İsrail'de hem savaş hem de karmaşa devam ediyor. Savaş kabinesindeki çatlakları derinleştiren aşırı sağcı bakan Ben-Gvir'in polislere emir verme yetkisi rafa kaldırıldı.

İsrail, Filistinli örgütlerle savaşını ve Gazze’de işgali sürdürürken iç hesaplaşmalarla da uğraşıyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun kurduğu ülke tarihindeki en sağcı hükümet, tabiri caizse kendi kendini bitiriyor. Krizde öne çıkan iki isim var: Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Finans Bakanı Bezalel Smotrich.

İsrail, 7 Ekim’de Hamas’ın Aksa Tufanı Operasyonu ardından yaşadığı kısa süreli şoku atlatınca Hamas’ı yok etmek için Gazze’ye saldırmış ancak bu karşılık kısa süre içinde işgale dönmüştü. 100’üncü gününe yaklaşan savaşta 23 bini aşkın Filistinli öldürülürken 60 bine yakın kişi de yaralandı. 3,2 milyonluk Gazze nüfusunun 1,9 milyonu, Tel Aviv güçlerinin zorlamasıyla yer değiştirmek zorunda kaldı. Gazze’nin kuzeyinden “güvenli değil” denilerek göçe zorlanan Filistinliler İsrail tarafından Güney’de de hedef alındı, alınmaya da devam ediyor. Sivil ayrımı gözetmeden saldıran İsrail’e yönelik uluslararası baskı artsa da bir yandan da silah tedariki sürüyor. Ancak Batı’nın deyimiyle “insani ara” bölge ülkelerinin ve Filistinlilerin deyimiyle de “ateşkes” için diplomatik gerilim arttıkça, Knesset’te de (İsrail Parlamentosu) gerilim yükseliyor. Netanyahu’nun aşırı sağcı bakanları ve savaş kabinesi arasında süregelen çekişmede de tansiyonu yükselten son gelişme de İsrail Yüksek Mahkemesi’nin Ben-Gvir kararı oldu.

The Times of Israel’de yer alan habere göre Yüksek Mahkeme Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir’in ülkedeki protestolara nasıl müdahale edileceğine dair operasyonel talimatına tedbir koydu. Bu kararla Ben-Gvir’in polis güçleri üzerindeki yetkisi bir süre için askıya alınmış oldu. Gazze’de süren savaş nedeniyle İsrail’in birçok kentinde devam eden protestolar var. Esir ailelerinin ateşkes çağrısı protestolarında polislere aşırı güç kullanma emri veren Ben-Gvir insan hakları gruplarının yükselen sesiyle karşı karşıya gelmişti. Bu gelişmelerin ardından da mahkeme  “gösteri hakkı ve protesto özgürlüğünün kullanılmasına ilişkin yasa uyarınca Ben Gvir’in polise operasyonel talimat vermekten kaçınması gerektiğine” karar verdi.

Aşırı sağcı bakan karara tabii ki sessiz kalmadı, dün ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın İsrail’de temaslarda bulunduğu sıralarda “sopa” önerisi yaptığı X hesabı üzerinden bu kez de yargıyı hedef aldı.

‘Çirkin bir karar’

Ben-Gvir “7 Ekim’deki katliamın hemen ardından İsrail polisine, Hamas ile dayanışma gösterilerini engellemesi talimatını verdim. Ne yazık ki Devlet Başsavcılığı İsrail polisini bu gösterileri kabul etmeye zorladı. Bu sabah Yüksek Mahkeme savaş zamanında düşmana olan desteği kesme yetkisini bana yasakladı, çirkin bir karar verdi. Bu ciddi ve anlaşılmaz bir ahlaki karışıklıktır. Düşmanın, askerlerimize karşı gösteri yapmasına izin veren böyle bir karar nasıl verilebilir?” dedi.

Aşırılıkçı bakan yine X üzerinden ABD Dışişleri Bakanı Blinken’a da seslenmiş “Sayın Blinken, Hamas’a karşı sakinleşmenin değil, en büyük sopayı göstermenin zamanıdır” demişti.

‘ABD bayrağındaki yıldızlardan biri değiliz’

İsrail Yüksek Mahkemesi’nin Ulusal Güvenlik Bakanı hakkında verdiği kararın Blinken’ın açıklamasının ardından gelmesi ise dikkat çekti. Washington ve Tel Aviv arasında yaşanan savaş sonrası Gazze ve “insani ara” anlaşmazlıkları Ben-Gvir ve Smotrich’in Filistinlileri zorla göçü konusundaki ısrarıyla daha da gerilmişti. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller İsrailli Bakanlar Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir’in “Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin gönüllü olarak bölgeden göç etmesine” yönelik açıklamalarını “kışkırtıcı ve sorumsuzca” diye nitelemişti. Miller ABD’nin Filistinlilerin Gazze dışına yerleştirilmesini savunan açıklamaları reddettiğini vurgulamıştı. X hesabı üzerinden yanıt veren Ben-Gvir de “ABD’yi takdir ediyorum ama kusura bakmayın, Amerikan bayrağındaki yıldızlardan biri değiliz. ABD bizim en iyi dostumuzdur ama her şeyden önce İsrail Devleti için en iyisini yapacağız” diye yazmıştı.

Aslında İsrail’de aşırılıkçı bakan için Mart ayında da benzer bir karar alınmıştı. Ben-Gvir’in tartışmalı yargı “reformu” protestoları sırasındaki tutumu nedeniyle polis güçlerine emir vermesi sınırlandırılmıştı. Patlak veren savaşın ardından gündem değişse de Ben-Gvir’in esir ailelerinin ve ateşkes yanlılarının protestoları sırasındaki tutumu oklar yeniden Ulusal Güvenlik Bakanına dönmüştü. Yargı, Mart ayındaki kararının Bakan tarafından “ihlal” edildiği sonucuna varıldı. Mart ayındaki karar da Ben-Gvir’in yargı “reformu” protestolarında sivillere yönelik sert müdahalede bulunmak istemeyen polis şefini görevden almasıyla gündeme gelmişti. Ben-Gvir’in kararı yargıdan dönmüş, polis şefi görevinde kalmıştı. Aşırı sağcı bakan o dönemde yaptığı açıklamada “Başsavcı’nın görevine devam etmesini değerlendireceğimiz zamanlar da gelecek” demişti.

Savaş kabinesinde küfürlü kavga

Ben-Gvir sadece protestolara ve Filistinlilerin göçe zorlanmasıyla da gündemde değil. Netanyahu’nun 7 Ekim’deki operasyondan sonra kurduğu savaş kabinesindeki çatlakların en büyük nedenlerinden de biri. Geçen hafta savaş kabinesi toplantısı da bu bu kargaşanın en net yansımalarından birine sahne olmuştu. Savaş sonrası Gazze ve 7 Ekim Hamas operasyonu sırasındaki ordu hatalarının konuşulduğu toplantıda küfürlerin havada uçuştuğu büyük bir kavga patlak vermişti. Kavganın esas nedeni ordunun hatalarının araştırılması için başlatılan iç soruşturma ve Gazze’den 2005’teki tek taraflı çekilme sürecinin savunma bakanı olan Şaul Mofaz’ın iç soruşturmaya dahil edilmesiydi. Ulaştırma Bakanı Miri Regev, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich olmak üzere sağcı bakanların Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’ye yüklendiği ifade edilmişti. Kan televizyonu Netanyahu’nun toplantıyı sonlandırırken Halevi’ye “Bazen bakanları dinlemen gerekir” diye çıkıştığını da iddia etmişti. İsmi açıklanmayan bir bakan da devlet televizyonuna verdiği demeçte yaşananların utanç verici olduğunu söylemişti. Bakan “Orduyu eleştirebilirsiniz ama genelkurmay başkanına şahsi olarak yüklendiler” demişti.

İsrail Başbakanı toplantıyı erken bitirmek zorunda kalmış, üst düzey savunma yetkililerinden bazılarının da protesto amaçlı toplantıyı terk ettiği gündeme gelmişti.

‘Suikast istedim diye dışlandım’

Ben-gvir Kasım ayında da Netanyahu’ya yüklenmişti. Şöyle demişti: “Netanyahu (Hamas’a) suikastlar talep ettiğimde beni dışladı, gerçekler söylenmeli. Netanyahu’nun çevresindekiler beni ortalığı yangın yerine çevirmeyi istemekle suçladı. Netanyahu ve çevresinin anlayışında hata vardı. Umarım şimdi herkes daha iyi anlıyordur. Ateşkes nedir? Nasıl ateşkes yaparsın? Netanyahu, ABD’de bir uçtan bir uca bilgilendirme gezisine çıkmalı. Hapishanelerde de tutuklular için koşulların ağırlaştırılmasını başından beri istiyorum.”

Blinken İsrail’de konuştu: Filistin halkının özlemlerini karşılayabilecek bir yol var

Savaşı yumuşatmaya giden Blinken’a İsrail’den ‘sopa’ önerisi