Wall Street Journal’da perşembe günü yer alan bir haberde Çin’in ABD’ye 160 km uzaklıkta dinleme tesisi kurmak için Küba ile gizli bir anlaşmaya vardığı belirtilmişti. Ancak hem ABD hem de Küba hükümeti bu habere şüpheyle yaklaşmıştı.
Biden yönetiminden adının açıklanmaması şartıyla konuşan bir yetkili ise ‘ABD hükümetinin anlayışıyla uyuşmadığını’ söylese de haberde yanlış olanın ne olduğuna ya da Çin’in gerçekten de Küba üzerinde dinleme tesisi kurmak gibi bir çabası olup olmadığına ayrıntılı olarak değinmedi.
Yetkili, Beijing’in dünya genelinde istihbarat toplama altyapısını güçlendirme çabalarının Biden’ın başkanlığından önceye dayandığını söyleyerek, “Bu süreğen bir mesele, ortada yeni bir gelişme yok. Çin Halk Cumhuriyeti, 2019 yılında Küba’daki istihbarat toplama tesislerinde yenilemeye gitti. Bu duruma istihbarat kayıtlarında yer verilmiştir” dedi.
Eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde Çin’in Küba’da üs kurma çabalarından haberdar olunduğu ve bu sorunu ele almak için bazı girişimlerde bulunulduğunu belirten yetkili, “Yeterince ilerleme kaydedemedik, daha doğrudan bir yaklaşıma ihtiyacımız vardı” dedi.
ABD’li diplomatların, Çin üslerine ev sahipliği yapmayı düşünen hükümetlerle uzun zamandır temas halinde olduğunu ve bilgi alışverişinde bulunduğunu belirten yetkili, “Uzmanlarımız diplomatik çabalarımızın Çin’i yavaşlattığını düşünüyor. Çin’in amacına tam olarak ulaşamadığını düşünüyoruz” dedi.
Öte yandan üst düzey başka bir ABD’li yetkili, Çin’in faaliyetleri arasında en endişe verici olanın Küba’daki tesis olmadığını belirterek Çin’in Hint ve Pasifik okyanuslarındaki askeri varlığını genişletme çabalarına dikkat çekti. Washington Post, nisan ayında yaptığı bir haberde ABD’nin istihbarat kaynaklarının geçen yılın sonlarında Birleşik Arap Emirlikleri’nde Çin’e ait olduğundan şüphelenilen bir askeri tesiste yeni bir yapı girişiminde bulunduğunu tespit ettiğini yazmıştı.
Çin’in Washington’daki büyükelçiliğine ABD’li yetkilinin açıklamaları sorulduğunda, Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün cuma günü ‘dünyanın en güçlü hacker imparatorluğu’ olarak nitelendirdiği ABD’yi ‘söylenti ve iftira yaymak’la suçladığı açıklamasına işaret etti.
Küba hükümeti de konu üzerine henüz bir yorumda bulunmadı ancak Dışişleri Bakan Yardımcısı Carlos Fernandez de Cossio, casusluk tesisiyle ilgili ilk haberin ‘tamamen yalan’ olduğunu söylemiş ve Washington’un adaya yönelik yıllardır süregelen ekonomi ambargosunu meşrulaştırmaya çalışmasının bir parçası olduğunu dile getirmişti. Cossio, ülkesinin Latin Amerika ve Karayipler’deki tüm yabancı asker varlıklarını reddettiğini de sözlerine eklemişti.
Çin ve ABD’nin ilişkileri şubat ayında yaşanan casus balon krizi yüzünden zaten gerilmiş bir haldeydi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken o dönemde Çin’e yapacağı geziyi iptal etmişti. Son zamanlarda taraflar arasında ilişkileri yeniden normalleştirme yönünde birtakım adımlar atılsa bile Singapur’daki Shangri-La Diyalogu’nda ABD, Güney Çin Denizi ve Tayvan adası çevresindeki devriyelerine devam edeceğini söylemiş, Çin ise ABD’nin bu davranışının ‘Soğuk Savaş dönemini hatırlattığını’ belirtmişti.
ABD’nin Güney Kore, Japonya, Tayvan ve Avustralya dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanında kapsamlı gizli dinleme tesislerine sahip olduğu biliniyor. Geçmişi Soğuk Savaş dönemine kadar uzanan bu tesisler, özellikle de Çin ve Kuzey Kore’den gelen elektronik haberleşmelerden bilgi toplamayı amaçlıyor.