Afganistan'da Taliban'ın kadınlara yönelik getirdiği yasaklar zincirinin son halkası olan güzellik salonlarının kapatılmasıyla sosyalleşme alanı gitgide daralan kadınlar, bozulan psikolojilerini düzeltmek için sanatın kollarına sığındı.

Afganistan’da 19 yaşındaki Kushi, evinde kendi portresini çiziyor: Bir kafesin içinde mavi burkaya sarılmış bir silüet. Kushi, Taliban 2021’de iktidarı ele geçirene kadar Belh eyaletindeki bir üniversitede hukuk ve siyaset bilimi dersleri alıyormuş. Ancak yönetimin değişmesi ve bunun akabinde kadınların üniversiteye gitmesi yasaklandığından beri depresyonda. Kushi şimdi dört bir yanını saran depresyondan kurtulmak için sanata tutundu.

İngiliz haber ajansı Reuters’a konuşan ancak güvenlik sorunları nedeniyle isminin tamamını söyleyemeyen Kushi, “Taliban kızların üniversiteye girmesini yasakladıktan ve kadınların artık eğitimlerine devam edemeyeceklerini açıkladıktan sonra kahroldum. Gün geçtikçe ruh sağlığım bozuldu, nihayetinde iyileşmek için bir psikiyatriste gitmeye karar verdim. Zihinsel olarak iyi olmadığımı fark ettiğimde üzüldüm. Hiç mutlu değildim, hep depresiftim. Kendimi kafese kapatılmış, tüm mutluluğunu kaybetmiş bir kuş gibi hissediyordum” diyor.

Aralık 2022’de üniversiteleri kadınlara kapatarak halkın protestolarıyla karşı karşıya kalan Taliban, bu kararının ardından önce lise, sonra da ortaokulu kız çocuklarına yasakladı. Bu yasakları Afgan kadınların insani yardım kuruluşları için çalışmama emri izledi.

Taliban’ın yasakları kadınların ruh sağlığını bozdu

Kadınların kamusal yaşamdan uzak tutulmasını öngören emirler uluslararası arenada ağır eleştirilere neden olurken, bu yasaklar aynı zamanda Taliban’ın tanınmasının önündeki en büyük engeli oluşturuyor. Taliban, şeriata ve Afgan kültürüne göre kadın haklarına saygı duyduğunu iddia ediyor. Ancak Afgan kadınlar ve ruh sağlığı uzmanları, Taliban öncesi eğitim ve çalışma fırsatları elde eden, özellikle de şehirli birçok kadının şimdi derin bir umutsuzluk duygusu ve ruh sağlığı sorunlarıyla mücadele ettiğini söylüyor.

Sağlık örgütleri Afganistan’ın 40 milyonluk nüfusunun yarısının yıllardır süregelen savaş ve istikrarsızlık nedeniyle psikolojik sıkıntılar yaşadığını tahmin ediyor. Ruh sağlığı durumu konusunda güvenilir veri olmasa da doktorlar ve yardım görevlileri, kadınların çalışmasını ve eğitimini kısıtlayan emirlerin ardından daha fazla kadının psikolojik sorunlar yaşadığı konusunda hemfikir.

Kushi psikiyatristini ayda iki kez görüyor. Eskiden günde en fazla beş hastaya bakan bu psikiyatrist artık günde 10-15 hastaya baktığını ve bunların çoğunun kadın olduğunu söylüyor.

‘Hayatımın gidişatında hayal kırıklığına uğradım’

Aynı sebeplerle ismini vermek istemeyen psikiyatrist de, “Taliban yönetimi ülkeyi yönetmeye başladığından beri kadınlara o kadar çok kısıtlama getirdi ki onları üniversitelerden, lunaparklardan, güzellik salonlarından men ettiler, kadınlara hiçbir şey bırakmadılar. Sanat atölyeleri hastalarımıza yardım etmek için elimizde kalan tek şey. Bu atölyeler kızların zihinlerini boşaltabilecekleri, eski arkadaşlarıyla hasret giderebilecekleri, yeni arkadaşlar edinebilecekleri ve aynı zamanda sanat öğrenebilecekleri tek yer haline geldi” diyor.

Belh’in başkenti Mezar-ı Şerif’teki küçük, renkli bir sanat atölyesinde duvarları resimler süslüyor. Aralarında Kushi’nin de bulunduğu birkaç genç kadın, karakalem dersi için bir araya geliyor. Sınıftaki başka bir eski üniversite öğrencisi, “Kendimi depresif hissettiğimde doktor zihnimi sakinleştirebileceğim bir yere gitmemi söyledi. Ben de sanat atölyesini seçtim. Burada sadece iyi arkadaşlar edinmekle kalmadım, sanat terapi işlevi de görüyor” diyor.

Kushi de sanat terapisinin hem kendisine evden uzaklaşmak için bir alan tanıdığını hem de gelecek için umut verdiğini söyleyerek, “Bir şeyler yaptığım için başarmışlık hissi duyuyorum, sonuçta çizim yapmak güvende hissetmemi sağlıyor. Hayatımın gidişatı konusunda hayal kırıklığına uğradım ama pes etmiyorum, mücadele edeceğim. Umarım gelecekte her şey daha iyi olur” sözlerini dile getirdi.

Afganistan’ın önemsenmeyen sağlık krizi: İntihar düşüncesi ‘salgını’