Avrupa Komisyonu Başkanı Von der Leyen başta Alman AfD ve Fransız Ulusal Birlik partisi olmak üzere Avrupa'nın aşırı sağcı liderlerini 'Putin'in vekili' olmakla suçladı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen haziran ayında yapılacak Avrupa seçimleri öncesinde kampanya yürütürken aşırı sağı “Putin’in vekilleri” olarak eleştirdi ve diğer milliyetçilerle birlikte çalışmayı reddetti.

Von der Leyen Avrupa seçimlerini takiben Avrupa Birliği’nin (AB) üst düzey görevlerinde yapılacak değişiklikle birlikte ikinci bir beş yıllık dönem için komisyonun başına geçmeyi hedefliyor.

Pazartesi günü Maastricht’te siyasi yelpazenin farklı kesimlerinden rakipleriyle bir araya gelen Von der Leyen Avrupa Parlamentosu’nda (AP) Fransa Ulusal Birlik Partisi (National Rally), Almanya İçin Alternatif (AfD) ve Danimarka Halk Partisi’ni bir araya getiren aşırı sağcı Identity and Democracy (ID) grubuna karşı adeta saldırıya geçti.

ID grubunun 6-9 Haziran’da yapılacak Avrupa genelindeki oylamada önemli kazanımlar elde etmesi ve hatta üçüncü büyük güç haline gelerek Ukrayna’ya destek, iklim eylemi ve genişleme gibi kilit AB politikalarını tehdit etmesi bekleniyor.

‘Putin’in yalanlarını yansıtıyorlar’

Aşırı sağın temsilcisi Danimarka Halk Partisi’nden Anders Vistisen’i de hedef tahtasına oturtan Von der Leyen AfD’deki müttefiklerini Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in destekçisi olmakla suçladı ve seçim programlarının “Putin’in yalanlarını ve propagandasını” yansıttığını savundu.

“Asıl sorundan uzaklaşmamamız çok önemli; dezenformasyon ve kutuplaştırmayla Avrupa’yı içeriden yıkmaya çalışan Putin’in vekilleri bunlar. Ve bu akşam burada bunun bir örneğini görüyoruz” diyen Von der Leyen, Vistisen’i işaret etti.

Ancak Komisyon Başkanı, İtalya Başbakanı Georgia Meloni’nin ‘İtalya’nın Kardeşleri’, Polonya’nın ‘Hukuk ve Adalet’ ve İspanya’nın aşırı sağcı ‘Vox’ partisini bir araya getiren Avrupa Muhafazakarları ve Reformistleri (ECR) grubuyla ittifaka son verme konusunda çok daha temkinliydi. Von der Leyen “Bu büyük ölçüde parlamentonun yapısına ve kimin hangi grupta yer aldığına bağlı” dedi.

Maastricht tartışmalarına kimseyi göndermeyen ECR, AB’nin yeşil anlaşmasını bazen “dogmatik, anti-ekonomik ve antisosyal” olmakla eleştiriyor.

Von der Leyen’in merkez sağ Avrupa Halk Partisi’nin (EPP) Avrupa Parlamentosu’ndaki en büyük güç olmaya devam edeceği tahmin edilirken, merkez sol ve Yeşiller’in tabanını kaybetmesinin beklendiği seçimlerde EPP’yi Avrupa Sosyalistleri Partisi (ESP) takip edecek.

Tartışmalara katılan sekiz aday Avrupa Komisyonu’na liderlik etmek istediklerini beyan ederken Von der Leyen bu görev için ciddi bir şansı olan tek aday.

Ukrayna ve Gazze tartışmaları tartışmalara damga vurdu

90 dakika süren tartışma sırasında Von der Leyen, özellikle Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve Gazze Savaşı söz konusu olduğunda her zamanki formal kamusal kişiliğinden daha ateşli tarafını gösterdi.

Von der Leyen ayrıca radikal sol aday Walter Baier’in Ukrayna Savaşı’nın her iki tarafın da müzakere etmesi halinde sona erebileceği yönündeki önerisini eleştirdi. “Bunu duymaktan yoruldum” diyen Baier Ukrayna’ya yedi kez gittiğini ve Rus güçleri tarafından yüzlerce sivilin öldürüldüğü Bucha’daki ceset torbalarını gördüğünü söyledi ve ekledi:

“Eğer bu savaşı sona erdirmek istiyorsanız Putin’in savaşmayı bırakması gerekiyor ve o zaman savaş biter.”

AB’nin İsrail’e yönelik tutumu nedeniyle soldan gelen eleştirilere maruz kaldığı Gazze’deki savaşa dönerek İsrail’in “insani hukuk ve uluslararası hukuk sınırları içinde kendini savunma hakkı” olduğunu söyledi ve başta çocuklar olmak üzere bu kadar çok masum sivilin ölmesinin “dayanılmaz” ve “kabul edilemez” olduğunu sözlerine ekledi.

AB’nin yeşil anlaşması konusundaki sicilini savunan Eickhout, kıtayı sarsan çiftçi protestolarının ardından pestisit kullanımının azaltılması ve doğa koruma önlemlerinin sulandırılmasına yönelik bir teklifi geri çekmesinin ardından komisyonu “yeşil standartları düşürmekle” suçlayan Yeşiller’in baş adayı Hollandalı temsilci Bas Eickhout’a da yanıt verdi.

Eickhout’a “Sizi kutuplaşmaya zorlamak yerine bu diyaloğa kulak vermeye davet ediyorum” diyen Von der Leyen Yeşiller’in AP üyelerinden ne kadar destek almayı planladığına dair bir soruyu da gündeme getirmiş oldu.

Seçim süreci ve ‘spitzenkandidaten’

AB liderleri nihayetinde bir sonraki Avrupa Komisyonu şefini seçecek ancak bu kişinin AP üyelerinin çoğunluğunun desteğine ihtiyacı olacak. Avrupa Parlamentosu bu atamayı kontrol altına almak amacıyla kıtadaki siyasi partilerin AB yürütme organına liderlik etmek üzere kendi tercihlerini sundukları ve ‘spitzenkandidaten’ olarak adlandırılan sistemi tercih ediyor.

2019’da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un emriyle AB liderleri spitzenkandidaten sürecini bir kenara bırakarak EPP’nin muzaffer baş adayı Manfred Weber’i değil, seçim öncesi tartışmaların hiçbirine katılmayan ve hatta görevle ilgilendiğini beyan etmeyen Von der Leyen’i seçmişlerdi.

Daha sonra Von der Leyen Avrupa Parlamentosu’nda merkez sağ, merkez sol, liberaller ve yeşilleri kapsayan bir koalisyonun desteğini kazanarak komisyon başkanı olmuştu.

Ursula von der Leyen Avrupa Komisyonu’nda ikinci döneme talip

AB Türkiye’ye mülteciler için verdiği fonun hesabını çıkardı: Hakkı daha iyi verilebilirdi