Aşırı sağın yükselişte olduğu, Nazi sempatizanı “Almanya için Alternatif” (AfD) partisinin oylarını giderek artırdığı Almanya’da göçmenlerin uzun yıllardır beklediği çifte vatandaşlığı kolaylaştıran yasa tasarısında son aşamaya gelindi. Mecliste bugün oylamaya sunulacak kritik yasa tasarısının onaylandığında Alman vatandaşlığına geçişler kolaylaşacak ve çifte vatandaşlığın önündeki yasal engel kaldırılmış olacak.
Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Partinin (FDP) oluşturduğu koalisyon hükümetinin “Vatandaşlık yasasının modernizasyonu” başlığını taşıyan tasarısının yasalaşması halinde Alman vatandaşlığı alan herkes daha önce sahip olduğu vatandaşlığı bırakmak zorunda kalmayacak ve böylece çoklu vatandaşlık sahibi olma imkanı sağlanacak. Mevcut haliyle 80 sayfa uzunluğundaki yasa tasarısı Almanya’da sadece beş yıldır ikamet eden kişilerin Alman pasaportu almaya hak kazanacağı anlamına geliyor. Bu kişiler asıl vatandaşlıklarını koruyabilecek ve çifte vatandaşlığa sahip olabilecek. Müstakbel vatandaşların işlerinde etkileyici başarılar göstermesi ve C1 seviyesinde Almanca konuşması durumunda süre üç yıla inecek.
Friday could be a historic day https://t.co/9YWsv5j4QT #Germany #Citizenship #Law
— IamExpatDE (@IamExpatDE) January 16, 2024
Çifte vatandaşlık imkanı tanındığı için daha önce yürürlükte olan ve gençleri 23 yaşına kadar ebeveynlerinin vatandaşlığı veya Alman vatandaşlığı arasında seçim yapmaya zorlayan “opsiyon modeli” ise tamamen kaldırılacak. Almanya’da doğan çocuklar Alman vatandaşı olmasalar da bir ebeveyninin en az beş yıl yasal olarak ülkede ikamet etmesi halinde Alman vatandaşlığı alabilecek.
Alman vatandaşlığına geçiş koşullarından biri de kişinin kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin geçimini sosyal yardım almadan sağlaması. Misafir işçi jenerasyonu yani 1960’larda Almanya’ya gelen Türk işçiler ve son iki yılda 20 ay tam gün çalışan yabancılar ve tam gün çalışan kişilerin yabancı eşleri bundan muaf tutulacak. Bu işçiler için Alman vatandaşlığına geçişteki yazılı sınav zorunluluğu kaldırılacak.
Tasarının kırmızı çizgileri: Antisemitizm, ırkçılık, yabancı düşmanlığı
Antisemitizm, ırkçılık ve yabancı düşmanlığından ceza alanlar Alman vatandaşlığına alınmayacak. Bu konuda vatandaşlık daireleri savcılıklarla yakın çalışacak. Çok eşliler veya anayasadaki kadın-erkek eşitliğine aykırı davrananlar da vatandaşlığa alınmayacak.
Savcılıklarla koordineli çalışması planlanan nüfus müdürlüklerinin eleme konusunda dini ve siyasi ideoloji ve toplumsal cinsiyet hassasiyeti gütmesi planlanıyor.
Alman vekil: Tarihi ve gecikmiş bir an
SPD’nin Wuppertal bölgesinden milletvekili Helge Lindh aktif siyasete başladığından bu yana çifte vatandaşlık için mücadele ettiğini söyledi. Almanya’nın kalkınmasına katkısı olan Türklere hayran olduğunu ifade eden Lindh şöyle dedi:
“On yıllardır vatandaşlığa kabul edilmemeye ve NSU gibi suçların çözülmemesine katlanan insanlara, birçok Türk kökenli insana hayranım. Yine de bu ülkede kaldılar ve bu ülkenin parçası oldular. Ve şimdi nihayet sizler de bize ait olduğunuzu, bu ülkenin inşasına katkıda bulunduğunuzu ve ebeveynleri ya da büyükanne ve büyükbabaları her zaman Alman olan ya da sonsuza kadar burada yaşamış olanlar kadar Alman olduğunuzu gösteriyorsunuz. Asıl önemli olan budur. Bu kırmızı bir karttır, ırkçılığın reddedilmesidir ve Almanya için büyük başarıların tanınmasıdır. İşte bu nedenle, elbette daha iyi olabilecek ayrıntılar olsa da, bu an tarihi bir andır.”
Lindh yasa tasarısının bu kadar zaman çıkartılamamış olmasının bile skandal olduğunu söyledi, “Misafir işçi olarak adlandırılan kuşaktan pek çok insan için birden fazla vatandaşlığa sahip olma fırsatı olmaması tokat gibiydi” dedi. Vatandaşlık yasasının modernize edilecek olmasının önemini vurgulayan Lindh “Özellikle de büyük çaba sarf eden ve hiçbir şansı olmayan insanlar için bunun artık değişiyor olması gerçekten tarihi ve gecikmiş bir andır” diye konuştu.
Yasa tasarısıyla Almanya’ya gelerek çalışan ve kalkınmasına yardımcı olan misafir işçi olarak adlandırılanlara ilişkin Lindh “Bu nesil sadece çoklu vatandaşlık elde etmekle kalmıyor, aynı zamanda daha kolay bir şekilde vatandaşlığa da kabul edilebiliyor. Geçimlerini sağlamak vesaire gibi konularda bile karmaşık testlerden geçmeleri gerekmiyor. Hayatları boyunca verdikleri emeğin karşılığı olması gereken basitleştirilmiş koşullara, mümkün olan en iyi koşullara sahipler. Özellikle de Türk aile geçmişi olan insanlar için artık bir karar vermek zorunda değiller” dedi.
Tasarıdaki koşullardan biri olan sosyal yardım almadan geçimini temini konusundaki eleştirilere de değinen Lindh bunun zor ve tartışmalı bir nokta ve koalisyon ortağı FDP’nin özel talebi olduğuna dikkati çekti. Lindh yasada istisnai durumlar da olduğuna işaret ederek çok sayıda çocuk yetiştiren ve yaşamını tam olarak finanse etme imkanına sahip olmayanlar, kadınlar ya da engelli ve hasta insanlar için daha sonra takdire bağlı vatandaşlığa kabul yolunun sağlandığını, bunun uygulanmaması durumunda yasada iyileştirme yapılacağını aktardı.
Tasarıda artık ırkçı, antisemitik veya başka türlü insanlık dışı ifadelerde bulunmaya izin verilmediğini belirten bir formülasyon olduğunu ifade eden Lindh “Ayrıca insanların Holokost’u kabul etmeleri ve bu nedenle de bundan sonuç çıkarmaları, yani Yahudi yaşamını korumaları gerektiğine atıfta bulunan bir başka bölüm daha var. İsrail’in var olma hakkının tanınması gibi bir madde yer almıyor” diye konuştu.
Alman vatandaşlığına geçmek isteyenlerin yanlış bilgi verme ihtimaline de değinen Lindh şunları söyledi:
“Bir kişinin yalan söylediğine ya da kandırıldığına dair ellerinde gerçek bir kanıt olması gerekir. Sonra, şüphe durumunda mahkemeye de gidilebilir. Mesele bu ama sonuçta başka bir yolu yok çünkü insanlar göçmenlik bürolarında vicdan testi yapamazlar ve yapmamalılar, insanları herhangi bir şekilde sorgulayamazlar ya da onları dedektifler gibi araştıramazlar.”
TBB yasaya hem olumlu hem olumsuz bakıyor
Almanya’da yabancılar ve vatandaşlık konularında çalışmalar yapan Berlin-Brandenburg Türkiye Toplumu (TBB) Sözcüsü Safter Çınar tasarının iyi ve kötü yanları olduğunu söyledi. Özgün vatandaşlıktan ayrılmak zorunda kalınmamasının tasarının iyi yanı olduğunu belirten Çınar şöyle konuştu:
“Yani bizim arkadaşlarımız da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını bırakmak zorunda kalmış olanlar tekrar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına da dönebilecek. Bu çok olumlu bir şey. İkincisi bundan sonra Alman vatandaşlığına geçecek olanlar çifte vatandaş olacak. Eskiden olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından ayrılmak zorunda kalmayacaklar. Bunlar olumlu yanları.”
Ancak Türkiye’nin de bu durumdan etkileneceğini ifade eden Çınar “Çünkü zamanında Türk vatandaşlığını bırakmış olanlardan 10 bin, 20 bin, 30 bin kişi Türk vatandaşlığını almak isteyecektir. Şu andaki durumda bir yıl içinde geri dönme dilekçesi verirsen hemen alınıyorsun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına. Türk vatandaşlığından 10 yıl, 20 yıl önce çıkmış olanlar var. Yasal durum nedir? 50 bin kişi aynı anda başvursa bürokratik işler belki yılları bulabilir. Onun için bir kolaylık düşünülmesi iyi olur” diye konuştu.
Tasarının kişinin geçimini sağlama yani sosyal yardım almama gibi zorluklar getirdiğini savunan Çınar şunları kaydetti:
“Geçmişten bu yana vatandaşlığa geçmeyi zaten her yıl zorlaştırdılar. Daha da zorlaştıracaklar. Dil testi ve vatandaşlık testi örneğin. Müracaat edenin kafa yapısı anayasaya uygun mu onu araştıracaklar. Şimdi orada şöyle bir sorun var. Bana sorsa tabii ki anayasaya uyuyorum diyeceğim. Aksini diyecek halim yok. Peki ne yapacaklar? Sosyal medyaya bakacaklar. Sosyal medyaya girmek yasaya uygun mu ayrı mesele. Ama bu zaten insanları ürküten bir sorun. Bu bakımdan işsizlere hiçbir kolaylık yok. Onun için çifte vatandaşlığın olağan hale gelmesinden dolayı vatandaşlığa geçenlerin sayısının çok artacağını düşünmüyorum.”
Almanya’ya 60-70’li yıllarda gelenler için test yapılmayacağını, ancak bu insanların büyük bir kısmının zaten Almanya’da yaşamadığını dile getiren TBB sözcüsü “Bir kısmı zaten dünyada değil. Şimdi 75 yaşındaki insanın başka işi gücü yok Alman vatandaşlığına mi geçecek. Yani bu belli yaş grubuna pratikte kolaylık da getirmeyecek” dedi.
Bu testlerin 2000 yılından beri olduğuna işaret eden Çınar sözlerini şöyle noktaladı:
“Eskiden ikametinin olduğu belediyenin ilgili şubesine gidiyordun konuşuyordun, Almanca biliyorsan mesele bitmişti. Almanya’nın ilk başbakanı kim, yok bayrağının rengi neydi gibi saçma sapan şeyler söz konusu değildi, bunları getirdiler. Daha da zorlaştıracaklar. Hiçbir faydası da yok bence. Çünkü kişi burada yaşıyorsa belli bir süre sonra Alman vatandaşı olabilmeli. Gelir konusunda bırakın işsizliği, işi olup da bu yasaya göre yeterli geliri olmayan insanlar var. Bu insanların suçu yok ki. Kendisine göre iş bulamamış. Niye bundan dolayı Alman vatandaşı olamasın.”
Türk kökenli vekil: SPD pes etmedi
SPD’nin Türk kökenli Alman milletvekili Macit Karaahmetoğlu da 30 senedir çifte vatandaşlık meselesinin özellikle Türk kökenli insanların çok önem verdiği bir konu olduğunu söyledi.
Bununla ilgili hemen her gün mesajlar aldığına işaret eden Karaahmetoğlu artık bunun gerçekleşeceğini belirtti. Hristiyan Demokrat Partinin (CDU) bu yasayı senelerce engellediğine dikkati çeken Karaahmetoğlu şöyle konuştu:
“SPD, Yeşiller ve FDP ile bu kanunu çıkaracağız. Özellikle buraya işçi olarak gelenlerin ilk jenerasyonu için yani şimdi artık emeklilik durumunda olan insanlar için ve onların eşleri için de Almanca şartı test olarak yapılmayacak, onlara kolaylık getiriliyor. Türkler ve diğer kişiler vatandaşlıklarından çıkma zorunluluğu olmayacak en önemli konu bu.”
Karaahmetoğlu SPD’nin bu konuda 30 sene mücadele verdiğini savunarak “Asgari ücretle de öyleydi, yani SPD’nin önemli konularda pes etmediğini gerekirse, onlarca yıl siyasi savaş verdiğini görebilir vatandaşlar” dedi.