Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) savaşın başından bu yana neredeyse her hafta Gazze gündemiyle toplandı. Bu toplantılarda Çin ve Rusya tarafı savaşın sona erdirilmesi önerisini öne sürerken ABD tarafı “mola” ifadesini tercih etti. Geldiğimiz noktada kazanan taraf Rusya ve Çin oldu, ABD ateşkese onay vermedi ama çekimser kalarak kararın geçmesine izin verdi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise karara tepkisini hızlı şekilde göstererek Washington’a yapmayı planladığı ziyareti iptal etti. Ama Savunma Bakanı Yoav Gallant karar alınmadan önce ABD’ye gelmişti ve gelmişken ABD’li mevkidaşı Lloyd Austin ile de görüştü. Peki ya bundan sonra ABD-İsrail ilişkilerinde bizi tam olarak ne bekliyor?
15 üyeli BMGK’nın beş daimi üyesi var: ABD, İngiltere, Çin, Rusya ve Fransa. Daimi üyelerin birinin bile veto ettiği öneri geçmiyor. ABD ve İngiltere ile Çin ve Rusya’nın apayrı kutuplarda olması çoğu zaman BMGK’nın işlevini yerine getirememesine neden oluyor. Gazze’deki savaşta da aynısı yaşandı. 170 günü aşkın sürede 32 bin kişi hayatını kaybederken BMGK’da hâlâ ateşkes olsun mu olmasın mı tartışması devam ediyordu. BMGK’da alınan kararların bir bağlayıcılığı oluyor, dolayısıyla BM Genel Kurulu’nda çoğunluğun yaptığı ateşkes çağrısından çok daha kritik bir yerde duruyor.
ABD bugüne kadar İsrail’in arkasında durarak ateşkes önerilerine onay vermedi ancak savaşın geldiği noktada tavrını göstermesi şart oldu. Çünkü İngiltere dahil herkes İsrail’e daha fazla yüklenmeye başladı, bu da ABD’nin yalnızlaşması anlamına geliyordu. Önce ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris “İnsani yardımın önünde hiçbir bahane olamaz” diyerek ateşkesi ilk kez dillendirdi, sonra ABD Başkanı Joe Biden dahil pek çok ABD’li yetkili ateşkes kelimesini kullandı. Destekçilerinin yarısı Gazze’de yaşananlara tepkili olduğu için baskı hisseden Biden da Netanyahu’ya sert söylemlerini artırdı.
Netanyahu için son nokta ABD’nin BMGK’da çekimser kalması oldu. İsrailli lider ABD’yi BMGK’da kararı veto etmezse Washington ziyaretini iptal etmekle tehdit etmişti. Ancak bu tehdit ABD üzerinde pek etkili olmadı ve Netanyahu tehdidini gerçeğe dönüştürdü. ABD’li bir yetkiliye göre Netanyahu kararıyla ilgili olarak Biden ile doğrudan iletişime geçmedi. Biden’ın da bu konuyu görüşmek üzere Netanyahu’yu aramak gibi bir planı olmadığı belirtiliyor. Zaten ikilinin son görüşmesinde de Biden “Refah saldırısını desteklemeyeceklerini” açıklarken Netanyahu “Saldırı olacak” minvalinde bir açıklama yapmıştı.
Gallant’ın ziyaretinden silah yardımı çıkar mı?
ABD hafta sonu boyunca BMGK kararını görüşmek üzere İsrail ile yakın temas halindeydi ve bu görüşmelerde ABD’nin tavrının değişmediğini ve ateşkesin rehinelerin serbest bırakılmasıyla bir tutulması gerektiğini açıkça ifade etmişti. Bu nedenle ABD’li yetkililer Netanyahu’nun dünkü açıklamasını “tuhaf ve garip” bulmuş. Biden’ın danışmanlarına göre Netanyahu “nedensizce ABD ve İsrail arasında tartışma varmış algısı yaratmayı tercih ediyor.”
Bununla birlikte Gallant ve Austin bugün bir araya geliyor. Gallant’ın görüşmede savaşı devam ettirebilmek için ABD’den daha fazla silah ve ekipman desteği isteyeceği tahmin ediliyor. Bu desteğe ABD’nin cevabı ise çok önemli ünkü İsrail’in Refah’a saldırmakla tehdit ettiği hassas bir dönemden geçiliyor ve dünyanın neredeyse tamamı, 1.3 milyon insanın hayatta kalma mücadelesi verdiği Refah’a plansız programsız başlatılacak kara operasyonunun çok daha yıkıcı etkileri olacağını vurguluyor.
Gallant’ın Austin ile gerçekleştireceği görüşme savunma bakanı olarak Pentagon’a gerçekleştireceği de ilk ziyaret olacak. Gallant ziyareti sırasında Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile de görüşecek.
Mevcut durumu sadece müttefik krizi olarak görmemek gerekiyor, bu noktada ABD’nin İsrail üzerinde ne kadar etkili olduğunu görmek de mümkün olacak. Eğer ABD’den bugün İsrail’e askeri yardım çıkarsa bu İsrail’e “Savaşa devam edebilirsin” mesajı verebilir. Silah yardımının yapılmaması ise İsrail’e net bir mesaj verecek: “Artık yeter.” İsrail’in bugüne kadar savaşa devam edebilmesi ABD’nin yaptığı teçhizat ve askeri yardımlarla mümkün oldu. Ayrıca ABD’nin İsrail’deki silah deposunun da İsrail tarafından kullanıldığı yönünde bazı iddialar var.
Bu arada Biden’ın kasım ayında Beyaz Saray’da rakibi olacak eski Başkan Donald Trump bile hafta sonu verdiği röportajda İsrail’in “savaşını bitirmesinin” ve “barışa ulaşmasının” zamanının geldiğini söyledi.
Gallant’ın ziyareti sırasında Refah da konuşulacak konulardan biri olacak kuşkusuz. Konu hakkında bilgi sahibi kişilere göre ABD’li yetkililer bu hafta İsrail heyetiyle gerçekleştireceği görüşmede Refah’ta saklandığından şüphelenilen üst düzey Hamas yetkililerini odağına alan daha hedefli bir askeri operasyon gerçekleştirmesi için baskı oluşturacaktı. Böylelikle İsrail, Hamas’ın Mısır-Gazze sınırından silah kaçakçılığının önüne geçeceği şeklinde bir savunma yapabilirdi. Refah’a yapılacak bir baskında bölgedeki sivillerin Mısır’dan başka kaçabileceği güvenli yer yok. Refah’a düzenlecek saldırı sonrası İsrail’in Mısır ile ilişkilerinin bozulmasından da endişe ediliyor.