ABD ve İngiltere ikinci kez Yemen’de Husi kontrolündeki bölgeleri hedef aldıkları ortak hava saldırısı düzenledi. Son saldırılar ABD Başkanı Joe Biden’ın dün İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile görüşerek Husilerin askeri kabiliyetlerini “bozmaya ve zayıflatmaya” devam edilmesi gerektiğini vurgulamasından kısa süre sonra gerçekleşti. İngiliz haber ajansı Reuters’a göre ABD’li üç yetkili Kızıldeniz’den geçen ticari gemileri hedef alan Husilere yönelik son saldırıyı teyit etti.
ABD, İngiltere ile 11 Ocak’taki ilk ortak saldırısının ardından Yemen’deki saldırılarına hafta boyunca devam etmişti. Dün geceki ortak saldırı dahil, şimdiye kadar ABD Yemen’e toplam sekiz hava saldırısı düzenledi.
İngiltere ve ABD’nin ilk ortak operasyonunda savaş gemileri ve savaş uçaklarının 28 noktada 60’tan fazla hedef vurduğu açıklanmıştı. İkinci saldırıda kaç hedefin vurulduğu ise henüz bilinmiyor. Bununla birlikte CNN International’a konuşan bir yetkili yeni saldırıda 10’dan az yer vurulduğunu belirtti. ABD saldırıların bir parçası olarak USS Eisenhower uçak gemisindeki savaş uçaklarını saldırıya hazır konuma getirmiş.
ABD Merkez Komutanlığı bu saldırıların Refah Muhafızları Operasyonu’ndan farklı olduğunu belirterek operasyonda İngiltere’nin yanı sıra Avustralya, Bahreyn Kanada ve Hollanda’nın desteğini aldıklarını bildirdi.
U.S. Forces, Allies Conduct Joint Strikes in Yemen
As part of ongoing international efforts to respond to increased Houthi destabilizing and illegal activities in the region, on Jan. 22 at approximately 11:59 p.m. (Sanaa / Yemen time), U.S. Central Command forces alongside UK… pic.twitter.com/BQwEKZqMAo
— U.S. Central Command (@CENTCOM) January 22, 2024
Husilerin basın bürosunun internet üzerinden yaptığı açıklamada saldırıların başkent Sana’da yoğunlaştığı belirtiliyor. Saldırılarda özellikle Husilere ait bir yeraltı deposunun ve füze ile hava gözetleme tesislerinin hedef alındığı söyleniyor. CNN International’ın haberine göre ABD Husilere ait depoların ve tesislerin hedef alındığı bu operasyona “Poseidon Archer Operasyonu” adını vermiş. Bu da Yemen’e düzenlenen saldırıların “daha organize ve bir ihtimalle uzun vadeli olacağı” şeklinde yorumlanıyor.
Dün daha erken saatlerde Husilerin Aden Körfezi’nde Ocean Jazz adındaki bir Amerikan kargo gemisini vurduğu iddia edilmişti. Ancak ABD ordusu çok geçmeden bu iddiayı yalanlamıştı. Reuters’ın haberine göre Husilerin Sözcüsü Yahya Sarea “Yemen’in askeri kuvvetleri Kızıldeniz ve Arap Denizi’nde tehdit oluşturanları hedef alarak ülkemize yönelik her türlü Amerikan ve İngiliz saldırılarına misilleme yapmaya devam edecektir” demişti.
Ayrıca Yemen’deki Husilere giden İran silahlarını ele geçirmek için düzenlenen operasyon sırasında kaybolan ABD’li iki deniz piyadesini aramak için 10 gündür devam eden çalışmalarda çabaların boşa çıkmasının ardından askerlerin öldüğü açıklandı. Pentagon’a göre kayıp askerler, İran yapımı füze parçalarını ele geçirmek için ABD’nin düzenlediği operasyona katılarak 11 Ocak’ta Somali açıklarında bir tekneye binmişti. Ancak bu askerlerden bir daha haber alınamadı.
İngiltere: Ortadoğu’nun istikrarını desteklemeye devam ediyoruz
İngiltere Savunma Bakanlığı Voyager tankeriyle desteklenen dört Typhoon FGR4’ün Yemen’deki Husi mevzilerini hedef aldığını doğruladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada uçakların Paveway IV hassas güdümlü bombaları kullanarak Sana Havaalanı çevresindeki iki askeri bölgedeki hedefleri vurduğu belirtildi.
İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps “Husilerin Kızıldeniz’de deniz taşımacılığını hedef aldığı tehlikeli saldırıları denizcilerin hayatını tehdit etmeye ve küresel ekonomi için katlanılamaz maliyet çıkararak deniz taşımacılığını aksatıyor” diyerek ikinci saldırıyı “meşru müdafaa” olarak nitelendirdi. Kızıldeniz küresel ticaretin yüzde 12’sini etkiliyor.
Shapps sözlerine “Husilerin saldırı kabiliyetini azaltmayı amaçlayan bu eylem grubun sınırlı stoklarına ve küresel ticareti tehdit etme kabiliyetine bir darbe daha vuracaktır. Süregelen diplomatik çabalarımızla ve bizimle benzer düşüncelerdeki ortaklarımızla el ele vererek Ortadoğu’nun istikrarını desteklemeye devam edeceğiz” diye devam etti.
Husiler: Üçüncü seçeneği olmayan iki yol
Üst düzey Husi yetkililerinden biri olan Muhammed El Bukhaiti ABD ve İngiltere’nin hava saldırılarına cevaben sosyal medya platformu X’ten yaptığı açıklamada “Amerika ve İngiltere’nin saldırıları, Yemen halkının Gazze’deki mazlumlara karşı ahlaki ve insani sorumluluğunu yerine getirme kararlılığını artırmaktan başka bir işe yaramayacak. Bugünkü savaş, (Gazze’de devam eden) soykırım suçlarını durdurmaya çalışan Yemen ile failleri destekleyip koruyan Amerika-İngiltere ittifakı arasındadır” dedi.
Ölen çocukların görüldüğü, ne zaman çekildiği belli olmayan bir video da paylaşan El Bukhaiti “Dolayısıyla bu dünyadaki her insan ve parti, üçüncüsü olmayan iki seçenekle karşı karşıya: Ya insanlıklarını koruyup Yemen’in yanında yer alacaklar ya da insanlıklarını kaybedip ABD-İngiltere ittifakının yanında duracaklar. Bu suçları izledikten sonra hangi taraftasınız?” diye devam etti.
Kızıldeniz’de Husi krizi
İran destekli bir grup olan Husiler kasım ayından bu yana ticari gemileri hedef aldığı 30’dan fazla saldırı düzenledi. Husiler saldırıların nedeni olarak İsrail’in Gazze işgalini gösteriyor ve ateşkes yapılana kadar saldırıların devam edeceğini söylüyor. Şimdiye kadar Husilerin saldırılarında ciddi bir şekilde yaralanan olmadı ancak Kızıldeniz’in güvenli sular olmaktan çıkmasının ardından bazı nakliye şirketleri gemilerini buraya göndermez oldu.
ABD’nin Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby ABD ve İngiltere’nin ilk ortak saldırısının ardından amacın Ortadoğu’daki krizi büyütmek değil, Husileri caydırmak olduğunu söylemişti. Ancak Husiler bu saldırının ardından “Artık ABD de İngilizler de meşru hedeflerimizdir” diyerek ABD’nin Kızıldeniz’deki destroyeri USS Laboon’u hedef aldı. Bunu Yunanistan’a ait ticari geminin saldırıya uğraması izledi. Ardından yine ABD’ye ait bir kargo gemisi olan Genco Picardy hedef alındı.
ABD bu süreçte tek başına Yemen’de Husi kontrolündeki bölgelere saldırmaya devam etti. Ayrıca Biden yönetimi Trump döneminde terör listesine alınan ancak 2021’de bu listeden çıkarılan Husileri tekrar terör listesine aldı. Zamanında Dışişleri Bakanı Antony Blinken Husileri terör listesinden çıkarma sebebi olarak yardımların bölgeye daha rahat ulaştırılmasını göstermişti.