İstanbul’un fethinden altı yıl sonra dünyaya gelmişti Cem Sultan. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’dan ayrıldığı vakitlerde yerine vekil olarak Cem Sultan’ı bırakıyordu. Ancak ağabeylerinden Şehzade Mustafa hayatını kaybedince Cem de Karaman vilayetine vali olarak gönderildi. Ne zaman ki Fatih Sultan Mehmet öldü, Cem Sultan ile ağabeyi Bayezid arasında taht savaşının fitili ateşlenmiş oldu. Tahtı elinde tutanın ağabeyi Bayezid olduğunun pekâlâ farkında olan Cem Sultan, onu savaş meydanında yenemeyeceğini biliyordu. Bu yüzden de ağabeyine bir teklif götürdü: Eski Türk devletlerinde olduğu gibi ülkeyi ikiye bölüp yönetmek. Ancak bu teklifi kabul görmedi. İki kardeş Yenişehir’de çarpıştı, Cem Sultan canını güçbela kurtardı. Karaman’a gidişiyle başlayan kaçışını, Mısır, sonra da Rumeli’den Avrupa’ya uzanacak bedbaht bir hayat izleyecekti.
Bu hikayeyi anlatmamızın sebebi Singapur’un kurucusu Lee Kuan Yew’in küçük oğlu Lee Hsien Yang, Çünkü Hsien Yang, Singapur’da “zulme uğrama tehdidi” altında olduğu gerekçesiyle İngiltere’ye yaptığı sığınma talebine olumlu yanıt aldı.
Lee Kuan Yew’in üç çocuğu var. Hsien Yang ve rahmetli kız kardeşi Lee Wei Ling’in eski başbakan da olan ağabeyleri Lee Hsien Loong ile arası hiç olmazsa 2017’den beri bozuk. Bu anlaşmazlığı açık eden de Hsien ve Wei’di. Sorun, ölen babalarının isteği doğrultusunda baba ocağının yıkılıp yıkılmayacağıydı.
Kardeşliği bozan ev hadisesi
Bu ev, baba Lee’nin İkinci Dünya Savaşı’nın sonundan 2015’teki ölümüne kadar evi bellediği, sömürge döneminden kalma bungalovu. Özel hayatının halkın odağında olmasından rahatsızlık duyan baba Lee vasiyetinde eve ne olacağını çok açık bir şekilde yazmıştı: Kızı o evde yaşamayı bırakır bırakmaz evin yıkılmasını istiyordu. Hsien Yang ve Wei Ling evin yıkılması için bastırırken, Singapur hükümeti bir komite kurarak evin korunması olasılığını gündeme getirdi.
İşte bu yüzden 2017 yılında iki kardeş kameralar karşısına geçerek “Babamızın vasiyetini yerine getirmeye çalışıyoruz ama kendimizi tehdit altında da hissediyoruz” diye konuştu. Aynı konuşmada ağabeylerini hem evi hem de kendi saltanatını korumak için hükümetteki nüfuzunu kötüye kullanmakla suçladılar. Hsien Loong bu yılın başlarında başbakanlık görevinden istifa etti ama üst düzey bakan olarak kabinedeki yerini koruyor. Hsien Yang ise muhalefetteki Singapur İlerleme Partisi’nin bir üyesi.
Bungalov anlaşmazlığı, son yıllarını evde geçiren Wei Ling’in ölümüyle bu ayın başlarında iyice alevlendi. Kardeşinin cenaze törenine katılmayan Hsien Yang, kısa süre sonra “babasının vasiyetini yerine getirmek” için evi yıkıp yerine küçük bir ev inşa etmek için başvuruda bulunduğunu açıkladı.
Beş yıl daha İngiltere’de kalabilecek
Hsien Yang ve eşi iki yıldır yurt dışında yaşıyor. Bunun sebebi olarak da ailesinin maruz kaldığı baskıyı gösteriyor. Önceki günlerde Facebook’ta bir paylaşım yapan Hsien Yang “Oğluma dava açtılar, eşime idari soruşturma başlattılar ve yıllardır süren sahte polis soruşturması var. Bu gerçekler doğrultusunda İngiltere baskıya uğradığımı ve Singapur’a güvenli bir şekilde dönemeyeceğimi tespit etti” dedi.
Buna göre Hsien Yang’ın sığınma talebi ağustos ayında onaylandı, önümüzdeki beş yıl boyunca İngiltere’de kalabilecek. Hsien Yang bu haberden kısa süre sonra İngiliz gazetesi The Guardian’a konuşarak “Singapur’un sahip olduğu ekonomik refaha rağmen hükümetin baskıcı olduğu karanlık bir tarafı da var. İnsanların düşündüğü şey buranın cennet olduğu ama öyle değil” dedi. Hsien ayrıca Singapur’un silah ticareti, kirli para, uyuşturucu kaçakçılığı ve kripto para gibi yasadışı işler için kullanıldığını da söyledi.
Singapur hükümetiyse basına gönderdiği yazılı açıklamada Hsien Yang’ın “baskıya uğradığı” yönündeki iddiaların “hiçbir dayanağı olmadığını” söyledi. Açıklamada “Singapur’un yargısı tarafsızdır ve kararlarını bağımsız verir. Bu nedenle Singapurlular yargı organına gözü kapalı güvenir” dendi. Hsien Yang ve ailesinin Singapur’a dönmelerini zorlaştıran herhangi bir hukuki kısıtlama olmadığının da vurgulandığı açıklamada “Singapur’a dönmekte özgürler, hep de öyle oldular” diye yazıyor.
İşte kardeşler arasındaki bu hikaye bize Cem Sultan ve Bayezid’n hikayesini anımsattı. Cem Sultan ile Bayezid olmasalar bile Kemal Kılıçdaroğlu ile Celal Kılıçdaroğlu olmaya uygun bir kardeşlik ilişkileri olduğu kesin.