Yıllarca kendini dünyaya "özgürlükler ülkesi" olarak pazarlayan ABD'de Gazze savaşı patlak verdiğinden beri üniversitelerde Filistin yanlısı protesto düzenlemek zorlaştı. Columbia, Yale ve daha nicelerinde öğrenciler gözaltına alınıyor.

Aralarında Yale, New York Üniversitesi (NYU) ve Columbia Üniversitesi’nin de bulunduğu saygın ABD üniversitelerinin kampüsleri dün Filistin yanlısı protestocuların tutuklanmasına şahit oldu. Sebep olarak altı aydır devam eden Gazze savaşının sona ermesi için düzenledikleri protestolarda yolu kapatmaları gösterildi. Bu ABD üniversitelerinin Gazze savaşıyla ilk sınanması değil. Daha önce yanan UPenn ile Harvard’ın rektörleri oldu. Bu kez ise üniversitelerde gözaltı dalgası söz konusu.

İlk krizde de ikinci krizde de Filistin yanlısı protestolar “antisemitik” olarak gösterilmeye çalışıldı. Örneğin ilk protestolarda UPenn, Harvard ve M.I.T. rektörlerinin Amerikan Kongresi’nde düzenlenen bir oturumda hesap vermesi gerekmiş, oturum sırasında Cumhuriyetçi Temsilci Elise Stefanik atılan sloganlardaki “intifada” kelimesini “antisemitizm”le bir tutunca bu üç üniversiteden biraz önce saydıklarımız istifa etmek zorunda kalmıştı. Halbuki intifada “Yahudilere ölüm” anlamına gelen bir anlam taşımıyordu, başkaldırı demekti.

Şimdi ABD ikinci krizini yaşıyor. Yale Üniversitesi’nde dün aralarında en az 47 öğrencinin de bulunduğu 60 kişi kampüs çevresinde trafiğe mani oldukları ve kampüse izinsiz girdikleri için gözaltına alındı. Benzer şekilde New York Üniversitesi’nde de protestocular dağılın talimatına uymadıkları için gözaltına alındı. Columbia’da ise 100’den fazla öğrenci gözaltında.

Her şey nasıl başladı?

Aslında protestoların fitilini ateşleyenler Columbia Üniversitesi’ndeki çok çeşitli öğrenci grupları. Apartheid Divest (CUAD), Filistin’de Adalet İsteyen Öğrenciler ve Barış İsteyen Yahudilerin Sesi gibi öğrenci grupları el ele vererek “Gazze Dayanışma Kampı” eylemini başlattı. Bu eylem kapsamında okulun kampüsüne çadırlar kuruldu. Amaçları Columbia Üniversitesi’nin İsrail’in Gazze’ye saldırmasından kâr elde eden şirketlerle işbirliğini kesmesiydi. CUAD buna ek olarak internet sitesinde Columbia’nın sermayesi hakkında şeffaflık istiyor; İsrail’e bağlı üniversiteler ve programlarla akademik bağların kesilmesini talep ediyordu.

Columbia Üniversitesi’nde kurulan çadırlardan. Fotoğraf: AA

New York Üniversitesi’nde de yine Filistin’de Adalet İsteyen Öğrenciler, Fakülte Filistin’de Adalet İstiyor, Filistin’de Adalet İsteyen Hukuk Öğrencileri, Shut it Down NYU, Siyonizme Karşı Yahudiler ve 20’yi aşkın gruptan oluşan NYU Filistin Dayanışma Koalisyonu’nun düzenlediği protestolar oldu. Bu protestolara öğretim üyeleri de destek verdi.

NYU yönetimine yazılan ve 2410 NYU mezununun imzaladığı bir açık mektupta “Filistinli sivillerin öldürülmesinin kınanması, Filistin hakkında konuşan öğrenci ve öğretim üyelerinin korunması ve üniversitenin İsrail’in işgaline ve Filistin’deki soykırıma destek veren şirket ve kurumlarla bağının kesilmesi” isteniyor.

Yale’in kampüsünde cuma gününden beri protestolar devam ediyor. Buradaki protestocular ise Yale’in ordu silahları üreticileriyle ilişiğini kesmesini istiyor.

Basın ‘antisemitizm’, protestocular ‘Fişlendik’ diyor

Bazı protestoculara “antisemitizm” suçlaması yöneltiliyor, Yahudi öğrencileri taciz etmekle suçlanıyorlar. Özellikle Columbia kampüsünün dışında Filistin yanlısı protestocular İsrail yanlısı öğrencilere “Polonya’ya geri dönün” deyince bu iddialar daha da hız kazandı. Uluslararası bir Ortodoks Yahudi hareketi olan Şabad’ın Columbia Üniversitesi kolu protestocuların Yahudi öğrencilere “Kültürünüz yok”, “Tek yaptığınız sömürgecilik” ve “Avrupa’ya geri dönün” dediğini aktardığı bir açıklama yayınladı.

Ancak CUAD, medyanın ateşkes isteyen grupları temsil etmeyen radikallerin bireysel tavırlarına odaklanarak dikkatleri esas konudan dağıtmaya çalıştığını” vurgulayarak aşırı söylemlerle bir bağlantılarının olmadığının altını çizdi. Grubun açıklamasında “Ülke genelindeki üniversitelerde yayılan hareketimiz her insanın hayatına değer verme çevresinde birleşmiştir. Medya bizi fişledi, New York karakolu bizi tutukladı, üniversite bizi evlerimize mahkum etti. Kendimizi bile isteye tehlikeye attık çünkü Columbia’nın harç paralarımızı, hibe fonlarını ölümden kâr sağlayan şirketlere aktarmasına daha fazla ortak olamazdık” dendi.

“Evlerimize mahkum edildik” söyleminin sebebi Columbia Üniversitesi’nde öğrencilerin evden eğitime geçmiş olması. Üniversiteler karda kışta bile kapanmaz bildiğiniz üzere. Kapanması için ya Covid-19 gibi bir pandemi ya da kanlı bir darbe gerçekleşmesi gerekir ki ikincisi ABD gibi bir ülkede zor rastlanacak bir durum.

Tüm olumsuz algılara rağmen protestoların çıkış noktasını kavrayan diğer üniversitelerde de protesto kampları kuruldu. Bunlar arasında Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley, M.I.T. Michigan Üniversitesi, Emerson College ve Tufts gibi saygın eğitim kuruluşları var.

Hem Beyaz Saray hem okul yönetimi karşı

Columbia Üniversitesi’nin rektörü Mısırlı Minouche Shafik. Kampüste gerilim yükselmeden günler önce Shafik ve üniversitenin diğer yöneticileri ilk krizdeki gibi kongreye hesap vermeye gitti. Ancak Shafik önceki rektörlerin akıbetinden ders almış olacak ki 17 Nisan’da antisemitizmle mücadele için sağlam adımlar atma sözü verdi. Buna örnek olarak da Columbia’nın 15 öğrenciyi çoktan okuldan uzaklaştırdığını, altı öğrenciye de disiplin cezası verdiğini söyledi. Ama Shafik kongrenin güvenini kazandıysa bile öğretim üyelerinin ve öğrencilerininkini kaybetti; Shafik’in kendilerinin güvenliği için yeterince çaba sarf etmediğini söyleyen öğrenci ve öğretmenler rektörün istifasını istedi.

Daha geçen hafta savaşın devam etmesine dayanak olacak 26 milyar dolarlık İsrail paketinin meclisten geçmesini memnuniyetle karşılayan ABD Başkanı Joe Biden ise Filistin’de 34 bini aşkın kişinin ölümüne neden olan savaşa karşı tepkisini gösteren Columbia öğrencilerinin eylemini “bariz antisemitizm” olarak niteledi.

Washington Post ’68 eylemleri’ne benzetti

Washington Post ise şu an üniversitelerde yaşananları 68 protestolarına benzetti. O dönem Columbia öğrencileri ABD’nin Vietnam’daki rolünü ve üniversitenin ırkçı politikalarını protesto etmek için dekanı kısa süreliğine rehin almış, beş binayı kendi kontrolleri altına almışlardı. Binalardaji su, elektrik ve telefon hatları kesikti. Tarihler 30 Nisan 1968’i gösterdiğinde bin polis kampüse akın edecek, 700’den fazla kişi bir günde tutuklanacaktı. O gün bir kesimin “vatana ihanet” olarak gördüğü savaş karşıtlığı bugün genel kabul gören, takdir edilen bir duruu temsil ediyor. İlginçtir, öğrenciler 68’te de ayaklandığında nisandı, şimdi ayaklandıklarında da…

Bugün ABD’de Filistin yanlısı slogan atmak, “intifada” ya da özgürlük anlamına gelen “azadi” diye haykırmak belki “vatana ihanet” olarak görülmüyor ama “antisemitizm” olarak yaftalanıyor.

68 protestolarından. Fotoğraf: AP

Bu da 2024’teki Columbia Üniversitesi baskınından. Fotoğraf: AA

Amerikan parlamentosunun tartışmalı kararı: ‘Siyonizm karşıtlığı antisemitizmdir’

Antisemitizm tasfiyelerinde yeni hedef Harvard rektörü