Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hindistan dönüşünde G20 zirvesini değerlendirdi. Erdoğan'ın açıklamalarında öne çıkanlar ise Mısırlı mevkidaşı Sisi'yi Türkiye'ye davet etmesi ve ABD'nin başlattığı deniz koridoru projesini ima ederek, "Türkiyesiz bir koridor olmaz" demesi oldu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 9-10 Eylül tarihlerinde Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de düzenlenen G20 Liderler Zirvesi’nin ardından Türkiye’ye dönerken uçakta gazetecilerin dış politikaya dair sorularını cevapladı. Bu konular arasında tahıl koridoru, yabancı yatırımlar, yapılacak ABD yolculuğu, G20’de ortaya atılan IMEC koridoru, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile görüşmesi ile Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’ye karşı tutumu yer aldı.

G20 zirvesinde Türkiye’nin duruşunu ortaya koyduğunu söyleyen Erdoğan, “Türkiye olarak bundan sonra da tüm insanlığı ilgilendiren hususlarda aktif rolü üstlenmeye devam edeceğiz. Küresel sistemin daha adil, daha kuşatıcı ve eşitlikçi bir yapıya kavuşması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Karşı karşıya kaldığımız her hadise, ‘Dünya beşten büyüktür’ tespitimizin ne kadar haklı olduğunu tekrar gösteriyor. Birileri rahatsız olsa da bundan geri adım atmayacağız” dedi.

Ancak G20 zirvesinde öne çıkan ülkeler elde ettikleri başarılarla Hindistan ve ABD oldu. Hindistan, tüm ülkelere ortak bildiriyi imzalatmasıyla gündem olurken; ABD Ortadoğu, Asya ve Avrupa arasında ticari bir köprü olacak yeni koridorun mutabakat zaptını Hindistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Fransa, Almanya ve İtalya’ya imzalatmayı başardı.

Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’ndaki arabuluculuk faaliyetleri vesilesiyle Türkiye’ye ortak bildirgede yer verilmiş olsa da zirvenin esas gündemi tahıl anlaşması olmadı. Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nden Diren Doğan, G20 zirvesini yorumladığı bir sosyal medya paylaşımında, zirvenin esas olarak ‘ABD’nin Hint-Pasifik huzursuzluklarını giderebilecek, Hindistan’ın koşulsuz Batı stratejilerinin yanında olduğunu hissettirecek ve Hindistan’ı küresel Güney ile kuzey arasında bir köprü pozisyonuna sokarak yıldızını parlatacak bir atmosfer yaratmaya çalışmak’ olduğu şeklinde bir değerlendirmede bulundu.

“Rolü olanlar bunu gerçekleştirdi diğerleri geri planda kalarak izledi”  diyen Doğan sözlerine, “Türkiye ise olayları geriden izleyen, gününde gelip (Macron’un aksine) vaktinde zirveye veda eden, gerçekleştirmesi gereken görüşmeleri gerçekleştiren nizami bir üye profiliyle G-20’deydi” dedi.

G20 zirvesinden deniz koridoru çıktı ama Türkiye plana dahil değil

Biraz önce de bahsettiğimiz gibi ABD’nin zirvedeki en büyük kazanımı yeni bir ticaret koridoru için ilk adımı atmak oldu. ABD’nin bu planı 2021’deki G7 zirvesine kadar dayanıyordu ancak o zamanlar bütçe sorunundan dolayı proje askıya alınmıştı. Şimdi Suudi Arabistan ve BAE gibi büyük ekonomilerin de katkısıyla Hindistan’ı Orta Doğu ve Avrupa’ya bağlayacak yeni bir deniz koridoru oluşturulabilecek.

Deniz koridorunun geçeceği yol güzergahı.

Bu koridorun doğrudan Çin’in her yıl milyarlarca dolar para akıttığı Kuşak ve Yol projesini ekarte etmek için başlatılacağı söyleniyor. Öyle ki mutabakat zaptında  katılımcıların 60 gün içerisinde ilgili zaman çizelgeleriyle birlikte bir eylem planı geliştirmesi vurgulandı. Hızla harekete geçilmesine önem verildiğinin altı çizildi.

Ne var ki bu yol Türkiye’yi pas geçerek Arap Körfezi üzerinden doğrudan Avrupa’ya gidiyor. Türkiye Çin’in Kuşak ve Yol projesinde aktif oyuncu rolünde. Erdoğan bu konuda, “Biz diplomasiyi kazan-kazan ilkesi çerçevesinde yürütüyoruz ve bu alternatif güzergahlardan ne ölçüde yararlanabiliriz ne kazanabiliriz bunun çalışmasını yapıyoruz. Ülkeler ticari yol ve güzergahlarla, etki alanlarını da geliştirme gayretindeler” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin ABD’nin deniz koridoru projesinde yer almaması konusunda ise, “Türkiyesiz bir koridor olmaz. Türkiye, önemli bir üretim ve ticaret üssü. Doğudan batıya trafik için en uygun hat Türkiye üzerinden geçmek durumunda” vurgusunda bulundu. Erdoğan öte yandan Kalkınma Yolu Projesi’nden bahsettiğini düşündüğümüz bir plandan bahsederek, “Bu süreçte bizim çok önemsediğimiz bir adım ise Körfez’in bizimle beraber attığı adım. Irak, Katar, Abu Dabi üzerinden, Türkiye üzerinden Avrupa’ya giden bir yoldan bir koridordan bahsediyoruz” dedi.

BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in, “Bu işi uzatmayalım, 60 günde görüşmeleri arkadaşlarımız bitirsinler ve hemen temelleri atalım, yola koyulalım” dediğini belirten Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’na talimatlar verdiğini söyledi. Bu yolun çok maliyetli olduğunu vurgulayan Erdoğan, BAE ve Katar’ın projeye çok hazır olduğunu dile getirdi.

Batı’ya ‘Sözünü tut’ çağrısı

Tahıl Koridoru Anlaşması doğrultusunda Putin’le yaptığı görüşmeyi bir kez daha anlatan Erdoğan, anlaşmanın devam edebilmesi için Batılı ülkelerin Türkiye’nin çabalarını takdir etmenin yanı sıra daha fazla çaba sarf edip verdikleri sözleri yerine getirmeleri gerektiğini vurguladı. Putin’in Batı’dan istedikleri arasında ticaret için SWIFT’e dönmek ve gemilerinin bakımının sağlanması var.

Bu arada Katar’ın mali desteğiyle Afrika’ya Türkiye üzerinden destek gönderilmesi konusuna da değinen Erdoğan, daha önce yapılan 33 milyon ton tahıl sevkiyatını artırma konusunda Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’a teklifte bulunduğunu dile getirdi. Lavrov’un Putin ile görüşeceğini belirten Erdoğan, “Ben tekrar Sayın Putin ile bu konuyu telefonda görüşeceğim, bu miktarı artırmak suretiyle en az gelişmiş Afrika ülkelerini rahatlatmakta fayda var” dedi.

Yabancı yatırım heyecanı

Malum Erdoğan bu hafta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısı için ABD’ye gidecek. ABD ziyaretinde en heyecan duyduğu konunun yabancı yatırımcılarla görüşebileceği Türk-Amerikan İş Konseyi’nin yemeği olduğunu dile getiren Erdoğan, “Yatırımcılarla yapacağımız görüşmelerin neticeleri, bizlere çok daha önemli bazı gelişmelerin kaydedildiğini gösterir” dedi. Erdoğan bir firmanın deniz üzerinde güneş santrali kurma gibi hedefleri olduğundan bahsetti.

Nükleer santral yatırımlarından bahseden Erdoğan, Akkuyu’ya ek olarak Sinop meselesini Putin ile konuştuklarını, buna ek olarak Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol ile Hindistan’da yaptığı görüşmelerde Türkiye’ye üçüncü bir nükleer santral kurulması hususunda görüşmelerde bulunduğunu aktardı.

Sisi’yi davet etmiş

Hindistan’da dikkat çeken bir temas da 10 yıldır kesik olan ilişkilerin bu sene yeniden filizlendiği Mısır’ın Cumhurbaşkanı Sisi ile yapılan görüşmeydi. İki liderin görüşmede yeni işbirliklerinden bahsettiği bildirilmişti. Erdoğan da uçakta gazetecilere verdiği demeçte bunu bir kez daha doğrulayarak, görüşmede davet konusunun gündeme geldiğini duyurdu.

Ziyaret tarihinin dışişleri bakanları ile istihbarat başkanlarının yapacağı görüşmelerde belirleneceğini belirten Erdoğan, “İlişkilerimizin eskisinden daha iyi hale gelmesi Suriye meselesi başta olmak üzere birçok bölgesel sorun alanında olumlu neticeler almamızı sağlayabilir” dedi.

2013’te ilişkilerin kesilmesinde Mısır’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin Sisi darbesiyle iktidardan indirilmesiydi. O dönem Mursi’nin tarafını tutan Erdoğan, Sisi ile görüşüp görüşmeyeceği konusunda da, “Niçin Sisi ile görüşmediğimi soranlara söylüyorum; ben böyle bir kişiyle asla görüşmem” dediği biliniyor.

Tahıldan girdi, AB’den çıktı

G20’nin ‘doğuyla batının bir sentezi’ olduğunu belirten Erdoğan, Ukrayna savaşı ve Türkiye’nin AB üyeliği arasında da bir benzetme kurdu. Putin’in tahıl anlaması konusunda ‘Batı tarafından aldatıldım’ minvalindeki söylemini hatırlatan Erdoğan, “Elli yıl Batı bize verdiği sözü tuttu mu? Avrupa Birliği olayında elli yıldır bizi oyalıyor. Bugün yine Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel ile görüştük, söyledik. Bu terazi, bu kadar sıkleti çekmez” dedi.

Erdoğan’ın G20’de hareketli günü: Sisi ile toplantı, Biden ile ‘İsveç de İsveç’ sohbeti