ABD'nin son dönemde en büyük endişesi Rusya'nın bu yıl yörüngeye nükleer uydusavar silah fırlatma ihtimali. Rusya u iddianın doğru olmadığını söylese de Putin çarşamba günü nispet yapar gibi nükleer kapasiteli bombardıman uçağına bindi.

ABD’nin son bir haftadır en büyük endişesi Gazze’deki savaş ya da göçmen krizi değil, Rusya. Daha doğrusu Rusya’nın uzaya nükleer uydusavar silah yerleştirme ihtimali. Amerikan istihbaratı ABD’nin en yakın Avrupalı müttefiklerine Rusya’nın yörüngeye nükleer uydusavar silah fırlatacaksa bunu bu yıl yapacağını duyurdu. Ama bir pürüz var. O da Rusya’nın Batı’nın elindeki nükleer uydusavar silahın özelliklerini zaten ayırt edemeyeceği için zararsız “sahte” savaş başlığı fırlatma ihtimali.

ABD’nin bu yeni değerlendirmesi Amerikan istihbarat yetkililerinin NATO ülkelerine ve Asyalı müttefiklerine verdiği birtakım acil ve gizli brifinglerin ayrıntılarının kamuoyuna sızdığı bir dönemde geldi. ABD’nin en büyük endişesi Rusya geliştirdiği silahı yörüngeye yerleştirmeyi başarırsa bütün iletişim hatları, uzaydan gözetleme ve ABD ile müttefiklerinin askeri komuta ve kontrol operasyonları yerle bir olabilir. ABD böyle bir silaha karşı koyabileceği, uydularını koruyabileceği kapasiteye sahip değil.

Kremlin ise salı günü nükleer uydusavar iddialarını yalanladı. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu Amerikan istihbaratının kongrenin Ukrayna’ya daha fazla yardımı onaylaması için uydurulduğunu söyledi. Bu istihbaratı açık eden Cumhuriyetçi Mike Turner’dı. Turner diğer Cumhuriyetçilerin aksine, Ukrayna’ya yardımı destekliyor.

Rusya iddiayı reddetti ama Putin nükleer kapasiteli bombardıman uçağına bindi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise Şoygu ile toplartı sırasında Moskova’nın uzaya nükleer silah yerleştirmeye “katiyen karşı olduğunu” ve uzayda silahlanmayı yasaklayan 1967 Dış Uzay Anlaşması’na uyduklarını söyledi. Rus devlet medyasının aktardığına göre Putin “Bu alandaki mevcut anlaşmalara uyulması çağrısı yapmakla kalmıyor, aynı zamanda ortak çabaların güçlendirilmesi için birçok öneride bulunuyoruz” dedi.

1967 Dış Uzay Antlaşması’nın temel amacı halihazırda 1962 (XVIII) sayılı BM Genel Kurulu Kararı ile belirlenmiş uzay hukukunun temel ilkelerinin arasında bağlantı kurup uzay faaliyetlerinin sınırlarının belirlenmesi, uzayın barışçıl kullanılması ve keşfi. 27 Ocak 1967’de ABD, Birleşik Krallık ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde (SSCB) imzaya açılan anlaşma 10 Ekim 1967’de yürürlüğe girmişti. 2015 Eylülü itibariyle anlaşmaya taraf ülke sayısı 104’e yükselmişti.

Bununla birlikte Putin çarşamba günü Rusya’nın nükleer cephaneliğinin ülkenin savunması için oynadığı kritik rolü bir kez daha gözler önüne serdi. Kazan’daki bir fabrikayı ziyaret eden Putin, Rus filosunun en modern araçlarından Tu-160M stratejik bombardıman uçağına bindi. Uçuş 30 dakika kadar sürdü.

Putin uçaktan indikten sonra gazetecilere açıklamasında uçuşun iyi geçtiğini belirterek yeni bombardıman uçağının “çok güvenli” olduğunu söyledi. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov ise televizyonda yayınlanan açıklamasında Putin’in uçuş kararının spontane geliştiğini belirtti.

Putin’in Soğuk Savaş döneminden kalma, ABD’ye kadar ulaşabilecek ve yaklaşık 24 nükleer başlık taşıyabilecek şekilde tasarlanmış füze sistemlerini yenilemeye duyduğu zaten hiçbir zaman gizlemedi. Pasifik’i geçerek ABD’nin West Coast’unda patlamak üzere tasarlanmış insansız nükleer başlıklı torpidosu Poseidon da bir sır değil.

Ne var ki uzaya silah yerleştirmek çok daha başka bir şey. Bu nükleer cephanelik belki şehirleri, askeri üsleri ya da Dünya üzerindeki herhangi bir yeri vurmak için tasarlanmayacak ama Starlink gibi küresel iletişimi yeniden şekillendiren uydular da dahil, alçak dünya yörüngesindeki ticari ve askeri uyduları yok edebilecek. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinden kısa süre sonra Ukrayna’nın dünya ile iletişimini koruyabilmesinde Starlink uydularının rolü çok büyüktü.

ABD istihbaratı ikiye ayrılmış durumda

ABD’nin müttefiklerine verdiği brifing hakkında bilgi sahibi kaynakların New York Times’a aktardığına göre Amerikalı yetkililer Putin’in Rusya’nın bizzat kendi uydularını havaya uçurmak anlamına gelse bile bu yöntemle caydırıcılığını artırabileceğine inanıyor. Putin’in çarşamba günü bindiği Tu-160 bombardıman uçağı ABD ya da diğer NATO ülkelerinin semalarında dolaşacak olursa misillemenin hızlı olması muhtemel.

Halbuki Putin’in, Soğuk Savaş döneminde gündemde olan tarafların karşılıklı olarak birbirini tam anlamıyla ortadan kaldıracağı askeri bir strateji olan “dehşet dengesi”nin uzayda geçerli olmayacağına inandığı düşünülüyor. Bu mantığa göre kimse uyduları havaya uçtu diye savaş riskine girmek istemez, hele de ortada bir can kaybı yokken.

Öte yandan ABD’li yetkililer Putin’in gerçekten yörüngeye nükleer silah fırlatmaya hazırlanıp hazırlanmadığı konusunda kendi analizlerine güvenlerinin az olduğunu da itiraf ediyor. Rusya’nın Ukrayna’nın işgal edildiği 2022’de böyle bir şeyi denediğini düşünüyorlar. Ama o zamanlar Amerikan istihbaratının bunun yörüngeye nükleer silah yerleştirmek üzerine bir deneme olduğunu anlamaları biraz vakitlerini aldı.

İstihbarat yetkilileri şimdi ikiye bölünmüş durumda. Bazıları Putin’in nasıl olsa ABD ve müttefikleri farkını ayırt edemez diye “sahte” silah fırlatabileceğini düşünüyor. Yine de Washington tedbiri elden bırakmıyor. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, geçen hafta sonu Çinli ve Hintli mevkidaşlarını alçak yörüngeye yerleştirilen nükleer silahın kendi uydularını da yok edeceğini söyleyerek uyardı ve söz konusu silahı yörüngeye konuşlandırmasını önlemek için Putin’i ikna etmeleri çağrısı yaptı.

Washington karıştı, Kremlin sert çıktı: ‘Yıldız Savaşları’ endişesi mi, Ukrayna’yı finanse etme çabası mı?