Yemen ateş altında, Kızıldeniz ise her geçen gün daha güvensiz hale geliyor. Beyaz Saray Husileri yeniden terör listesine alırken ABD donanması da Yemen’de Husilerin kontrolündeki bölgelere dördüncü kez saldırdı. Saldırı Husilerin ABD’ye ait Genco Picardy’yi vurması ardından geldi. Bu yeni saldırı Husilerin kasım ayından beri balistik füzeler ve insansız hava araçlarıyla süren saldırıları üzerine ABD ve İngiltere’nin geçen hafta Yemen’e başlattığı saldırıların en büyüğüydü.
ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Husilerin fırlatmaya hazır haldeki 14 füzesini vurduklarını duyurdu. Açıklamaya göre “füzeler fırlatma rayları üzerindeydi ve ticari gemilerle ABD donanmasına ait gemilere tehdit oluşturuyordu.” ABD bu sebepten dolayı saldırısının “meşru müdafaa” kapsamında olduğunu söyledi.
CENTCOM’un başındaki General Michael Erik Kurilla Husilerin “uluslararası denizcileri tehlikeye atmaya” ve “Kızıldeniz ile çevresindeki su yollarında ticari yolları bozmaya devam ettiğini” söyledi. Kurilla “Masum denizcilerin hayatlarını korumak için harekete geçmeye devam edeceğiz ve halkımızı daima koruyacağız” diyerek saldırıların süreceği sinyalini verdi.
İsimlerinin açıklanmaması şartıyla Washington Post’a konuşan ABD’li iki yetkili saldırıların Tomahawk füzeleriyle yapıldığını söyledi. Yetkililer saldırıya en az bir savaş gemisiyle bir denizaltının katıldığını söyledi.
Saldırı terör listesine alındıktan sonra düzenlendi
Kızıldeniz küresel ticaretin yüzde 12’sini kapsıyor. Panama’daki suların çekilmesiyle zaten darbe yiyen dünya ekonomisi Husilerin Kızıldeniz’de İsrail’le bağlantılı olduğunu düşündüğü her gemiyi hedef almasıyla bir darbe daha yedi. ABD ve İngiltere geçen hafta Yemen’e ortak saldırılar düzenledi. Ama bu saldırılar Husilere havlu attıramadı. Husiler Yunanistan’a ait bir gemiye saldırı girişiminde bulundu. Ardından çarşamba günü Yemen’e bir saldırı daha gerçekleştirdi. Bu sefer de Yemen’den çarşamba günü fırlatılan insansız hava aracı Marshall Adaları bandıralı kargo gemisi Genco Picardy’yi vurdu.
Bu son saldırı Beyaz Saray’ın Husileri yeniden terör listesine almasının ardından geldiği için karara cevap niteliği taşıyor da denebilir. Washington Husilere karşı yaptırımlarını “Yemen’in nüfusuna en az verecek şekilde tasarlayacaklarını” söyledi. Ancak bölgedeki yardım kuruluşları güvenlik gerekçesiyle Yemen’den çekilme hazırlığına başladı.
Aralarında Save the Children ve Norveç Mülteci Konseyi’nin de bulunduğu Yemenli 26 kuruluş salı günkü ortak açıklamalarında “Yemen ve Kızıldeniz’de son dönemde tansiyonun yükselmesinin insani sonuçlarından duydukları endişeyi” dile getirdi. Ticaretin sekteye uğramasının Yemen içinde de sorunlar yarattığını söyleyen grup “yardıma gereksinim duyan kişilere ulaştırılması gereken malzemelerin sevkiyatında gecikmeler başladığını” belirtti.
Yemen nüfusunun üçte ikisinden fazlasına tekabul eden 21 milyon kişi sekiz yıldır devam eden savaş, para biriminin dibi görmesi ve dış ticaretin kısıtlanması nedeniyle ciddi bir ekonomik krizin ortasında. ABD’nin 2021’de Husileri terör listesinden çıkarmasının nedeni de Yemen’e insani yardımın daha kolay ulaştırılmasını sağlamaktı. Bir ABD’li yetkili Husilerin terör listesine alınmasının 30 gün içinde yürürlüğe gireceğini söyledi. Bu ABD’nin Husilerle işbirliği yaptığı tespit edilen ülke ya da finans kuruluşlarının da yaptırıma uğrayacağı anlamına geliyor. Yetkilinin söylediğine göre ticari gemileri hedef alan saldırılar sona ererse Husiler yeniden terör listesinden çıkarılabilir.
ABD Ortadoğu’yu daha da kızıştırmayı amaçlamadığı iddiasında
Husiler ise Kızıldeniz’deki saldırıların Gazze’de devam eden savaşla ilgili olduğunu söylüyor. 7 Ekim’de başlayan saldırılardan bu yana Gazze’de 24 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti. Husiler Kızıldeniz’deki saldırıların ancak İsrail Gazze’den çekilince duracağını söylüyor. Ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu savaşı sürdürmeye kararlı olduğunu hafta sonu yaptığı “Bizi ne Lahey ne de şer ekseni durdurabilir” açıklamayla gösterdi. Netanyahu Uluslararası Adalet Divanı’nda Güney Afrika’nın açtığı “soykırım” davasında yargılanıyor. Direniş Ekseni’nin bir parçası olan Lübnan Hizbullahı ile de İsrail’in kuzeyinde silahlı çatışmalar yaşanıyor.
Pentagon Sözcüsü Tümgeneral Patrick Ryder savaşın başından bu yana Ortadoğu’da yaşanan gerginliklere değinerek ABD’li yetkililerin daha geniş çaplı, bölgesel bir çatışmayı önlemek için müttefikleriyle çalışmaya devam edeceğini söyledi. Ryder “Husilerin Kızıldeniz’deki faaliyetlerine gelecek olursak yine durumu istismar ederek 50’den fazla ülkeden gelen gemilere saldırıyorlar. Bu da dünya genelinde 50’den fazla ülkeyi etkiliyor” dedi.
Bununla birlikte ABD Kızıldeniz’de Husilere yönelik atılan adımların Gazze işgaliyle ilgili olmadığını söylüyor. Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby salı günü gazetecilere “Savaş peşinde değiliz, krizin büyümesini istemiyoruz. Ama Husilere karşı savunma yapmaya ve saldırılara uygun şekilde karşılık vermeye devam edeceğiz” demişti.