Amerika Birleşik Devletleri (ABD) 1945 yılının 6 Ağustos’unda Hiroşima’ya, 9 Ağustos’ta da Nagazaki’ye attığı atom bombalarıyla 210 bine yakın kişinin ölümüne sebep olmuştu. Yaşanan kabusun 79’uncu yılı için yapılan anmalarda Japonya Başbakanının yaşananların faili ABD’den bahsetmeyerek Rusya’nın nükleer tehdidine vurgu yapması tepki çekmişti. Ancak tepki çeken tek konu bu da değildi. Hiroşima Belediye Başkanı’nın Gazze işgali süren ve nükleer silah sahibi olan İsrail’i davet etmesi de protestolara neden olmuştu.
Nagazaki Belediyesi başka bir tutum izlemiş ve İsrailli yetkilileri törene davet etmemişti.
Protestolar ve Nagazaki’ye davet edilmediği için “küçük düşürüldüğü” iddia edilen İsrail’e arka çıkmak isteyen Batılı ülkelerin yetkilileri 9 Ağustos’ta düzenlenecek anlamalara katılmayacaklarını açıkladı. Bu ülkeler arasında 79 yıl önce Japonya’da yüz binlerce kişinin ölümüne neden olan Amerika Birleşik Devletleri de (ABD) var.
Nagazaki Belediye Başkanı geçen hafta İsrail Büyükelçisi Gilad Cohen’in cuma günü Japonya’nın güneyinde düzenlenecek etkinliğe Gazze’deki çatışmalarla ilgili olası protesto riski nedeniyle davet edilmediğini açıklamıştı.
ABD, İngiltere ve Almanya ile birlikte geçen ay Nagazaki Belediye Başkanına sert ifadeler içeren ortak bir mektup kaleme alan Avustralya, İtalya, Kanada ve Avrupa Birliği’nin de aynı şekilde hareket edeceği belirtildi. Bir büyükelçilik sözcüsü AFP’ye ABD Büyükelçisi Rahm Emanuel’in “Nagazaki belediye başkanının İsrail büyükelçisini davet etmeyerek etkinliği siyasileştirmesi üzerine” katılmayacağını söyledi.
ABD ve İngiltere büyükelçilikleri ülkelerinin daha düşük rütbeli diplomatlar tarafından temsil edilebileceğini belirttiler.
Hiroşima’da ABD’nin adı geçmemişti
Hiroşima Barış Anıtı Parkı’nda 6 Ağustos’ta düzenlenen törende konuşan Başbakan Fumio Kişida saldırıyı yapan ABD’den bahsetmeden Rusya konusunda uyarı yapmıştı. Kişida “79 yıl önce bugün bir atom bombası sayısı 100 binle ifade edilen insanı değerli yaşamlarından etti. Şehri küle çevirdi, insanları hayallerinden, parlak geleceklerinden acımasızca mahrum etti. Ölümden kurtulanlar bile tarif edilemeyecek zorluklara maruz kaldı” demişti.
Rusya tehdidine geniş yer ver Japon Başbakan “Uluslararası toplum içinde nükleer silahsızlanmaya yaklaşımlar, Rusya’nın nükleer tehdidi ve diğer endişeler konusunda genişleyen bölünme, nükleer silahsızlanmayı çevreleyen durumu daha da zorlu hale getiriyor” diye konuşmuştu.
Rusya’dan cevap gelmişti
Rusya’nın Güney Afrika Büyükelçiliğinin X paylaşımında “Hiroşima ve Nagazaki’nin Anısına İhanet” başlıklı bir açıklama yayımlanmıştı. Açıklamada Hiroşima’nın atom bombası kurbanları için düzenlenen son anma töreninde Japon yetkililerin bu trajediden sorumlu ülke ABD’den bahsetmemeyi tercih etmesi eleştirildi. Açıklamada şu ifadeler yer almıştı: “Bunun yerine Başbakan Kişida Rusya’dan geldiği iddia edilen nükleer tehditlere odaklandı ve bir kez daha yabancı işgali altındaki bir ülke için karakteristik olan zihniyeti ortaya koydu. ABD’nin savaşta nükleer silah kullanan tek ülke olduğunu hatırlamak önemlidir.”
Hiroşima ve Nagazaki’de yaşananlar
İkinci Dünya Savaşı öncesinde ABD ile Japonya arasında yaşanan gerilim, Pasifik muharebeleri döneminde büyük bir felakete neden oldu. Japonya’nın Çin’in doğusunu işgal etmesi iki ülke arasında 1937’de savaşa yol açtı. ABD ve Batı ülkeleri, buna tepki olarak Japonya’ya petrol dahil birçok ürünün ihracatını yasakladı. Bu adımları Japonya “saldırgan bir eylem” olarak nitelendirirken, 1941’de ABD ihracata başlasa da kesin bir anlaşmaya varılamadı. Japonya ve ABD arasındaki gerilim, Japonya’nın 7 Aralık 1941’de ABD’nin Hawaii’deki Pearl Harbor Üssü’ne saldırmasıyla iyice arttı. Bu saldırıda 2 bin 403 ABD askeri ölürken, 1178 asker de yaralandı. Saldırının ardından ABD ve Japonya birbirine savaş açtı. Bu savaş, atom bombalarının ardından 15 Ağustos 1945’te Japonya teslim olana kadar sürdü.
Avrupa’daki savaş, Almanya’nın teslim olmasıyla Mayıs 1945’te bitti. ABD ve Japonya arasındaki savaş yaklaşık 4 yıl sürdü ve ABD, Japonya’yı işgal girişimlerine başladı. Ancak bu, ABD için çok çetin bir savaş olacaktı ve o dönemki ABD hükümeti tahminlerine göre Japonya topraklarında en az 500 bin Amerikan askerinin ölmesi söz konusu olabilirdi. ABD, 1930’ların sonundan itibaren nükleer silah ve bomba geliştirme çalışmaları da yapıyordu ve bu bombalar, 1945 yazında artık kullanıma hazırdı. Müttefik devletler, Temmuz 1945’te Japonya’ya teslim olması çağrısında bulundu, aksi halde “tamamen ve mutlak bir yıkım” olacağı uyarısında bulundu.
Japonya’nın bu çağrılara yanıt vermemesi üzerine ABD, askeri ve endüstriyel önemi dolayısıyla Hiroşima ve Nagazaki’yi hedef olarak seçti. ABD’nin “B-29” tipi uçağı, 6 Ağustos 1945 sabahında “küçük çocuk” (little boy) adlı bombayı Hiroşima’ya bıraktı. Hiroşima’nın yüzde 70’ini yok eden uranyum katkılı bomba, merkezinde 3 bin santigrat derece ısı oluşturdu.
Bomba 1,5 kilometre çapındaki alanda her yeri dümdüz etti ve ilk aşamada 80 bin, 1945’in sonuna doğru ise yaklaşık 200 bin insanın ölümüne neden oldu. Bunun yanı sıra saldırıyı izleyen yıllarda radyasyona bağlı hastalıklardan ölenler oldu. Çok sayıda kişi, tıbbi destek alamadan ölürken; kente yardım götürmeye gidenler de patlama sonrası oluşan radyoaktif yağmura maruz kalarak hayatını kaybetti.
Savaşta, Japon Deniz Kuvvetlerinin en önemli üslerinden biri olan Hiroşima, o dönemde “torpido üretim merkezi” olarak da biliniyordu. Ancak kentin vurulma nedeninin sadece bununla sınırlı olmadığı, diğer bir kriterin de kentin deniz kıyısında ve etrafının dağlarla çevrili olması olarak düşünülüyor. 255 bin kişinin yaşadığı Hiroşima’ya atom bombası atan ABD, “dünyada ilk kez atom bombası kullanan ülke” olarak tarihteki yerini aldı.
Japon makamları bu bombaların devamının geleceğini tahmin etmelerine rağmen teslim olmaktansa direnmeyi tercih ettiklerini açıkladı.
ABD’nin Hiroşima’dan üç gün sonra Nagazaki’ye de “şişman adam” (fat man) adıyla bilinen bombayı atması sonucu 195 bin nüfuslu Nagazaki’nin yarısı yok oldu. Kentte ilk olarak 39 bin olan ölü sayısı yıl sonuna kadar 75 bine yükseldi.
Japon yetkililere göre atılan atom bombaları nedeniyle yaklaşık 500 bin kişi öldü, ölenlerin büyük çoğunluğunu siviller oluşturdu.
ABD bu saldırılarda “dünyada ilk kez atom bombası kullanan ülke” olarak tarihteki yerini aldı.