Dünya’da son zamanlarda yükselen turizm karşıtlığı hareket adından da sıkça bahsettirir oldu. Avrupa genelinde insanların çoğu, artan turizme karşı protestolara sempati duymaya başladığını ifade ediyor. Ve geçmişte, “turizm, gelir kaynağıdır” yaklaşımına sahip kişilerin tavır değiştirerek mücadele saflarına katılacağını ortaya çıkaran araştırmalar mevcut. Yani birçok Avrupalı, aşırı turizmi önlemek için atılacak adımları destekleyecek. Bunun için bir anket de yapıldı. Söz konusu ankete göre İspanya’da insanların üçte biri, yaşadıkları bölgenin artık çok fazla uluslararası ziyaretçiye ev sahipliği yapmasından şikayetçi. YouGov anketi, Yunanistan’daki Santorini’den Atlas Okyanusundaki Kanarya Adaları’na İtalya’daki Cinque Terre’den Hollanda’daki Amsterdam’a kadar turizmi azaltmaya yönelik önlemlerin alınmaya başladığı bir dönemde dikkat çekici verileri ortaya koydu.
Danimarka, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, İsveç ve Birleşik Krallık’ta yapılan ankete katılanların yüzde 32’si bölgelerinde artık çok fazla turist olduğunu söyleyerek şikayetlerini yüksek sesle dile getirmeye başladı. Bunun en çok hissedildiği ülke ise İspanya.
Örneğin, İspanya’nın Katalonya özerk bölgesinin merkezi Barselona’nın 1.6 milyon nüfusu var ancak yılda tam 32 milyon ziyaretçiyi ağırlıyor. Haliyle, turizmden yakınanların oranı Barselona’da yüzde 48’e çıkmış durumda. Hatta Barselonalı bir köşe yazarının “Şehrim benden çalındı ve geri alamayacağım” diye yakındığı yazısı da epey konuşulmuştu.
İspanya genelinde de durum farklı değil. Turizm yoğunluğundan şikayetçi olan İspanyolların oranı yüzde 28. The Guardian’da Jon Henley imzasıyla yer alan analizde, bu iki oranın diğer Avrupa ülkelerine kıyasla belirgin şekilde yüksek olduğuna dikkat çekiliyor.
Fransa’da ankete katılanların yüzde 18’i yaşadıkları yerde çok fazla yabancı turist olduğunu düşündüklerini, yüzde 16’sı ise turistler hakkında kötü düşüncelere sahip olduklarını belirtti. İtalya’da bu oranlar yüzde 16 ve yüzde 11, Almanya’da ise yüzde 13 ve yüzde 14.
Kira krizini tetikleyen turizm önlem aldırtmıştı
İspanya’daki insanlar ayrıca, dairelerin turistlere kısa süreli kiralamanın artışında da şikayetçi. Özellikle İspanya’da insanlar konaklayacak ev bulamayacak duruma gelmiş durumda. Çünkü, kısa süreli kiralama mülk sahiplerinin cebini daha da dolduruyor. Uzun süreli kiralanacak az ev olunca da fiyatlar gittikçe şişiyor. İşte bu nedenle İspanya’da hükümet önlem almak zorunda kalmıştı. İspanya hükümeti Temmuz ayında Airbnb ve Booking.com gibi platformlardaki ilanların ruhsatlı olup olmadığını kontrol etme sözü vererek kısa dönemli tatil kiralamalarına yönelik kısıtlama getireceğini belirtmişti. Barselona belediye meclisi de 2029 yılına kadar tüm kısa dönem kiralık daireleri yasaklamayı hedefliyor.
Anket, İspanyolların üçte birinden fazlasının (yüzde 37) kısa dönem kiralama sektörünün faydadan çok zarar getirdiğini düşündüğünü ve yüzde 45’inin de sektöre olumsuz baktığını gösterdi.
Kısa dönem kiralık dairelere diğer ülkede de öfke büyük
Birleşik Krallık’ta kısa süreli kiralama sektörü hakkında olumsuz görüş bildirenlerin oranı yüzde 33 iken, İtalya’da yüzde 30, Fransa’da yüzde 28, Danimarka’da yüzde 24 ve Almanya’da yüzde 21. Otelcilik sektörüne ilişkin görüşler, ankete katılan tüm ülkelerde yüzde 69 ile yüzde 73 arasında değişen oranlarda büyük ölçüde olumlu.
Bir diğer tartışma konusu da kruvaziyerler. Yani, turistik amaçlı yolcu gemileri. Fransa ve Almanya kruvaziyerler hakkında en olumsuz görüşlere iki ülke olarak öne çıkıyor. Barselona ve Venedik’in kruvaziyer gemilerini engellemek için adımlar attığı İspanya ve İtalya’da görüşler daha olumlu bir seyirde. Oranlar ise şöyle:
- Fransa: Yüzde 47
- Almanya: Yüzde 45
- İspanya: Yüzde 20
- İtalya: Yüzde 19
Çözüm için en sıcak bakılan yöntem: Turizm vergisi
Turist sayılarını kontrol etmek ulusal, şehir ve yerel yönetimler için zor bir denge unsuru. Uluslararası ziyaretçilerden elde edilen gelirler, istihdam ile bölge sakinlerinin yaşam kalitesi arasında sağlanması gereken uzlaşı da en zor kalemlerden biri. Amsterdam, Paris, Sevilla ve Venedik gibi şehirler aşırı turizmi engellemek için bir takım önlemleri benimseyen yerlere örnek.
The Guardian’a göre bu dengeyi sağlamaya yönelik stratejiler arasında turist vergilerini artırarak ziyaretçi sayılarını dengelemek veya azaltmak; giriş ücretleri, zaman aralığı sistemi veya önceden rezervasyon zorunluluğu getirmek gibi uygulamalar yer alıyor.
Söz konusu ankete katılan her ülkede yüzde 57 ile yüzde 76 arasında bir çoğunluk ise rezervasyon sistemine yakın bakıyor. Bu rezervasyon uygulaması, İtalya Kolezyum’da uygulanıyor. Her ülkedeki katılımcıların en az yarısı (yüzde 50-62), turist sayısına kota getirilmesine de destek vereceklerini belirtiyor.
Yedi ülkenin tamamında katılımcılar, Amsterdam’ın bu yılın başlarında “şehri yaşanabilir kılmak için” duyurduğu bir önlem olan, popüler şehirlerde yeni otel inşasının yasaklanmasını da büyük ölçüde (yüzde 46 ile yüzde 58 arasında) destekliyor.
Daha az rağbet görse de bazı ülkelerde hala pek çok kişi tarafından desteklenen öneriler arasında aşırı kalabalık şehirlere giriş için “turist vergisi” alınması da var.
YouGov’un küresel seyahat ve turizm başkanı Eva Satkute Stewart, “Turistler Avrupa’daki şehirler için sürekli bir sorun olmuştur, özellikle İspanya’da yaşanan sorunlar verilerimize de yansımıştır” diyerek anketin bir değerlendirmesini yaptı.