Hamas tarafından 7 Ekim’de gerçekleştirilen Aksa Tufanı Operasyonu ardından başlayan savaşta dünya İsrail ve Filistin’i destekleyenler şeklinde adeta ikiye bölünmüş durumda. Hal böyle olunca Gazze’de yaşananlar birçok ülkenin iç siyasetinde de belirleyici rol oynamaya başladı. Bu ülkelerden biri savaşın başından beri net şekilde İsrail’in yanında duran Almanya.
Bu tutumun somut devamı olarak polisin Almanya’da Şii cemaatine ait 54 cami derneği binasına baskını yaptığı bildirildi. İçişleri Bakanlığının yazılı açıklamasında “Hamburg İslam Merkezi (IZH)” ile diğer alt kuruluşların anayasal düzene karşı hareket ettikleri şüphesiyle soruşturulduğu ve 7 federal eyalette 54 mülkte arama yapıldığı belirtildi. Açıklamada IZH’nin faaliyetlerinin Almanya’daki anayasal düzeni ve uluslararası hoşgörü fikrini ihlal ettiğinden şüphelenilen İran İslam Cumhuriyeti propagandası yapmayı amaçladığı öne sürüldü. Güvenlik makamlarının IZH’nin Lübnan Hizbullahı’nın faaliyetlerini desteklediği iddiasını da araştırdığı bildirilen açıklamada grubun terör örgütü olarak sınıflandırıldığı ve faaliyetlerinin Almanya’da yasaklandığı hatırlatıldı.
❗️Heutige Ermittlungsmaßnahmen❗Das BMI ermittelt gegen das „Islamische Zentrum Hamburg“ & dessen mögliche Teilorganisationen wegen des Verdachts, sich gegen die verfassungsmäßige Ordnung zu richten. Seit 6 Uhr früh finden Durchsuchungen von 54 Objekten in 7 Bundesländern statt.
— Bundesministerium des Innern und für Heimat (@BMI_Bund) November 16, 2023
Açıklamada sabah yaklaşık 500 polisin katıldığı baskınlarda elektronik cihaz ve belgelere incelenmek üzere elkonduğu aktarıldı. İçişleri Bakanı Nancy Faeser açıklamada şöyle dedi: “Özellikle pek çok Yahudi’nin kendini tehdit altında hissettiği bu dönemde radikal propagandaya ve Yahudi ve İsrail karşıtı kışkırtmalara müsamaha göstermiyoruz. Şu anda son derece dikkatli olmamız ve sert önlemler almamız gerekiyor. Bu nedenle her türlü sağlam temelli şüpheyi kararlılıkla araştırıyoruz.”
Almanya 30 Nisan 2020’de Lübnan Hizbullahı’nı terör listesine dahil edip ülkedeki bütün faaliyetlerini yasaklamıştı. Bu operasyonda inceleme ye alınan derneklerin de Hizbullah ile bağı olup olmadığı araştırılıyor. Hizbullah İran’dan aldığı destekle İsrail’e saldırdığı konusunda özellikle 7 Ekim2den bu yana hem İsrail yönetiminin, hem de Batılı müttefiklerinin hedefi. Geçenlerde bir konuşma yapan Hizbullah lideri Hasan Nasrallah da “İran askeri, mali ve diplomatik destek veriyor. Bu sır değil” demişti.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim’den bu yana sınırda yaşanan çatışmalarda 74 Hizbullah mensubu ve 6 İsrail askeri ölmüştü.
Filistin direnişine ambargo
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser 2 Kasım’da Hamas ve “Samidoun” adlı Filistinli Esirlerle Dayanışma Ağı’nın faaliyetlerinin yasaklandığını açıklamıştı. Ülkede antisemitizme yer olmadığını açıklayan Faeser Samidoun’un Hamas destekçisi eylemlerde öne çıktığını savunmuştu. Samidoun basında her ne kadar Hamas’a bağlı bir oluşum gibi yansıtılsa da Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ne bağlı. Filistin’in kurtuluşu için mücadele eden örgütlerin birçoğu şu an İsrail’e karşı Hamas’la beraber çatışsa da, aralarında ciddi ideolojik, politik ve örgütsel farklar var.
Samidoun İsrail hapishanelerindeki Filistinli mahkumlarla dayanışma amaçlı uluslararası bir ağ. İsrail hapishanelerindeki Filistinli mahkumların Eylül-Ekim 2011’deki açlık grevinden sonra mahkumları desteklemek için özel bir ağa ihtiyaç duyulması üzerine kurulmuştu.
Almanya’da tanınması ise Aksa Tufanı ile aynı güne denk geldi. Samidoun Almanya çapındaki destekçilerinin 7 Ekim’de Berlin’in Neukölln ilçesinde İsrail’e yönelik saldırıları sokakta baklava dağıtmasıyla dikkati üzerine çekmişti.