşarak daha kabul edilebilir “rejim karşıtı devrimci” lider imajını parlatma çabası bu şekilde başladı. 2021 yılında PBS’e Batılı devletlere karşı savaşmak gibi bir arzusunun olmadığını söylemişti.

Sonraki yıllarda Colani sarığını Batı tarzı ceket ve gömleklerle değiştirdi. Grubun kontrolü altındaki İdlib’te yarı teknokrat bir yönetim kurdu. Kendini İran’ın Ortadoğu’daki nüfuzunu azaltma çabasındahem bölgedeki hem de Batı’daki ülkelerin işine yarayacak bir ortak olarak göstermeye çalıştı. IŞİD lideri Ebu Hüseyin El Hüseyni El Kureyşi’nin geçen yıl öldürülmesi gibi birçok örnekte IŞİD’e karşı operasyonlar düzenledi. Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Uluslararası Kriz Grubu’nda kıdemli danışman Dareen Khalifa, HTŞ’nin kontrol ettiği bölgelerdeki IŞİD ve El Kaide güçlerinin kökünü kazıdığını söylüyor.

Colani ve HTŞ uzmanı Aaron Zelin, Financial Times’a “Colani ne zaman harekete geçeceğini çok iyi biliyor. Sembolik bir yer seçti, etrafta hiç silah yoktu. Bu şekilde kendini ciddi, siyasi bir lider gibi göstermek istedi” dedi.

Hâlâ terör örgütü olarak görülüyor

Colani her ne kadar kendini El Kaide’den kopuk göstermeye çalışsa da Türkiye, ABD ve birçok Batı ülkesinde HTŞ terör örgütü olarak kabul ediliyor. Bu da örgütün bugüne kadar itibarını yenileme çabalarına zarar verdi. Colani HTŞ’nin üstüne yapışmış terör örgütü damgasından rahatsız olduklarını söyleyerek diğer cihatçı gruplardan farklı uygulamaları olduğunu söyledi. Buna göre diğer cihatçı grupların “acımasız taktiklerini” tasvip etmedikleri için o gruplarla bağlarını kopardıklarını söyleyen Colani, sivillerin hedef alınmasını “hiçbir zaman desteklemediğini” söyledi.

Biraz önce dediğimiz gibi Ankara da HTŞ’yi terör örgütü olarak görüyor, dolayısıyla Esad’ın düşüşüne götüren bu süreçte Ankara’nın doğrudan parmağı olmadığı konusunda uzmanlar hemfikir. Ancak Financial Times’a konuşan analistler HTŞ’nin elindeki stokların bir kısmının Ankara’nın desteklediği Suriyeli muhaliflerden geldiğini söylüyor. Türkiye’nin desteklediği muhaliflere Toyota 4×4’ler, zırhlı araçlar ve personel taşıma araçları verdiği biliniyor. Analistler bunların “Türk ordusunun kullanmadığı ikinci el araçlar” olduğunu söylüyor.

Ve karşınızda ‘hoşgörülü, ılımlı’ Colani

Colani yıllar içindeki değişimiyle ilgili olarak CNN International’a “Yirmili yaşlarındaki bir insan, otuzlu, kırklı yaşlarındaki bir kişiden farklı kişiliğe sahiptir. Doğamız böyle” dedi. Bu hafta HTŞ Hama’nın kontrolünü ele geçirdiğini açıkladığında Colani ilk kez gerçek adını kullandı.

42 yaşındaki Colani bu hafta asker kıyafetleriyle CNN’e konuştu. Ilımlı bir ima çizdi, özgüveni yerindeydi. Mülakatı sırasında cihatla ilgili bir şey söylemedi, Suriye’deki mücadelelerini “halkı Esad baskısından kurtaracak devrim” olarak yanıttı. Şeriat yönetimiyle ilgili olarak da “Şeriattan korkan insanlar ya yanlış uygulamalara rastlamıştır ya da şeriatın tam olarak ne olduğunu anlamamışlardır” iddiasında bulundu.

Başka dinlere mensup insanlara hoşgörülü yaklaşacaklarına da değinerek, “Kimsenin kimseyi öldürmeye hakkı yok” dedi. İşte bunun örneği olarak da Halep’te yönetimi ele geçirdikten sonra Hıristiyanların ayinlerini yapmalarına izin verdi. Bu hoşgörünün kalıcı olup olmadığını ise zaman gösterecek. Afganistan’da Taliban yönetimi ele geçirdiğinde ilk yönetiminden farklı bir yol izleyeceğini söylemiş, kadınların haklarına zarar vermeyeceğini söylemişti ama işte üç yıl sonra kadınların eğitim, çalışma ve hatta nefes alma hakkı bile elinden alındı.

Ayrıca insan hakları grupları ve gözlemciler, HTŞ’nin İdlib’teki muhaliflere ve azınlıklara yaklaşımıyla ilgili birçok kez dünyayı uyardı. İnsan hakları gruplarına göre HTŞ kendilerini hedef alan protestoları sert bir şekilde bastırıyor ve muhaliflere işkence yapıyor. Colani bu konuyla ilgili olarak cezaevlerindeki kötü muamelenin “HTŞ’nin emriyle yapılmadığını” ve sorumlulardan hesap sorulduğunu iddia etti.

FT: HTŞ nasıl dron ve güdümlü füze yapacak hale geldi?

Esad hanedanının sonu: Londra’da sakince göz doktorluğu yapayım derken kanlı bir diktatöre dönüşen Beşar’ın öyküsü

Şam düştü, Esad kaçtı