Hamas’ın ateşkesi kabul etmesine rağmen Refah’a giren İsrail sınır kapısının kontrolünü ele geçirince Mısır kapının kendi tarafını geçişe kapattı. Bu yardımların Refah sınır kapısından Gazze’ye geçemeyeceği anlamına geliyordu. Mısır ve İsrail insani yardımın Refah sınırından geçmesi konusunda prensipte anlaşmaya vardı ama neredeyse bir aydır kapı kapalıydı. Halbuki savaşın başından beri en büyük yardım bu kapıdan giriyordu. Savaşın ilerleyen dönemlerinde Kerem Şalom ve Erez sınırları açılsa da buradan giren yardımlar yara bandı olmaya yetmemişti. Kayıtlardan da anlaşılıyor:
Gazze’de en az 30 çocuğun ölüm nedeni yetersiz beslenme. Bu çocukların neredeyse tamamı yakın zamana kadar gıda ve tıbbi malzemelerin doğru düzgün girmediği kuzeyde hayatını kaybetti. Geçen ay kuzeydeki Erez sınırı açıldığında Gazze’nin bu kesiminde kalanların biraz olsun rahatlayacağı tahmin ediliyordu ama öyle olmadı. İsrail askerleri 7 Mayıs’ta Refah’a girince hesaplar bir kez daha değişti. Refah işgalinden beri Gazze’ye giren insani yardım sevkiyatı üçte iki oranında azaldı.
UNICEF’in Filistin’deki İletişim Başkanı Jonathan Crickx “Refah’ta yaşananlar çocuklar için tam bir felaket. Besin malzemeleri, özellikle de çocukların yetersiz beslenmesini önlemek için mamalar dağıtılmazsa akut yetersiz beslenme sorunu olarak üç binden fazla çocuğun tedavisi kesintiye uğrayacak” dedi.
Dünya Gıda Programı’nın Filistin sorumlusu Matthew Hollingworth Gazze’ye yardımların kuzeyden gerçekleştiğini söylüyor. Kuzeydeki krizin hafiflediğini belirten Hollingworth bu kez de güneydekilerin erzaklarının tükenmekte olduğunu anlatıyor: “Kuzeyde durum beş hafta öncesine göre büyük ölçüde düzeldi. Öte yandan Gazze’nin orta kesimi ve güneyde 7 Mayıs’tan bu yana her şey daha da kötüleşmeye başladı. İnsanların nisan ile mayıs ayının başlarında alabildikleri yardımların tamamının tükenmesine bir hafta kaldı.”
Bunların üzerine bir de ABD’nin inşa ettiği yüzer iskele de kötü hava şartları nedeniyle hasar gördü. Normalde bu iskeleye Kıbrıs’tan getirilen yardımlar kuzeye ya da güneye dağıtılabiliyordu. Şimdiyse en az birkaç gün daha iskele çalışır halde olmayacak.
İsrail suçu insani yardım kuruluşlarına atıyor
İsrailli yetkililer Gazze’ye gönderilebilecek malzemelerde sınırlama olmadığını iddia ediyor ve bölgede görülen açlık durumundan yardım gruplarının lojistik hatalarını sorumlu tutuyor. İsrail’in insani yardım koordinasyonundan sorumlu kurumu Cogat’ın sözcüsü Şimon Freedman Gazze’ye giren günlük ortalama kamyon sayısının nisan ayında 300 civarındayken mayıs ayında 350 civarına yükseldiğini söylüyor. Freedman “Farklı kuruluşlar kamuoyuna farklı rakamlar açıklıyor ancak bu rakamlar resmin tamamını temsil etmiyor” diyor.
İnsani yardım kuruluşları ise kamyon sayılarına bakmanın yanıltıcı olacağını söylüyor. Çünkü kamyon büyüklüğü, tam ve kısmen dolu kamyonların nasıl sayılacağı ya da nerede sayılacağı gibi konularda bir standart yok. İsrail Kerem Şalom’a giren kamyonların hepsi sonuna kadar dolu olmamasına rağmen onların tümünü Gazze’ye giren kamyonlar olarak sayarken Birleşmiş Milletler sadece tamamen dolu kamyonları sayıyor. OCHA sözcüsü Jens Laerke “Kamyon sayımı yapmak tam bir aptal işi” diyor ve önemli olanın Gazze’ye hangi malzemelerin girdiğine ve ihtiyaç sahiplerine ulaşıp ulaşmadığına bakılması gerektiğini belirtiyor.
Norveç Mülteci Konseyi yaşadıkları zorlukları şöyle anlatıyor: İnsani yardım malzemelerinin Gazze’ye girmesine izin verilse bunları taşıyacak yakıtımız olmayabiliyor. Yakıtımız olduğunda kamyonlar için ödeme yapabileceğimiz nakit paramız olmayabiliyor. Kamyonlar için ödeme yapabildiğimiz gün depoya giden yollar seyahat etmek için çok etkili oluyor. Olur da depoya ulaşabilirsek yükü alması için güvendiğimiz personeller patlamaların depoya yakın yerlerde olması nedeniyle kaçmış olabiliyor.”
Kayda alınmayanlar da olabilir
Gıda ve tıbbi malzemelere erişimin durması uzun vadede sorunlara yol açabilecek bir trajedi olsa da güneydeki herkesi tehdit eden bir durum. Uluslararası yardım kuruluşlarından 20’si geçen hafta “Gazze’ye ne zaman gireceği belli olmayan yardımların insani durum çöküşün eşiğindeyken durumun düzeleceğine dair serap yarattığı” uyarısını yaptı. Aralarında Médecins Sans Frontières, Oxfam ve Save the Children’ın da bulunduğu gruplar ortak açıklamalarında “açlık, hastalık ve tıbbi yardımın önüne geçilmesinin ölümleri hızlandıracağından” korkulduğunu belirttiler.
Cumartesi günü Deyrel Balah’ta yetersiz beslenme nedeniyle 13 yaşında bir çocuk daha hayatını kaybetti. Crickx “UNICEF’in önceki tecrübelerine göre dünyadaki benzer krizlerde çocuklar genelde yetersiz beslenme ve susuzluktan dolayı hastanede değil; evlerinde, sokakta ya da sığındıkları yerde ölüyor. Bu da yetersiz beslenme nedeniyle çocuk ölümlerinin sadece bir kısmının kayıtlara geçirilebildiği anlamına geliyor. Gazze’de de yetersiz beslenmeden dolayı hayatını kaybeden çocukların sayısında eksiklikler olduğuna dair makul bir endişe hakim” diyor.
Gazze’de beş yaşın altındaki çocukların çoğu günlerini hiçbir şey yemeden geçiriyor. DSÖ sözcüsü Margaret Harris mayıs ayında üç gün boyunca gıda erişiminin ele alındığı bir ankette bölgede yaşayanların yüzde 85’inin en az bir günü gıdasız geçirdiğini ortaya koydu.
Çocukların karşı karşıya olduğu tek risk gıda eksikliği değil. Temiz su ve hijyenin sağlanamaması da küçük yaştaki çocukları bulaşıcı hastalıklara daha açık hale getiriyor. Gazze’de çoğu hastane ve klinik elektrik eksikliğinden dolayı kapatıldı. Hâlâ faaliyette olanlar ise hasar görmüş ve kapasitesinin üstünde çalışıyor.
Netanyahu da Amerikan Kongresi’nde konuşmaya çağrıldı
Gazze’de çocuklar ölmeye devam ederken ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin hakkında tutuklama kararı çıkarmayı düşündüğü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise konuşma yapması için Amerikan Kongresi’ne çağrıldı. Kongre liderleri davetiyelerinde “ABD ile İsrail arasındaki bağların güçlendirilmesi ve İsrail hükümetinin demokratik değerleri koruma, terörle mücadele ve bölgede kalıcı ve adil bir barışa yönelik vizyonunu paylaşma çabalarını takdir etmek amacıyla sizi Kongre’ye davet ediyoruz” dedi.
X hesabından yaptığı paylaşımda Netanyahu “İsrail’i Kongre’nin her iki kanadı önünde temsil etme ayrıcalığı ve Amerikan halkının ve tüm dünyanın temsilcilerine hayatlarımızı arayanlara karşı yürüttüğümüz haklı savaş hakkındaki gerçeği sunma ayrıcalığından büyük heyecan duyuyorum” dedi.
Bu arada savaşın içine doğan yedi aylık bebek Fayiz Abu Ataya ilk ve son baharında açlıktan hayatını kaybeden çocuklardan oldu. Ne Hamas’ı biliyordu ne de İsrail’i.