7 Ekim’de Gazze’de başlayan savaş Kızıldeniz’de gerilimi tırmandırmaya devam ediyor. ABD bölgede ticari gemilerin geçişini sürdürmesini sağlamak ve müttefiklerinin güvenliğini artırmak için koalisyon kurdu ama neredeyse her günkü karşılıklı saldırıların ardı arkası kesilmiyor.
CENTCOM’dan yapılan açıklamada bir ABD konteyner gemisinin Yemen’de İran destekli Husilerin kontrolündeki bölgeden fırlatılan balistik füzeye hedef olduğu bildirildi. CENTCOM’un X hesabından saldırıya ilişkin yapılan paylaşımda şu dendi:
“Sana saatiyle yaklaşık 16.00’da İran destekli Husi militanları, Yemen’de kontrol ettikleri bölgeden bir anti balistik füze attı. Füze, Marshall Adaları bayraklı, ABD tarafından işletilen ve ABD’ye ait ‘Gibraltar Eagle’ konteyner gemisini vurdu.”
On Jan. 15 at approximately 4 p.m. (Sanaa time), Iranian-backed Houthi militants fired an anti-ship ballistic missile from Houthi-controlled areas of Yemen and struck the M/V Gibraltar Eagle, a Marshall Islands-flagged, U.S.-owned and operated container ship. The ship has… pic.twitter.com/gixEMaUiVT
— U.S. Central Command (@CENTCOM) January 15, 2024
Yaralanan olmadığı ve geminin önemli hasara uğramadığı aktarılan açıklamaya göre gemi seyrine devam etti.
Açıklamada günün daha erken saatlerinde de ABD güçlerinin Kızıldeniz’e bir balistik füze atıldığını tespit ettiği, füzenin başarısız olduğu ve Yemen’de karaya düştüğü, yaralı ya da hasar kaydı olmadığı bilgisi verildi.
Husiler saldırıyı üstlendi
Husiler Aden Körfezi’nde bir ABD gemisini seyir füzeleriyle hedef aldıklarını açıkladı. Örgütün askeri sözcüsü Yahya Seri X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada “Yemen Silahlı Kuvvetlerine bağlı Deniz Kuvvetleri (Husiler), Aden Körfezi’nde bir Amerikan gemisini bir dizi seyir füzesiyle hedef alan askeri bir operasyon gerçekleştirdi ve doğrudan tam isabet sağlandı” ifadelerini kullandı.
“Operasyonun bugüne dek Siyonist oluşum tarafından en çirkin katliamlara maruz kalan Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkına uygulanan zulme karşı bir zafer olduğunu” belirten Seri, bunun aynı zamanda ABD ve İngiltere’nin Yemen’e saldırılarına bir yanıt olduğunu kaydetti.
Yemen’e saldırılarda görev alan ABD ve İngiliz savaş gemilerinin tümünün kendilerine bağlı silahlı kuvvetlerin meşru hedefi olduğunu vurgulayan Seri, olası bir yeni saldırının da cevapsız ve cezasız kalmayacağının altını ve “Kuvvetlerimiz Gazze Şeridi’nde Filistin halkına yönelik abluka kaldırılıncaya ve saldırganlığa son verilinceye kadar İsrail’in Basra Körfezi ve Kızıldeniz’deki seyrini engelleme kararını uygulamaya devam edecek” dedi.
Kızıldeniz’de sular durulmuyor
İran’ın desteklediği Husiler İsrail’in Gazze’deki saldırılarına tepki gerekçesiyle 31 Ekim’den bu yana Yemen açıklarında İsrailli şirketlere bağlı olduğunu söyledikleri ticari gemilere el koymaya ve bazılarına da dron ve füzelerle saldırılar düzenlemeye başladı. ABD güçleri bu süreçte birçok kez Yemen’den atılan füze ve kamikaze dronları düşürdüğünü duyurdu. Husilerin eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi Kızıldeniz’de seferlerini durdurma kararı aldı.
ABD küresel deniz ticareti güvenliğinin tehlikeye girdiği gerekçesiyle 18 Aralık’ta bir grup ülkenin katılımıyla Husi güçlere karşı “Refah Muhafızı Operasyonu” adında çok uluslu “deniz görev gücü” oluşturulduğunu duyurdu.
Kızıldeniz’de 31 Aralık’ta İsrail’le bağlantılı gemiyi ele geçirmeye çalışan Husilere ait üç sürat teknesi ABD helikopterleri tarafından ateş altına alındı. Husiler de 10 Ocak’ta da İsrail’e destek olduğu gerekçesiyle Kızıldeniz’de ABD’ye ait bir geminin füze ve kamikaze dronlarla hedef alındığını duyurdu.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) 11 Ocak’ta ABD ve Japonya tarafından sunulan ve Husilerin Kızıldeniz’deki saldırılarının acilen sonlandırılmasını talep eden kararı kabul etti.
Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunan Süveyş Kanalı üzerinden küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’si yapılıyor.
Çin’den ABD ve müttefiklerine Kızıldeniz’de gerilimi yükseltmeme uyarısı
Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi Mısır’ı ziyaretinde mevkidaşı Samih Şukri ile düzenlediği ortak basın toplantısında Kızıldeniz’deki gerilim ve Gazze’deki krize ilişkin değerlendirme yaptı. Çin’in Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’de seyreden ticari gemilere yönelik artan saldırılarından endişe duyduğunu ifade eden Vang bölgedeki gerilimin İsrail’in saldırıları altındaki Gazze’de yaşanan krizin “yayılma etkisi” olduğuna dikkati çekti.
Vang Kızıldeniz’de seyrüsefer güvenliği için ABD öncülüğünde oluşturulan koalisyonun bölgede gerilimi yükseltecek, güvenlik risklerini artıracak adımlardan kaçınması gerektiğini vurguladı. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Yemen’de güç kullanılması için herhangi bir ülkeye yetki vermediğini hatırlatan Vang “Kızıldeniz’deki su yollarının güvenliği tüm taraflarca hukuka uygun şekilde korunmalı, Yemen dahil kıyıdaş ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmelidir” dedi.
Vang Kızıldeniz’deki gerilimin Gazze’de yaşanan krizin açık bir “yayılma etkisi” olduğuna işaret ederek “Uluslararası toplum acil harekete geçerek Gazze’de ateşkes sağlanmasına ve sivillerin korunmasına yönelik çabalara öncelik vermeli” diye konuştu. Filistin sorununun çözümünün Filistin halkına 76 yıldır mahrum bırakıldığı ulusal haklarının iadesiyle mümkün olduğunun altını çizen Vang “Filistin halkı en kısa zamanda adalete kavuşmalı. Filistin sorununda hakça bir çözümün tek yolu, 1967 sınırların temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, tam egemenliğe sahip bir Filistin devletinin kurulmasıdır” dedi.