Almanya’da Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde yapılan seçimler büyük bir siyasi sarsıntıya neden oldu. Seçim sonuçları özellikle Thüringen'de dikkat çekiciydi. 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez aşırı sağcı bir parti eyalet zaferi kazandı.

Seçim günü Thüringen eyaletinde sakin başladı. Ancak akşam saatlerinde sandıklar kapandığında siyasi hava hızla değişti. Yerel saatle 18.00’de sona eren oy verme işlemlerinin ardından Almanya’nın doğusunda yer alan bu küçük eyalette tüm gözler açıklanacak olan ilk sonuçlara çevrildi. Ülkenin birinci ulusal televizyonu ARD’nin açıkladığı sandık çıkış anketi ülkede büyük bir şok dalgası yarattı. Aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) yüzde 32.8 oy oranıyla birinci sırada yer alıyordu. Bu, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana Almanya’da aşırı sağın kazandığı en büyük zafer oldu. Partinin Thüringen’deki lideri Björn Höcke bu sonuçla hükümeti kurma görevinin kendilerine geçtiğini iddia etti.

Bu zafer AfD’nin 2019 seçimlerine göre oyunu yedi puandan çok artırmasıyla daha da dikkat çekici hale geldi. Seçmenlerin yerleşik partilere olan güvenlerini kaybettiği ve AfD gibi radikal çözümler sunan partilere yöneldiği bir kez daha gözler önüne serildi. Thüringen’de yüzde 23.6 oy alan Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ikinci sırada yer alırken Sol Parti ise ciddi bir düşüşle dördüncü sıraya geriledi.

Saksonya’da CDU ve AfD’nin güç gösterisi

Thüringen’deki sonuçların ardından Saksonya’da da benzer bir tablo ortaya çıktı. CDU yüzde 31.9 oy oranıyla birinci sırayı alırken AfD yüzde 30.6 oyla hemen arkasında yer aldı. Ancak bu sonuçlar Saksonya’daki siyasi istikrarı da sorgulatan bir tabloyu gözler önüne serdi. AfD burada da oylarını artırmayı başardı ve partinin ülkede ne denli etkili bir güç haline geldiğini bir kez daha kanıtladı.

Saksonya’da CDU lideri Mario Voigt seçim zaferinin ardından yaptığı açıklamada CDU’nun eyalette hükümeti kurmak için görüşmelere başlayacağını söyledi. Ancak AfD’nin bu denli yükselmesi eyaletteki siyasi dengelerin de kökten değiştiğini gösteriyor.

AfD’nin başarıya giden yolu ve diğer partilerin tepkileri

AfD’nin Thüringen’deki başarısı partinin sadece seçmen desteğini artırmakla kalmayıp diğer partilerle olası koalisyon tartışmalarını da gündeme getirdi. Björn Höcke seçim zaferinin ardından yaptığı açıklamada diğer partilerle koalisyon kurmak için görüşmelere hazır olduklarını belirtti. Ancak çağrı diğer partilerden pek olumlu bir karşılık bulmadı. Özellikle Sol Partili Thüringen Eyaleti Başbakanı Bodo Ramelow AfD ile bir koalisyonun mümkün olmadığını belirtti.

Benzer şekilde Sahra Wagenknecht liderliğindeki “Sahra Wagenknecht İttifakı-Anlayış ve Adalet İçin” (BSW) Partisi de AfD ile koalisyona sıcak bakmadığını açıkça dile getirdi. Ancak Thüringen’de hükümet kurmanın zorluğu bu eyalette uzun ve karmaşık müzakerelerin yaşanacağına işaret ediyor.

Almanya’da Siyasi Denge Değişiyor mu?

AfD’nin Thüringen ve Saksonya’daki yükselişi Almanya’da uzun süredir var olan siyasi dengeyi köklü şekilde değiştirebilir. Aşırı sağın bu denli güçlenmesi ülkede milliyetçi söylemlerin daha fazla ön plana çıkmasına yol açabilir. Seçmenlerin ekonomik ve sosyal sorunlara karşı radikal çözümler sunan partilere yönelmesi Almanya’nın geleceği için kritik bir dönemeç olarak değerlendiriliyor.

Bu sonuçlar sadece Almanya’nın iç politikasında değil Avrupa genelinde de yankı bulacak gibi. Aşırı sağın bu yükselişi Avrupa’da benzer eğilimlerin artmasının ve bu tür partilerin daha fazla güç kazanmasının yolunu açabilir. AfD’nin bu tarihi başarısı “Almanya’nın ve Avrupa’nın geleceğini şekillendirecek yeni bir siyasi dönemin habercisi”olarak yorumlanıyor.

İkinci Dünya Savaşı’nın ‘teselli günü’: İnsanlık altı yılda kıyameti yaşadı

Avrupa seçimlerine aşırı sağ damgası: Fransa erken seçime gidiyor, Belçika’da başbakan istifa etti