Filistin’in BM Daimi Temsilciliği mayıs ayında kazandığı ek haklar sayesinde BM Genel Kurulu’na sunduğu ilk karar tasarısını oylamaya açtı. Tasarı “İşgal altındaki Doğu Kudüs ve işgal altındaki Filistin topraklarının geri kalanındaki yasa dışı İsrail eylemleri” başlıklı bir oturumda oylandı. Dünyanın dört bir yanından delegeler bu tarihi oylamaya katıldı, az sayıda ülke oylamada farklı tavır aldı.
ABD yine ‘hayır’ dedi
Oylamada İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında 12 ay içinde çekilmesini talep eden karar ABD başta olmak üzere 14 ülkenin ret oyuna rağmen kabul edildi.
Ret oyu kullanan ülkeler arasında Çekya, Macaristan, Paraguay ve Arjantin var. ABD’nin tutumu daha önceki kararlarla uyumlu çizgideydi. 124 ülke tasarıya destek verirken 43 ülke çekimser oy kullandı. Çekimser ülkeler arasında Almanya, İtalya, İngiltere gbi bazı Avrupa ve Asya ülkeleri var.
‘İşgale son verin’ mesajı
Kabul edilen tasarıda İsrail’e net şekilde çağrıda bulunularak “İsrail’in daha fazla gecikme olmadan işgal altındaki Filistin topraklarında yasa dışı mevcudiyetini sonlandırmasını ve bunu kararın kabulünden itibaren 12 ay içinde gerçekleştirmesini talep ediyoruz” dendi. Tasarı İsrail’in yasa dışı yerleşim faaliyetlerini durdurmasını ve işgal ettiği tüm yerleşim yerlerinden çekilmesini de içeriyor.
Ayrıca kararda İsrail’in işgal nedeniyle Filistin topraklarında neden olduğu zararları telafi etmesi gerektiği belirtilerek bu sorumluluğun uluslararası hukuk çerçevesinde olduğunun altı çizildi. Bunun yanı sıra tüm üye ülkelerden uluslararası hukuk uyarınca sorumluluklarını yerine getirmeleri, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkını desteklemeleri ve İsrail’e karşı gerekli yaptırımları uygulamaları talep edildi.
Uluslararası toplumdan Filistin’e destek çağrısı
Tasarı yalnızca İsrail’e yönelik taleplerle sınırlı kalmadı. Aynı zamanda uluslararası topluma da seslenildi. Üye ülkelerin İsrail’in yasa dışı durumunu tanımamaları İsrail’e yardım etmemeleri ve İsrail’e karşı gerekli yaptırımları uygulamaları gerektiği vurgulandı. Bu çağrı Filistin’in yalnızca kendi hakları için değil, aynı zamanda uluslararası hukuk ve adaletin tesisi için de mücadele ettiğinin bir göstergesi olarak değerlendirildi.
İsrail için zorlayıcı süreç başlıyor
Bu karar İsrail açısından diplomatik anlamda oldukça zorlayıcı bir dönemin habercisi. İsrail hükümeti BM’nin bu net talebine nasıl bir yanıt vereceği konusunda uluslararası baskı altında. Uluslararası Adalet Divanı (UAD) kararları doğrultusunda işgale son vermesi beklenen İsrail aynı zamanda yeni yerleşim yeri faaliyetlerine de son vermek zorunda kalabilir. Eğer İsrail bu çağrılara karşılık vermezse uluslararası toplumu harekete geçirebilecek daha ciddi yaptırımlar ve sonuçlar gündeme gelebilir.
BM Genel Kurulu’nda kabul edilen bu tasarı Filistin için tarihi bir zafer olarak kayıtlara geçti. Ancak bu kararın uygulanabilirliği ve İsrail’in tepkisi önümüzdeki aylarda uluslararası siyasetin en sıcak konularından biri olmaya devam edecek.