Almanya’nın Gıda ve Tarım Bakanı Cem Özdemir, Alman gazetesi FAZ’da kaleme aldığı yazıda kızının ırkçılığa uğradığını yazdı. Yeşiller Partisi’nden milletvekili olan Özdemir, mültecilerin işlediği suçlardan dolayı daha sert cezalar almasını talep etti. Özdemir’in de üyesi olduğu Yeşiller Partisi, sığınmacı sorunu üstünden kendine alan yaratan aşırı sağın Avrupa’da ardı ardına seçim kazanmasının ve kitlesini ciddi oranda büyütmesinin ardından kendi politikalarını da mevcut siyasete adapte etti. Yeşiller Partisi Avrupa’nın aldığı göçü bütünüyle reddetmese de “gelenlerin kalmak için bir sebep göstermesi” fikrini savunuyor.
Özdemir, geçen sene Tanzanyalı bir arkadaşıyla birlikte Baltık Denizi kıyısında kamp yapmak üzere gittiği tatilde ırkçı saldırılara maruz kaldığını anlattı. Kızının tatilinin yazınca 24 saat sürdüğünü belirten Özdemir bunun sebebi olarak kızının maruz kaldığı ırkçı hakaretler ve küfürleri gösterdi. Özdemir “kalabalığın içinde kızıma saldıranlar arlarında çocukların da bulunduğu genç bir gruptu” dedi. Aynı zamanda Ortadoğulu kadınların Almanya’da uğradığı baskıya da değinen Özdemir, kızının Berlin’de bazı dayatmalara maruz bırakıldığını anlattı.
‘Ülkeye katkı sunan mültecilerin korunması için daha iyi cezai önlemler gerekiyor’
Özdemir “Kızım şehirde dışarıdayken kendisi ya da arkadaşları göçmen erkekler tarafından sık sık tatsız bir şekilde süzülüyor ya da cinsel tacize uğruyor“ yazarak kadın sorununu da merkeze aldı. Özdemir’e göre kendi kızı da pek çok kadın gibi tacize karşı “kalın bir deri” geliştirmiş. Özdemir suça karışan mültecilerle “ülkeye katkı sunan” mültecilerin ayrıştırılması adına cezai sistemin değişmesi gerektiğini de savunuyor.
Almanya’daki mülteci sorununa değinen Özdemir “Son on yıldaki iltica uygulaması giderek en güçlülerin hakkı haline geldi” ve “dünyanın kriz bölgelerinden gelenler sadece en savunmasız ve korunmaya en muhtaç olanlar değil, aynı zamanda ezici bir çoğunlukla en güçlüler, yani genç erkekler” dedi. Özdemir’e göre bu durum “temel sığınma hakkının kabulünü giderek aşındırıyor ve büyük toplumsal çalkantılara yol açıyor”.
Özdemir, Solingen saldırısını hatırlattı
Yeşil politikacı genel olarak “kimlik kontrollerinde daha fazla tutarlılık, suçlara karşı daha fazla ciddiyet ve yaptırım” ve “önleme çalışmalarında daha az hoşgörü” çağrısında bulundu. Özdemir özellikle Solingen’deki saldırısını hatırlatarak “Solingen, sadece çok sayıdaki vakalar zincirine katılmamalı; Solingen herkesi uyandırmalı: Ülkede kimin olduğunu bilmemiz gerekiyor. Sadece burada bulunmasına izin verilenlerin ülkede olduğundan emin olmalıyız” dedi.
Almanya’nın Solingen kentinde bir festivalde yaşanan bıçaklı saldırı sonucunda üç kişi ölmüştü. Beşinin durumu ağır 8 kişi de yaralanmıştı. Polis de saldırganı bulmak için insan avı başlatmıştı. Hemen ardından saldırıyı 15 yaşında bir çocuğun gerçekleştirdiği iddia edilmiş fakat failin o olmadığı anlaşılmıştı. Almanya, saldırının faili olarak 26 yaşında bir Suriyeliyi tutuklamış, ardından terör örgütü IŞİD de saldırıyı üstlenmişti. Solingen saldırganının da sığınma talebi reddedilmesine rağmen Almanya’da bulunmaya devam eden bir Suriyeli olduğu ortaya çıkmıştı.
Cem Özdemir daha önce Tokatlılıktan ‘men edilmiş’
Daha önce Türkiye gündemine “Döner Almanya’ya aittir” açıklamalarıyla düşen Özdemir, Yeşiller Partisi’nde sürdürdüğü siyasi kariyeri boyunca hemşerileri tarafından bir çok kez hedefe oturtulmuştu.
2016 yılında eş başkanlığını yürüttüğü partisi öncülüğünde hazırlanan ve Almanya’nın o dönemki hükümet koalisyonu tarafından desteklenen ve 1915 olaylarını soykırım olarak tanımlayan karar tasarısını hazırlayan ekibin öncüsü niteliğindeydi. Oylama öncesi Bundestag’da bir konuşma yapan Özdemir, Türkiye’de “Ermeni” kelimesinin halen hakaret sözcüğü olarak kullanıldığını söylemişti. Enver Paşa ve Talat Paşa’nın adlarını “katiller” diyerek anan Özdemir, Türkiye’de manşetlere girerek yoğun bir tepkiyle karşı karşıya kalmıştı. Özdemir, tasarının mecliste kabul edilmesinin ardından ölüm tehditleri aldığını söylemişti. Cem Özdemir’in ailesinin memleketi olan Tokat ise dönemin belediye başkanı aracılığıyla Cem Özdemir’i “Tokatlılıktan men etmişti.” Kendisine bir tepki de Munzur Üniversitesi’nden gelmişti.
Munzur Üniversitesi’nin resmi internet sitesindeki açıklamada, Alman milletvekili Cem Özdemir’e 2008 yılında fahri bilim doktora unvanı verildiği anımsatılmış ve bu unvanın geri alındığı şu sözlerle açıklanmıştı: “Türkiye Cumhuriyeti’ni ve ulusumuzu incitecek tavır ve davranışlar sergileyen Alman milletvekili Cem Özdemir’e 28 Ekim 2009 tarihinde verilen fahri bilim doktora unvanı 29 Mart 2017 tarihli ve 12.1 sayılı senato kararıyla iptal edilerek fahri bilim doktora unvanı geri alınmıştır.”
